| Konu: | Kooperatifler Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 10 |
| Tarih: | 21.10.2021 |
SERKAN TOPAL (Hatay) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, hepinize saygılarımı sunuyorum.
Tabii, şu ana kadar birçok milletvekili arkadaşımız kooperatiflerle ilgili konuşmalarını yaptı. Ek olarak şunu söylemek istiyoruz: Tarım Kredi Kooperatifleri -az önce değerli Adana Milletvekilimiz Sayın Şevkin de söyledi- bu kadar zarar ederken profesyonel takımlara milyon liraları nasıl aktarabilir? Bir yanda, evet, dersiniz ki: Çiftçilerimizin, amatör futbolcuları amatör spor anlamında destekleyecekleri şeyler olabilir ama siz profesyonel bir takıma destek olacaksınız, devletin parasını peşkeş çekeceksiniz; öbür yandan, çiftçinizin traktörüne haciz koyacaksınız, çekiciyle tarladan aldıracaksınız. Arkadaşlar, vicdan mı bu?
Şimdi, biz sporun desteklenmesini istiyoruz ancak Tarım Kredi Kooperatifleri önce -ben maaşını geçtim- çiftçimize destek olacak değerli arkadaşlar. Kooperatif gibi çok ortaklı kurumlarda yönetim biçimi, ücret tercihleri demokratik yöntemlerle belirlenmeli ve ortakları rahatsız edecek düzeyde olmamalıdır.
Arkadaşlar, şimdi bu yasa teklifinde Tarım Kredi Kooperatiflerine borcu olan çiftçimiz için ne var? Mesela, faizleri siliniyor mu? Mesela, traktörü hacizden kurtulacak mı? Hayır. Ya da bakkalın, kasabın, fırıncının, kahvecinin, lokantacının, esnafın lehine herhangi bir şey var mı? Yok.
Değerli arkadaşlar, az önce Sayın Şevkin de dile getirdi, bunu da bir kez daha ifade etmek istiyoruz: Biz de kadın kooperatiflerini destekliyoruz ancak lütfen ayrım yapmayın, ayrımcılık yapmayın, kadınları da bölmeyin.
Şimdi, ülkeyi yöneten bir Cumhurbaşkanı son on dokuz yıl içerisinde 160 bin soruşturma, 38.581 kişiye dava açıyorsa demokrasinin ve toplumsal dayanışmanın örneği olan kooperatifler nasıl gelişir, demokrasi nasıl gelişebilir? Devlet geleneğimizde Cumhurbaşkanını baba olarak görür vatandaş, sığınacağı bir liman olarak görür ama maalesef, sizin sayenizde -daha doğrusu, siz neden oldunuz- vatandaşın devlete olan güveni azaldı. Buna sebep olan sizsiniz. Dünyanın hangi ülkesinde 160 bin kişiye soruşturma açan bir cumhurbaşkanı, bir devlet başkanı var? Cumhurbaşkanı şefkatli olmalı, kucaklamalı; hangi partiden olursa olsun, sorununu çözebilecek bir makam olmalı Cumhurbaşkanlığı makamı ama siz bunu vatandaşın elinden aldınız. Düşünebiliyor musunuz, bir Cumhurbaşkanı kürsüye çıkıyor ve bir vaat veriyor, diyor ki: "Ben polise, öğretmene, hemşireye, din görevlisine -sonra infaz koruma memurlarını da ekliyor- söz veriyorum, 3600 ek göstergeyi vereceğiz." Ya, bir Cumhurbaşkanı bir sözü veriyor, aradan üç yıl geçiyor ve o sözü daha yerine getirmiyor.
Sayın AK PARTİ milletvekilleri, bu sözünü siz hatırlatmıyor musunuz? Buradan Sayın Cumhurbaşkanına, sayın iktidara bir kez daha bu sözü hatırlatıyoruz, Cumhurbaşkanına bu sözü bir kez daha hatırlatıyoruz. Umarım, en kısa sürede de bu sözü yerine getirebilir.
Bir kez daha şunu söylüyoruz: Soruşturma geçiren o 160 bin kişinin de o 38.581 kişinin de lütfen günahını almayın, Cumhurbaşkanı olarak da büyüklüğünüzü gösterin ve onları affedin.
Son olarak şunu söylemek istiyorum: Çiftçimiz mazotunu alamıyor, gübresini alamıyor -geçen de söylemiştim- elektrik faturasını yatıramıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Topal.
SERKAN TOPAL (Devamla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Elektrik faturasını ödeyemiyor. Bizler ne yapıyoruz? Bizler burada, evet, her birimiz çıkıyor, konuşmaları yapıyor ama şu anda iktidar, Hükûmet maalesef gereğini yapamıyor.
Son olarak şunu da ifade etmek istiyorum, bunu da söylemeden geçemeyeceğim: Hayır işleri, kişilerin ya da kurumların şahsi ve helal kazançları üzerinden yaptığı bir faaliyettir. Devletin malına çökerek, kamunun haklarını gasbederek vakfa para aktarılamaz. Bu, bizim kültürümüze göre ayıptır, inancımıza göre de günahtır, hukukumuza göre de suçtur.
Bakın, Bolu'da İzzet Baysal Vakfı yüzlerce okul kuruyor, yetmiyor, üniversite yurtlarını da inşa ederek devlete teslim ediyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SERKAN TOPAL (Devamla) - Çok önemli gerçekten, bunları da söylemem gerekiyor Sayın Başkanım son olarak, zaten son konuşmacıyım. Bir dakikanızı son olarak...
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.
SERKAN TOPAL (Devamla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Yine, aynı şekilde, 1984 yılında Sabancı Vakfı Ankara'da dönemin en yüksek katlı binasını yani 28 katlı kız öğrenci yurdunu inşa ediyor ve YURTKUR'a devrediyor. Yine, bakınız, rahmetli Vehbi Koç, 1949 yılında Ankara'da bir öğrenci yurdu yapıyor ve Ankara Üniversitesine devrediyor.
Şimdi, peki, TÜGVA, TÜRGEV ve Ensar ne yapıyor? Mahkeme "Boşalt." demesine rağmen ne yapıyor? Gasbediyor. Peki, Hükûmet ne yapıyor? Seyrediyor. Yapmayın arkadaşlar, yapmayın ya! Ya, samimi söylüyorum, ben üzülüyorum bunu gördüğüm zaman. Bir an önce TÜGVA da TÜRGEV de tıpkı az önce saydığım gibi, Sabancı gibi, Koç gibi devlete bunları vermelidir, açık ve net söylüyoruz, bunları vermelidir. Hükûmetten de milletvekili arkadaşlarımızdan da bu konuda destek bekliyoruz.
Çok teşekkür ediyorum, hepinize saygılarımı sunuyorum.
Teşekkür ederim Sayın Başkan. (CHP sıralarından alkışlar)