| Konu: | Türkiye İhracatçılar Meclisi ile İhracatçı Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 15 |
| Tarih: | 04.11.2021 |
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ilginç bir Tarım ve Orman Bakanımız var. Kendisi son dönemlerde söylediği sözleri hiç söylemese belki daha hayırlı iş yapmış olacak. Gıdadaki ihracat-ithalat değerlendirmesinde sürekli "İhracatımız ithalatımızı geçti." diye anlatıyor ve bunu bir başarı öyküsü olarak kamuoyuna sunuyor. Ancak bunu bilenler tabii ki biliyor; yurt dışından ithal ettiğimiz buğdayın, arpanın yani gıdayla ilgili, daha sonra dâhilde işleme rejimi kapsamında yurt dışına sattığımız ürünlerin Türkiye'ye girişindeki gümrük sıfırlanıyor. Gümrüğün sıfırlanmasının ötesinde, yurt dışından aldığımız ürün yurt içinde sanayiciye daha düşük fiyatla veriliyor. Bunların kayıpları, Toprak Mahsulleri Ofisinin bu anlamdaki zararı, vergi kayıpları ele alınsa ihracatımızın ithalatı geçip geçmediğini daha somut görmüş oluruz.
Tabii, Bakanın son dönemlerde sıkça söylediği bir söz çiftçinin mutlu olduğu yönünde. Diyor ki: "Çiftçimize biz iyi taban fiyatı verdik." Taban fiyatı ne verildi? Ekmeklik buğdayda 2.250 lira verildi, makarnalık buğdayda 2.450 lira verildi, arpada da 1.750 lira taban fiyat verildi. Sayın Bakan, kamuoyunun önüne çık da bir söyle, bu mutlu çiftçinin ne kadarı Toprak Mahsulleri Ofisine bu fiyattan ürün verdi. Çünkü çiftçi Toprak Mahsulleri Ofisine ürün vermediği için sürekli ithalat yapmak zorunda kalıyorsunuz. Arpada tarihin en yüksek ithalat rakamına eriştiniz. Arpa ithalatımız 2 milyon tonu geçti. Peki, arpayı yurt dışından kaçtan alıp geliyorsunuz? Yurt dışından gelen arpaya verdiğiniz para da 3.180 lira. Yani bizim çiftçimize vermediğiniz desteği yabancı çiftçiye veriyorsunuz. (CHP sıralarından alkışlar) Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu bu konuda yapmış olduğu açıklamada çiftçiden alınan ekmeklik buğdayın 2.250 liradan alındığını, 3.343 liradan da ithal edildiğini söyledi.
Değerli arkadaşlar, şu anda yurt dışından 11,5 proteinli buğday alabiliyoruz çünkü 14, 15, 16 protein değerindeki buğdayı dahi alıp gelemiyoruz. Neden? Yurt dışına, Rusya'ya buğday satan Türkiye, yurt dışından buğday almak zorunda. Yurt dışından buğday almak zorunda olan Türkiye'nin o fiyatlarla ürünü getirip piyasaya verebilme şartları yok. Örneğin, ekmeklik buğdayın dışında, makarnalık buğday ithal edemiyoruz. İthal edemememizin nedeni, Fransa'da 500 doları, Kanada'da 700 doları geçmiş; biz çiftçiye 2.250 lira rakam verdik.
Değerli arkadaşlar, bakınız, bu mantıkla gidersek önümüzdeki yıllarda sorunlarımız daha da katlayacak. Tezelden ben Bakana bir öneride bulunayım: Marketlerde fahiş fiyat için 2 milyar 700 milyon liralık bir ceza kesti; bunu niye kesti? Vatandaşa pahalı ürün satıldı diye kesti. O zaman devlet alıp bu parayı kendi hazinesine koymasın; ne yapsın? Çiftçiye ücretsiz tohum ve gübre parası olarak bunu dağıtsın çünkü vatandaştan geleni çiftçiye verelim, onların ekim yapmasını sağlayalım. (CHP sıralarından alkışlar)
Niğde'de hafta sonu gezdim, tarlalara gittim; buğday eken çiftçi ne yazık ki gübre atmıyor. Önümüzdeki yıl bu nedenle rekolte düşecek, sıkıntılar daha da katlayacak. Yine, Bakanın ilginç bir açıklaması var, Bakan Bey diyor ki: "Gübrede desteği artırdık." Ne kadar artırdın Sayın Bakan? 1 dekara 4 lira artırdın. Peki, 1 dekarda harcanan gübre ne kadar zam gördü? 370 lira zam gördü. E, senin 4 lirayla o çiftçi o gübreyi nasıl alsın? Elektriği artırıyorsunuz, mazotu artırıyorsunuz, tohumu, gübreyi, ilacı artırıyorsunuz, çiftçiye "Her yeri ek." diyorsunuz. Bu anlayışla o çiftçi nasıl ekim yapsın? Girdi fiyatlarını bu kadar artırarak ülkenin çiftçisine "Bu işi yapma." diyorsunuz; yetmiyor, kredi borçlarını ödeyemeyenlere haciz götürüyorsunuz, çiftçiyi o yönlü de mağdur ediyorsunuz. İçinde bulunduğumuz koşullarda tarım, tarihinin en zor sürecini geçiriyor ama unutmayın ki hava gibi, su gibi gıda da ihtiyaçtır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
ÖMER FETHİ GÜRER (Devamla) - Gıdamız olmazsa sıkıntılarımızı da katlar.
Daha iyi anlaşılması için rakamları bir kez daha tekrarlamakta yarar görüyorum: Üre gübre 2020 Haziranında 1.800 liraydı, bugün 9.100 lira; DAP gübre 2020 Haziranında 2.250 liraydı, bugün 8 bin lira; 20-20 gübre 2020 Haziranında 1.680 liraydı, şu anda 5.570 lira; CAN gübre 2020 yılında bin liraydı, bugün 5.860 lira. Bu, yalnızca gübredeki girdi maliyeti. Ya, sulama suyunu yer altından çıkarıp elektriğe para veren çiftçi ne yapsın? Gidiyorum, "Sayın Vekilim, tarladan çıkacak üründen fazla elektrik faturası geliyor; o zaman, bunu yapmasam daha iyi." diyor. Başka bir çiftçiyle konuşuyorum, o da diyor ki: "Bu yıl ben kendime yetecek kadar yapıyorum, onun ötesine karışmam. Kendimi kurtarmanın peşindeyim."
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)