GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 20 Ekim 1992 tarihinde Bingöl Solhan'da PKK saldırısı sonrasında şehit olan vatandaşlara bir kez daha rahmet dilediğine ve hain terör örgütünü lanetlediğine, Yunanistan, Mısır ve Güney Kıbrıs üçlü zirvesinin ardından yayınlanan ortak bildirinin Türkiye Cumhuriyeti devletine karşı yürütülen hasmane tavrın tezahürü olduğuna ve bu bildiriye gerekli cevabın Dışişleri Bakanlığı tarafından verildiğine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:5
Birleşim:9
Tarih:20.10.2021

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 20 Ekim 1992'de Bingöl Solhan ilçesi Hazarşah köyü Aksakal mezrasında PKK terör örgütü köy minibüsünü durdurmuş, 19 vatandaşımız kurşuna dizilerek şehit edilmiştir, 7 vatandaşımız ise bu alçak saldırıdan yaralı olarak kurtulmuştur. Hain terör örgütü PKK, yapmış olduğu alçak saldırılarda bu zamana kadar 6 binin üzerinde sivil vatandaşımızı katletmiştir. Bu vatandaşlarımızın çok büyük bir çoğunluğu Doğu ve Güneydoğu Bölgelerimizde yaşayan, hatta yine çok büyük bir çoğunluğu Kürt kökenli kardeşlerimizdir. Hain terör örgütünün bu zamana kadar yaşlı, bebek, kadın demeden yapmış olduğu bu saldırıları lanetliyor, 1992 yılında yaşanan bu acı olayda şehit olan vatandaşlarımıza bir kez daha rahmet diliyor, yaralı olarak kurtulan vatandaşlarımıza da sağlıklı, uzun ömürler niyaz ediyoruz.

Sayın Başkan, Yunanistan, bölgemizdeki birçok ülke gibi önce Fransa'yla, sonra ABD'yle sözde toprak bütünlüğünü garanti ettiğini ifade ederek birtakım askerî anlaşmalara imzalar atmıştır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz efendim.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Yine, 19 Ekim 2021 tarihinde Yunanistan'ın başkenti Atina'da yapılan Yunanistan, Mısır ve Güney Kıbrıs üçlü zirvesinin ardından bir ortak bildiri yayımlanmış, bu bildiriden hemen önce, yüz yirmi yedi yıllık Estia gazetesinde "Erdoğan'ın günleri sayılı, yeni bir duruma kansız bir geçiş ihtimal dışı değil." diyerek aba altından sopa gösterildiği sürecin devamında, toplantılar neticesinde, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki arama faaliyetlerinden vazgeçmesi gerektiği, Rum kesimine yakın yerlerde sondaj çalışması yapmasının tehdit olarak algılandığı, yapılan çalışmaların uluslararası hukuka uygun olmadığı ifade edilmiştir.

Türkiye'den bir kesimin de cazibe merkezi olarak görüp ziyarete gittiği Yunanistan, son zamanlarda haddini aşmış ve ülkemizin iç işlerine karışma cüretini kendinde görmeye başlamıştır. Açıklanan bildirideki hususların tamamı Türkiye Cumhuriyeti devletine karşı yürütülen hasmane tavrın tezahürüdür. Doğu Akdeniz'de, Türkiye ve Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin dâhil olmadığı hiçbir girişimin başarıya ulaşamayacağı bilinmelidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Başkan.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Bildirideki ifadelerin aksine, bölgedeki gerginliğin esas kaynağı Rum-Yunan ikilisinin gayrimeşru ve gayrihukuki deniz sınırı iddiaları ve Kıbrıs Türklerinin haklarını, menfaatlerini yok saymalarıdır. Bu ikilinin Doğu Akdeniz'de gerginlik çıkarmak için kıta sahanlığımızı ihlal teşebbüslerine geçtiğimiz günlerde gerekli cevabın verildiği Dışişleri Bakanlığı tarafından ifade edilmiştir. Biz hem kendi haklarımızı hem de Kıbrıs Türklerinin hakkını korumaya muktediriz.

Türkiye'nin ve Kıbrıs Türkünün meşru hak ve menfaatlerine halel getirecek hiçbir gelişmenin, hiçbir teşebbüsün başarıya ulaşamayacağını ifade ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.