| Konu: | Kooperatifler Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 10 |
| Tarih: | 21.10.2021 |
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kooperatifler Türkiye'de iyi bir durumda değil. Yapılan istatistiklerde Avrupa'da 100 kişiden 16 kişi kooperatif üyesiyken Türkiye'de bu, yerlerde sürünüyor ve demokratik bir kooperatifçilik yapılamıyor, yasa da bu yaraya merhem olamıyor. Normalde yerelde üretimi teşvik eden ve dağıtımı da başarabilen bir yapı olmalıdır kooperatifler yani Adana'daki domatesi getirip Ankara'da dağıtmak değil, Ankara'daki domatesi dağıtabilmenin adıdır kooperatifçilik. Aynı zamanda devlet kooperatiflere hukuk ve yazılım anlamında da destek vermelidir. Çünkü biliyoruz ki kooperatifçilik Türkiye'de çok sahtekârlıkla malul bir yapıdır, bunu da çok iyi biliyoruz. Kooperatif yapılarından mağdur olan çok insan vardır ve kooperatifçilik denilince daha çok yapı kooperatifi akla gelir, üretim kooperatifleri de yeterince desteklenmez.
Şimdi, kooperatif neden var? Dayanışma için değil mi, dayanışmayı gerçekleştirmek için. İşte, dayanışmayı gerçekleştirmek için birtakım yapılar var; kooperatifler, vakıflar ve bunları çok kötü bir şekilde kullanan bir iktidar var karşımızda. Türkiye Gençlik Vakfı günlerdir konuşuluyor; Türkiye'nin gündeminde, dün de Meclisin gündemindeydi, CHP ve HDP önergeler getirdi; sayısal çokluğunuzla -AK PARTİ, MHP- reddettiniz. Peki, gerçeklerin üstünü örtebildiniz mi? Peki, vicdanın üstünü örtebildiniz mi? Mümkün mü? Hayır. Devlet imkânlarıyla, iktidara yakın, yandaş vakıfları korumak, kollamak... Nerede, hakta, hukukta böyle bir şey var mı? Nasıl iktidara geldiniz? Bu söylemleri biliyoruz, Türkiye toplumu biliyor değil mi? "Efendim, Hazreti Ömer işini yaparken ayrı bir mum kullanırdı, devlet işi yaparken ayrı bir mum kullanırdı; biz de öyle olacağız." diyerek geldiniz, sonuçta devletin bütün malını mülkünü mideye indiren, deveyi havuduyla yutan bir yapı hâline döndünüz. TÜGVA nedir ya? Bütün sefaletiyle dökülüyor ortalıkta, Mecliste bunun üstünü örtmeye çalışıyorsunuz. Hayır, halkımız görüyor, apaçık gerçekler ortada; vicdan bunu kabul etmiyor.
Bakın, İslam tarihinden size örnek vereyim. Gerçek din adamları bu zalimliklere karşıydı, şu andaki Diyanetin yaptığının tam tersini yapıyordu o günün gerçek din adamları. Said Bin Cübeyr... Bir araştırın, Kûfe Valisi Haccacı Zalim onu katletmek istediğinde karşılıklı bir diyalogları vardır. Orada Haccacı Zalim "Niye bana itiraz ediyorsun Kûfe Valisi olarak? Bak biz fetihler yaptık, camiler yaptık." gibi İslami argümanlar kullanır ama Said Bin Cübeyr "Sen o camileri iktidarını sağlamlaştırmak için yaptın. Sen o yaptığın camilerle milleti dinden uzaklaştırdın." der. Ben de şimdi aynısını söylüyorum: Sizin iktidarınız dönemindeki kadar, insanların dinden uzaklaştığı bir dönem yoktur. Bütün bu konuları çok iyi bilen bir insan olarak bütün bunları yakından takip ediyorum. Bu günahtan ve suçtan uzaklaşın.
Bakın, bu bir vicdan meselesidir. TÜGVA meselesini, TÜRGEV meselesini ve diğer tüm yandaş vakıfları nasıl kolladığınızı biz size söylüyoruz. AK PARTİ'li Vekil dün çıkmış ne diyor? Arkadaşlar, Türkiye toplumu duysun bunu; bu hırsızlığı biz söylediğimizde AK PARTİ'li Vekil diyor ki: "Biz, o vakıflarda hayırlı evlat yetiştireceğiz." Şunu bilin ki: Haram parayla hayırlı evlat yetişmez. Haram parayla hayırlı evlat yetişmez arkadaşlar, bunu çok iyi bilin. (HDP sıralarından alkışlar)
MUSTAFA LEVENT KARAHOCAGİL (Amasya) - Bu senin lafın, senin.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) - Bakın, bunu siz çok iyi bilin: Ancak ve ancak devleti daha da yağmalayan, talan eden evlatlar yetiştirirsiniz sizin gibi; sizin gibi, tamam mı?
MUSTAFA LEVENT KARAHOCAGİL (Amasya) - Bırak onu millet değerlendirsin, yirmi yıldır iktidardayız.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) - TÜGVA paralel devlet yapılanması oluşturmuşsunuz ya, apaçık ortada her şeyi, ne yaptığı. Bütün bunların karşısında, evet, Meclis bunu, bu suçu örttü. Peki, savcılar nerede? Savcılar nerede? Ya, bir Allah'ın kulu savcı bu suçlar için çıkmıyor meydana, neredesiniz ey savcılar? Ya, Ruhsar Pekcan'da çıkmadınız, Sedat Peker'in söylediklerinde çıkmadınız, her şeyde çıkmadınız, neredesiniz ya? Allah aşkına!
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayınız.
MUSTAFA LEVENT KARAHOCAGİL (Amasya) - Yalan konuşuyorsunuz, yalan!
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) - Tamamen doğru konuşuyorum, asıl sizin yaptıklarınız sahtekârlıktır, tamam mı AK PARTİ Vekili, bunu bil.
Bakın, biz, o savcılara buradan sesleniyoruz: İfade özgürlüğü kullanıldığı zaman hemen iddianameler, davalar açılır hak savunucuları için. Ya, benim için açtınız ya, utanın ya! Haksız, hukuksuz bir davayla vekilliğimi düşürdünüz, bu Meclisin vekilini cezaevine yolladınız ve daha sonra Anayasa Mahkemesi kararıyla geri geldim. Bütün bu sahtekârlıklar hukuksuzlar sizin boyunduruk altına aldığınız yargıyla oldu, tamam mı?
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Başkan, temiz dil kullanmaya davet eder misiniz? "Sahtekâr" ifadesini kullanamaz, lütfen hatibi temiz dil kullanmaya davet edin. Bu ifadeleri aynen iade ediyoruz.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) - Yerel istinaf ve Yargıtayın hukuksuz kararlarından sonra Anayasa Mahkemesinin kararıyla döndüm, 2 kez geldim bu Meclise, sizin hukuksuzluğunuza rağmen geldim, tamam mı? Bunu çok iyi bilin.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Burası kişisel hesapların yeri değildir, öfkesini gitsin başka yerde görsün. Lütfen uyarır mısınız?
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) - Bakın, vekilliğimizi düşürebilirsiniz, zindanlara atabilirsiniz ama biz aynı yolda devam edeceğiz, bunu da bilin. (HDP sıralarından alkışlar)