| Konu: | İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu'nun 285 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 1'inci maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 20 |
| Tarih: | 17.11.2021 |
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Evet, Sayın Başkan, şimdi, hatibin kürsüde yapmış olduğu konuşmada ucu, sonu belli olmayan, kime muhatap olunduğu belli olmayan... Fakat çok geniş bir şekilde de değerlendirilebilir, çok dar kapsamda değerlendirilebilir, bilemiyoruz bunu. Yani işte Dersim İsyanı, eğer Seyit Rıza'ysa mesele olan ona, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e de sirayet edebilecek şekilde çok ağır hakaretleri Meclis kürsüsünden biz dinlemiş olduk. Bunu, bu hakaretleri kabul etmediğimizi ifade etmek istiyorum. Türkiye'nin geçmişinde, Türkiye Cumhuriyeti devletinin geçmişinde bir devlet olarak, sistematik, siyasi olarak ne Alevi kardeşlerimize ne Kürt kardeşlerimize yönelik olarak bir ayrımcılık, bir asimilasyon politikası asla ve asla güdülmemiştir. Bunun altını özellikle çizmek istiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Ankara) - Bir tane Alevi vali yok ya. Bir tane, bir...
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Türkiye Cumhuriyeti devletinin karşısında mücadele edilen şey eşkıyalıksa, hukuk tanımazlıksa, terörizmse ve başkalarının haklarına, özellikle yaşam haklarına tasallut etmekse bu noktada devlet kendisinin yapması gereken şeyi yapar, bu duruma müdahale eder. Özellikle cumhuriyetin ilk yıllarında, efendime söyleyeyim, iş sanki bir kimlik, sanki bir mezhep kılıfı içerisinde ifade edilmeye çalışılsa da genç cumhuriyetimizin ayağa kalkmaya çalıştığı ve dört bir taraftan baskı altında olduğu bir süreçte iç isyanlar noktasında bunları bastırmakla alakalı olarak almış olduğu tedbirleri tamamen sistematik olarak Kürt düşmanlığı ve Alevi düşmanlığı olarak ifade etmek büyük bir bühtandır. Bunu asla ve asla kabul etmiyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Bitiriyorum efendim.
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Yine aynı şekilde hatip kız kardeşinden örnek vererek "Alevilerin olmadığı bir mahallede kendisi takiye yapmak zorunda kalıyordu, oruç tutuyor numarası yapmak zorunda kalıyordu." diye ifadelerle kendilerinin çok büyük bir baskı altında olduğunu ifade ettiler ve asimilasyon politikalarıyla muhatap olduğunu ifade ettiler. Milletimizin içerisinde böyle bir durum yoktur efendim.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Oruç tutmadığı için üniversitelerde kaç genç katledildi ya!
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Burada Türkiye'de öyle bir hoşgörü iklimi söz konusudur ki gayrimüslim olanlar da Türkiye'de ramazan ayında aleni olarak, açıkta, başka yerlerde sigara içmez, su içmez, oruçsuz gözükmemek ve oruçlu olanlara saygı göstermek için bunu karşılıklı anlayış çerçevesinde yaparlar. Kimsenin birbirinden takiye beklentisi veyahut da bunu saklamak zorunda kalması gibi bir durum değildir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Hasta olanlar, rahatsız olanlar, oruç tutamayanlar, bunlar toplumumuzda vardır. Sadece mezhepsel olarak değil, dinimizin gereği olarak, İslam dininin müsaade ettiği ve sağlıktan dolayı, seferîlikten dolayı oruç tutmayan insanlar da bu kapsamda. Kalkıp da nasıl bir tablo ortaya koyuyorsunuz ki Türkiye'de sanki böyle bir asimilasyon ve baskı varmış gibi bir algı yaratılmaya çalışılıyor? Bunu kabul etmemiz mümkün değildir. Bu noktada açık bir saptırma, açık bir çarpıtma vardır. Türkiye'nin mücadele ettiği şey terörizmdir, anarşidir, eşkıyalıktır, hukuk tanımazlıktır. Bunu bir defa daha dile getiriyorum.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü de içine alabilecek nitelikteki bu beyanları şiddetle reddettiğimizi tekraren beyan ediyorum.
Saygılar sunuyorum.