GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AK PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:9
Tarih:20.10.2021

HDP GRUBU ADINA GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, sayın vekiller ve ekranları başında bizleri izleyen değerli halklarımız; hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.

Meclis başlarken Grup Başkan Vekilimiz Sayın Meral Danış Beştaş da ifade etti, bugün, yol arkadaşımız, TJA'nın dönem sözcüsü Ayşe Gökkan'a otuz yıl gibi bir ceza verildi. Bu otuz yılık cezanın aslında Ayşe Gökkan'ın mücadelesine, kadın özgürlüğüne olan inancına, sokaklarda, meydanlarda, belediye başkanıyken her gün, her yerde ve her zeminde aslında kadın haklarını haykırmasına, kadın mücadelesini yükseltmesine ve bu erkek devlete, bu erkek düzene karşı bayrak açmış olmasına verildiğini biliyoruz. Yine biliyoruz ki bu cezayı gün geçtikçe erkekleşen erkek devlet yargısı AKP eliyle verdi; AKP, bir kez daha yargıyı araçsallaştırdı. Bugün hem Kürt özgürlük hareketinin hem Kürt siyasal hareketinin ve aynı zamanda Kürt kadın hareketinin başında yargıyı balyoz gibi sallayarak aslında onu cezalandırmak istiyor. Bizi bu cezalarla, bu sindirme politikalarıyla yıldıramayacağınızı bir kez daha buradan ifade etmek istiyorum ve bu vesileyle de cezaevinde siyasi olarak, siyasi düşünceleri nedeniyle tutulan bütün kadın yoldaşlarımı bir kez daha saygıyla sevgiyle selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, AKP, sadece cezalar eliyle toplumu yıldırmıyor, aynı zamanda cezaevi sistemiyle de bütün bir toplumu esir almaya, yok etmeye çalışıyor. Bakın, biz ne diyoruz? Anayasa önünde herkes eşittir; ceza aldıktan sonra insanlar giderler, cezaevinde cezalarını çekerler; değil mi? Peki, bugün siz neden cezaevlerini ezaevlerine çevirmiş durumdasınız? Neden cezaevlerini işkencehanelere çevirmiş durumdasınız? Neden gece yarısı koğuşları basıyorsunuz? Neden sürgünlere gönderiyorsunuz insanları gece yarısında? İnsanları sürgüne gönderirken neden darbediyorsunuz, ring araçlarında neden nefessiz bırakıyorsunuz?

İnsanları iki yıldır neden aileleriyle açık görüşte görüştürmüyorsunuz değerli arkadaşlar, söyler misiniz? Her şey normalleşti; Türkiye aşılamada çok iyi, pandemiyle mücadelede de çok iyi, onda çok iyi, bunda çok iyi; peki, o zaman neden insanlar cezaevindeki yakınlarıyla, mahpuslarıyla açık görüş yapamıyorlar? Bu sorunun cevabını verir misiniz? Yüz binlerce insan cezaevinde, onların milyonlarca yakını var ve siz bu insanların iki yıldır temas etmesini engellemişsiniz.

Bununla da yetinmiyorsunuz, aynı zamanda kapalı görüşlerde de sayı sınırlaması getiriyorsunuz ve insanlar sevdiklerini göremiyorlar. Bu da yetmiyor size, o kadar intikamcısınız ki, Şırnaklı ailenin mahpusunu Edirne'ye gönderiyorsunuz, Edirneli mahpusu Mardin'e gönderiyorsunuz ve diyorsunuz ki: "Birbirlerini görmesinler."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Koçyiğit.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Daha vahimi, siz 2020 yılında bu idare ve gözlem kurulu kararlarını çıkardınız. Şimdi, bu gözlem kurulları ne yapıyor biliyor musunuz? Kendi parasıyla kantinden aldığı radyoyu bozduğu gerekçesiyle insanların infazını yakıyorlar, biliyor musunuz?

Evet, Tevfik Kalkan bu infazı yakılanlardan birisi ve Tekirdağ F Tipi Kapalı Cezaevindeydi, otuz yıl mahpustu, otuz yılı bitti, şartlı tahliye olması gerekiyordu. Gözlem Kurulu kararı "Olmaz." diyor, "Radyoyu bozmuş." diyor; "Olmaz." diyor, "Kütüphaneden kitap almamış." diyor. Ya böyle bir şey olabilir mi değerli arkadaşlar? Sizin vicdanınıza sesleniyorum: Böyle insafsız kararlar olur mu; böyle, yargı denetimi dışında kararlar olur mu? İnsanları otuz yıl sonra bile cezaevinde tutmaya çalışmak nasıl bir ahlaktır, nasıl bir vicdandır, nasıl bir hukuktur? Bunun cevabını biri verebilir mi bize?

Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)