GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Kooperatifler Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:9
Tarih:20.10.2021

CHP GRUBU ADINA AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Değerli Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; 283 sıra sayılı Kanun Teklifi'yle ilgili söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Söz konusu kanun teklifi 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nda birtakım değişiklikler öngörmekte. Buna göre, kooperatif yönetim kurulu kooperatif ortaklığı için başvuranlara kararını bir ay içinde bildirmek zorunda. Söz konusu kooperatif kamu kaynaklarıyla desteklenen kredilere kefil oluyorsa veya tarımsal desteklere aracılık yapıyorsa yönetim kurulu ana sözleşmede belirtilen şartları taşıyan başvuru sahiplerini üyeliğe kabulden kaçınamayacak. Kooperatif ortaklık payı 100 TL olarak güncellenecek ve yüksek sermaye gerektiren sigortacılık faaliyetlerinde bulunacak kooperatifler için en çok taahhüt edilecek 5 bin pay sınırı kaldırılacak. Kooperatif ortakları genel kurula katılabileceklerin listesine Kooperatif Bilgi Sistemi üzerinden erişebilecek. Görevi sona eren yönetim kurulu üyeleri genel kuruldan itibaren üç iş günü içerisinde para ve evrakları, tutanakla yeni seçilene teslim etmek zorunda. Ayrıca, Ticaret Bakanlığı tarafından belirlenecek kooperatif ve üst kuruluşlar dış denetime tabi tutuluyor.

Değerli milletvekilleri, kooperatifler özellikle kriz dönemlerinde ekonomik ve sosyal hayatın dayanıklılığını artıran bir araç olmasının yanında, uzun vadede yoksulluğun ve eşitsizliğin azaltılması, demokrasinin toplumda yaygınlaşması, güvenceli istihdamın desteklenmesi konularında önemli roller üstlenmektedir.

Peki, dünyada ve ülkemizde kooperatifçiliğin konumu nedir? Dünya genelinde 2,6 milyon kooperatif işletmesi bulunmakta ve 12 milyon 600 bin kişi bu kooperatiflerde istihdam edilmekte. Nüfusunun yüzde 17'sinin herhangi bir kooperatifin ortağı konumunda olan Avrupa'da, bilhassa tarım sektöründe kooperatifleşme oranı çok yüksek. Bu oran Danimarka'da yüzde 98, Hollanda'da yüzde 95, Almanya'da yüzde 76, İspanya'da ise yüzde 70. Türkiye'de ise her 100 çiftçiden ancak 13'ü bir kooperatifin ortağı. Ülkemizdeki üreticilerin yarısının ÇKS kaydının olmadığını düşünürsek bu oranın daha da aşağıda olduğunu görmekteyiz.

Dünyadaki en büyük 300 kooperatifin yer aldığı listeyi incelediğimizde, Finlandiya'daki 9 kooperatifin bu listeye girdiğini görüyoruz. Bu 9 kooperatifin büyüklüğü, Finlandiya'nın gayrisafi yurt içi hasılasının yüzde 16'sına tekabül etmekte. Benzer durum Hollanda'da da var. Hollanda'nın en büyük 17 kooperatifi ülke gelirinin yüzde 12'si büyüklüğünde.

Değerli milletvekilleri, kooperatiflerin bir ülkenin ekonomisine ve istihdamına ne denli katkı sağlayabileceğini gösteren çarpıcı bir örnek daha vermek istiyorum: Japonya'da bir tarım kooperatifinin yıllık cirosu 41 milyar dolar, tam 41 milyar dolar ve bu kooperatifte 7.500 kişi çalışmakta. Örneklere bakacak olursak, sosyoekonomik durum ve demokratik kültürün gelişmişliği ile kooperatifleşme arasında anlamlı bir bağ bulunmakta. Kooperatiflerin bir ülkenin ekonomisine, istihdamına, tarımına, sosyal hayatına, demokratik kültürüne verdiği katkıyı örnekleriyle anlatmaya çalıştım. Bu rakamlarla baktığımız zaman, bu örneklerle baktığımız zaman kooperatifleşme konusunda ülkemizin katetmesi gereken bir hayli yol olduğunu görmekteyiz. Dünyayla karşılaştırırsak Türkiye'deki kooperatifçiliğin sorunlu alanları bellidir; en önemli sorunlarından bir tanesi sermaye yetersizliği. Türkiye'de geçmişte kooperatiflere kurumlar vergisi muafiyeti, katma değer vergisi istisnası tanınmıştı ancak son yıllarda özellikle tüketim, motorlu taşıyıcılar ve bazı konut yapı kooperatiflerinin kurumlar vergisi kapsamına alındığını görmekteyiz. Tarım sektörünün durumu ortada, gıda fiyatları da ortada. Bu durumda, tarımsal kalkınma ve tarım satış kooperatiflerinin desteklenmesi, sermaye yapılarının güçlendirilmesi elzemdir. Kooperatiflerin, özellikle ürün hasat dönemlerinde ucuz krediye, ucuz finansmana ulaşması sağlanmalıdır. Geçmişte Fiyat İstikrar Fonu'ndan birliklere kaynak aktarılıyordu ancak son dönemde bundan da vazgeçildi.

Değerli milletvekilleri, Türkiye'deki kooperatif sayısının yıllar içerisinde azaldığını görmekteyiz. 2012 yılında toplamda 84 bin kooperatif varmış, bu rakam 2020 yılında yaklaşık 60 bine düşmüş. Esasına bakılırsa, 60 bin rakamı bile dünyayla kıyaslandığı zaman fazla ancak bu kooperatiflerin üye sayılarının çok çok az olduğunu görmekteyiz. Almanya'dan bir örnek verelim: Türkiye'de konut yapı kooperatifi sayısı 33 bin, Almanya'da ise 2 bin yani Türkiye'de 16 kat daha fazla konut yapı kooperatifi var. Türkiye'deki bu 33 bin kooperatifin 1 milyon 600 bin ortağı var, Almanya'daki 2 bin kooperatifin ise 3 milyon. Ayrıca, ülkemizdeki eğitim, bilinçlendirme ve araştırma faaliyetlerinin yetersiz olduğunu da üzülerek görmekteyiz.

Esasında, ülkemizdeki kooperatifçiliğin geldiği noktayı ve sorunlarını anlamamız için Tarım Kredi Kooperatiflerini incelememiz yeterli. Tarım Kredi Kooperatiflerinin sitesine girdiğimizde kooperatif kendini şöyle tanımlamakta: "Türkiye'nin tarımsal kredi ve girdi lideri, çiftçilerin sosyoekonomik güvencesi durumunda olan Tarım Kredi Kooperatifleri, bugün, Merkez Birliğine bağlı bölge birlikleri, kooperatifleri, hizmet büroları, şirketleri ve 800 binden fazla ortağıyla Türkiye'nin en büyük çiftçi kuruluşudur." Evet, bugün 1.625 tarım kredi kooperatifi var ve bu kooperatiflerin 800 bin ortağı bulunmakta ancak 2001 yılında tarım kredi kooperatifi sayısı 2.561'di, ortak sayısı ise 1 milyon 600 bindi. Yani AKP devrinde, devriiktidarınızda ortak sayısı yarı yarıya düştü. Neden? Bu ülkede tarım bitiyor, üretici sayısı azalıyor, gıda güvenliğimiz tehdit altında. Ortak sayısının yarı yarıya düşmesini üretici sayısındaki düşüşle açıklayabilirsiniz; peki, gerçek bu mu? Üretici sayısının düşmesinde, tarımın bitme noktasına gelmesinde Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği yönetiminin kusuru, kabahati, vebali yok mu? Kendi ortağına yani varlık sebebine tefeci faizi uygulayan, yaptığı satışlardan komisyon alan, ortağını icraya veren, ortağının sırtından büyüyerek holding hâline gelen Merkez Birliğinin tarımda yaşanan çöküşte payı mutlaka ki vardır.

Değerli milletvekilleri, görüştüğümüz kanun teklifi yasalaşırsa kooperatiflerimiz daha demokratik, daha şeffaf bir yapıya kavuşacak mı? Mesela, Tarım Kredi Kooperatiflerinin herhangi bir ortağı, eski bir Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekili olan Genel Müdürün ne kadar maaş aldığı bilgisine ulaşabilecek mi? Başka bir soru: Tarım Kredi Kooperatifleri gerçekten çiftçi kuruluşu mu? Mesela, daha önceleri Tarım Kredi Kooperatiflerine uygun şartlarda kredi veren Ziraat Bankasına göre Tarım Kredi Kooperatifleri artık çiftçi kuruluşu değil. Bu nedenle, Ziraat Bankası kooperatife kullandırdığı kredi faiz oranlarını artırmış durumda.

Değerli milletvekilleri, Tarım Kredi Kooperatifleri artık çiftçi kuruluşu değildir, 15 şirketi olan kocaman, devasa bir holding hâline gelmiştir. Merkez Birliği yıllar içerisinde bünyesine birçok şirket dâhil etmiş, büyüdükçe büyümüş ancak büyüdükçe ortak sayısı azalmıştır. Kooperatif, bugün, sigorta poliçesi düzenliyor, gübre üretiyor, tarım ilacı üretiyor, marketler açıyor ancak ortağına herhangi bir ayrıcalık tanımıyor. Gübre, ilaç, poliçe piyasada ne kadarsa kooperatifte de aynı, hatta bazen daha bile pahalı. Bugün, Tarım Kredi Kooperatifleri iktidarın vesayeti altındadır. Bugün, Tarım Kredi Kooperatifleri iktidarın elinde operasyonel bir aygıt hâline gelmiş durumdadır. Kooperatif, talimatla, üstelik hukuk dışı yollarla Suriye'den zeytinyağı getirmekte ve kendi ortağı olan zeytin üreticisini mağdur etmektedir. Kooperatif, Cumhurbaşkanının talimatıyla, dün, tanzim satış çadırları kurmuş, 3'e aldığını 2'ye satmış, zarar etmişti, bugün de gene talimatla marketler açmaktadır. Kooperatifin genel müdürü, yöneticileri, şirketlerindeki yönetim kurulu üyelerinin neredeyse tamamı Adalet ve Kalkınma Partililerden oluşmaktadır. Bakın, yönetim kurulu listelerine eski milletvekillerini, adaylarını, aday adaylarını göreceksiniz. Özetle, kooperatif, vesayet altındadır, şeffaf değildir, Adalet ve Kalkınma Partisinin arka bahçesi hâline gelmiştir ve daha da acısı artık kooperatif bir çiftçi örgütlenmesi değildir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Devamla) - Değerli milletvekilleri, tartıştığımız teklif, başta da belirttiğim gibi, Kooperatif Kanunu'nun bir kısmına bizim de uygun gördüğümüz birtakım düzenlemeler getirmektedir ancak unutmamak gerekir ki ülke kooperatifçiliğinin gelişmesine katkıları ne yazık ki sınırlı olacaktır.

Bu duygularla Genel Kurulu saygıyla selamlarım. (CHP sıralarından alkışlar)