GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Cumhurbaşkanlığının, Birleşmiş Milletlerin Mali ve Orta Afrika Cumhuriyeti'nde icra ettiği harekât ve misyonlar kapsamında hudut, şümul, miktar ve zamanı Cumhurbaşkanınca takdir ve tespit edilmek üzere, Türk Silahlı Kuvvetlerinin yurt dışına gönderilmesi ve Cumhurbaşkanınca verilecek izin ve belirlenecek esaslar çerçevesinde bu kuvvetlerin kullanılması için Türkiye Büyük Millet Meclisinin son olarak 6/10/2020 tarihli ve 1263 sayılı Kararı'yla uzatılan izin süresinin Anayasa'nın 92'nci maddesi uyarınca 31/10/2021 tarihinden itibaren bir yıl uzatılmasına ilişkin tezkeresi (3/1696) münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:8
Tarih:19.10.2021

YÜCEL MENEKŞE (Nevşehir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Birleşmiş Milletlerin Mali ve Orta Afrika Cumhuriyeti'nde İcra Ettiği Harekât ve Misyonlar Kapsamında Hudut, Şümul, Miktar ve Zamanı Cumhurbaşkanınca Takdir ve Tespit Edilmek Üzere, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Yurt Dışına Gönderilmesi ve Cumhurbaşkanınca Verilecek İzin ve Belirlenecek Esaslar Çerçevesinde Bu Kuvvetlerin Kullanılması İçin, Anayasa'nın 92'nci Maddesi Uyarınca 31/10/2021 Tarihinden İtibaren Bir Yıl Uzatılmasına İlişkin Tezkere hakkında şahsım adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle Genel Kurulu ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.

Konuşmama başlamadan önce, dün vefat eden, yerli ve millî savunma hamlemiz adına yaptığı çalışmalarla büyük hizmetlere imza atmış Baykar Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Özdemir Bayraktar'a Cenabıhak'tan rahmet dilemek ve kendisini hayırla yâd etmek istiyorum.

Ayrıca, bugün, 19 Ekim Muhtarlar Günü münasebetiyle öncelikle Nevşehirli muhtarlarımız olmak üzere tüm Türkiye'deki muhtarlarımızın çalışmalarında başarılar dilemek suretiyle günlerini kutlamak istiyorum.

Bugün, yine, Bosna Hersek Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Aliya İzzetbegoviç'i, 18'inci ölüm yıl dönümünde, vermiş olduğu mücadele ve bağımsızlık mücadelesi neticesinde ömrünü kattığı ülkesine ve dünyaya vermiş olduğu mesaj münasebetiyle hayırla yâd etmek istiyorum. Bunun akabinde Azerbaycan'ın kuruluş yıl dönümünü tebrik ediyorum.

Saygıdeğer milletvekilleri, söz konusu tezkere ilk kez 2016 Ağustos ayında Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında görüşülmüş ve gerekli izinler verilmiştir. Bu tarihten itibaren de bölgede yürüttüğümüz aktif politikanın bir unsuru olarak günümüze kadar süresinin dolması akabinde her yıl yüce heyetimizin kararıyla uzatılmıştır.

Türk dış politikası çalkantılı bir bölgesel ve uluslararası ortamda Türkiye'nin çıkarlarını korurken aynı zamanda çevremizde ve dünyada sürdürülebilir barış ve kalkınmaya uygun koşulların oluşmasını hedeflemektedir. Bu hedefimizin ilham kaynağı, cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "yurtta barış, dünyada barış." olarak ifade ettiği, insanlığın bir arada, çatışmasız ve huzur içinde yaşama öyküsüdür. Bu doğrultuda Türkiye, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın ifadesiyle milletimizin girişimci ruhunu ve insani değerlerini yansıtan "girişimci ve insani bir politika" kavramını hayata geçirmektedir. Türk dış politikasının girişimci niteliği çerçevesinde, ülkemiz, birbirini tamamlayan çok sayıda siyasi, ekonomik, insani ve kültürel iş birliği araçlarından istifade etmekte ve küresel ölçekte düşünen ancak dünyanın her köşesinde yerel düzeyde etkinlik gösteren bir diplomasi uygulamaktadır. Türkiye, toplam 253 diplomatik ve konsüler misyonuyla dünya çapında en büyük 5'inci temsil alanına sahip hâle gelmiştir.

Gazi Meclisimizin Saygıdeğer Başkanı ve kıymetli üyeleri; dünya milletleri ailesinin eşit haklara sahip, şerefli bir üyesi olarak Türkiye Cumhuriyeti, uluslararası toplumun temel sorunlarının hepsine aynı hassasiyetle yaklaşmakta, sorunların çözümü için hiçbir zaman gerekli sorumluluğu almaktan kaçınmamaktadır. Bu kapsamda, ülkemiz, Birleşmiş Milletlerin barışı koruma misyonlarından kalkınmaya, iklim değişikliği eylem planlarından Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin yeniden yapılandırma çabalarına kadar her alanda aktif bir politika sürdürmektedir.

Ulusal, bölgesel ve küresel politikalarımızın temelinde uluslararası toplumla iş birliği ve ortaklık kavramları yer almaktadır. Kendi politikalarımızın inşasını temellendirdiğimiz bu değerler doğrultusunda da uluslararası toplumun ihtiyaç duyduğu noktalarda kolektif savunma, kriz yönetimi, barışı koruma ve insani yardım gibi görevlere de katkıda bulunmaktayız.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye, uluslararası örgütlerin en sadık üyelerinden biridir. Zira dış politikamızın en önemli ilkelerinden biri uluslararası ilişkiler kapsamında terminolojisindeki "ahde vefa" ilkesine uygun hareket edilmesidir.

Bu bağlamda, uluslararası örgütlerin ve uluslararası hukukun bizlere yüklediği yükümlülükleri yerine getirme konusunda duyarlıyız. Bugüne kadar katıldığımız barışı destekleme harekâtlarının tamamı tartışılmayacak nitelikte uluslararası hukuk zeminine sahiptir. Bu tezkereyle görev süresini uzatacağımız harekât ve misyonlar sayesinde Afrika'da bölgesel istikrar ve barış için tehdit oluşturan insani ve siyasi krizlerin çözümüne katkıda bulunacağımıza olan inancımız tamdır. Şimdiye kadar görev aldığımız tüm barışı koruma misyonlarında olduğu gibi, bu misyonda da amacımız, siyasi, ekonomik ve sosyal kalkınmaya destek olmak, insani yardımların hazırlanması ve ulaştırılmasında rol almak, ülkelerin yeniden yapılanmasına katkı sağlamaktır. Bir yanda tüm bunları gerçekleştirirken, diğer yanda güvenlik diplomasisi ve ara buluculuk alanlarında tecrübelerimizi aktarmayı hedeflemekteyiz. Bunları yaparken, ne bugün ne yarın hiç kimseden bir karşılık beklememekte ve çıkar ilişkisi gözetmemekteyiz.

Biliyorsunuz ki Türk toplumu sömürü düzeni kuran bir toplum değildi. Bizim atalarımız bugün -Selçuklu, Osmanlı- eğer sömürü düzeni kurmuş olsaydı... 620 bin kilometrekareye hükmetmiş, barışın simgesi olmuş Osmanlı, yüzyıllarca bu dünyada Afrika'da, Kafkaslarda, Balkanlarda veya kabul gördüğü bütün coğrafyalarda her zaman barışı öncelemeyi ilke edinmiştir. Bugün baktığımızda, bu coğrafya üzerinde emperyalist güçlerin bu coğrafya insanını, topraklarını, kaynaklarını ne denli sömürdüğünü çok net bir şekilde görüyoruz. Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak da biz ülke insanlarının, mağdurların, ülkenin kaynaklarının sömürülmesi noktasında, dünyanın göz bebeği olmuş, İslam coğrafyasının göz bebeği olmuş Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın Başkanlığında İslam coğrafyasının bu mağdurlarına nasıl destek olduğumuza bugün bütün dünya şahit oluyor ve takdirle karşılıyor.

Bugün "Covid" denen bu virüs belasından bile dünyadaki ülkelerin, dünya insanlığının ne çektiğini çok net bir şekilde gözlemliyoruz ve biz Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak bugün Avrupa'ya, yeri geliyor Amerika'ya maskelerle, tedavi ilaçlarıyla destek olmaya çalışıyoruz ve bundan sonra da destek olacağımızı söyleyebilirim.

Çıkar gözetmeden, diplomatik anlayışımız sayesinde Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde yine Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak bugüne kadar tüm İslam âleminin ve tüm dünya mazlumlarının yanında olduk, bundan sonra da olmaya devam edeceğimizi ifade etmek isterim.

Sözlerime son verirken, bütün insanlığın barış içerisinde, huzur içerisinde yaşamasını temenni ediyorum. Bugün "Afrika ülkeleri" dediğimizde Afrika ülkelerinin insanlarının da bizim gibi, Allah'ın yarattığı kullar olduğunu düşünüyorum ve o insanların da barış ve huzur içerisinde yaşamasını temenni ediyorum.

Bu duygu ve düşüncelerle tezkeremizin hayırlı olmasını diliyorum. Bu tezkereye "evet" oyu kullanacağımı ifade etmek istiyorum. Yüce Meclisimizi ve ekranları başında bizi izleyen aziz vatandaşlarımızı tekrar selamlıyorum.

Saygılarımla. Sağ olun, var olun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)