GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:20
Tarih:17.11.2021

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben doğrudan AKP'nin paylaşmış olduğu bilgilerle başlamak istiyorum. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, 1 Mart 2020 ve 30 Eylül 2020 tarihleri arasında 152.048 esnafın kepenk kapattığını bizzat kendisi söylemiş.

Yine, elimde TÜRK-İŞ'in verileri var, onları da paylaşmak istiyorum. TÜRK-İŞ "Açlık ve Yoksulluk Sınırı Ekim 2021" araştırmasında 4 kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenebilmesi için, sadece "açlık sınırı" diye tarif ettiğimiz tanımlamada 3.093 TL'ye ihtiyaç olduğunu söylüyor. Gıda harcamalarıyla birlikte konut ihtiyaçları -kira, elektrik, su, yakıt- buna eğitimi, sağlığı ve benzeri ihtiyaçları eklediğimizde yoksulluk sınırı 10.075 TL.

Şimdi, burada yine TÜRK-İŞ'in verilerinden devam etmek istiyorum. 35 milyon kişi borçlu, 28 milyon kişi icralık olmuş durumda yani ülke nüfusunun yüzde 75'i şu an borçlu durumdadır. Bakın, bugün her 2 gençten 1'i işsiz, her 2 kadından 1'i işsiz durumdadır. Çiftçinin borcu 2003'te 2,5 milyar TL'yken on dokuz sene sonra yani AKP'nin iktidarı döneminde bu tastamam 72 kat artarak 180 milyar TL'ye ulaşmış durumdadır. Tabii ki pandemi koşullarını buna eklediğimizde çok ciddi bir açlık ve yoksullukla karşı karşıya olduğumuzu bu kürsüye çıkan neredeyse her milletvekili ifade ediyor ama iktidar sıralarındakiler, inanmadıkları hâlde, refah içinde yaşadığımızı, aslında AKP'nin ekonomiyi nasıl uçurduğunu anlatmaya çalışıyorlar.

Bakın, biz şimdi 2022 bütçesini görüşüyoruz. Bu bütçede ne var? Biz başından beri ifade ediyoruz; bütçe bir siyasi tercihtir, bütçe bu ülkeyi nasıl yöneteceğinizin tercihlerinin metnidir, yansımasıdır ama iktidar, bu bütçe görüşmeleri sırasında ne işsizlere ne yoksullara ne bu ülkenin açlarına asla ve asla bir gelecek vadetmiyor, asla ve asla bu sorunları, şu an açlıkla yüz yüze olan toplumun sorunlarını çözecek bir bütçe hazırlamış değildir. Önceki gün bu ülkenin işçileri, emekçileri Ankara meydanlarında taleplerini haykırdılar ve "Adaletsiz vergi sistemi ortadan kalkmalı, işçiler patrondan daha fazla vergi veriyor." dediler, "Asgari ücret üzerinden vergi kaldırılsın." dediler, "Elektrik, su, doğal gaz, internet faturalarının üzerindeki vergi kaldırılsın." dediler, "Dolaylı vergiler düşürülsün, gıda ürünlerindeki KDV sıfırlansın." dediler, "Eğitim, sağlık, kamu hizmetlerinin piyasalaştırılmasına son verilsin." dediler, "Kamu hizmetlerine ve yaptırımlarına bütçeden ayrılan pay artırılsın." dediler; emeklinin aldığı ücrete, EYT'linin sorunlarına değindiler ve "Herkese temel gelir güvencesi sağlansın." dediler ama bütçe görüşmeleri sırasında işçilerin, emekçilerin, meslek odaları mensuplarının taleplerine asla kulak verilmiyor, bu somut talepler değerlendirilmiyor bile.

Bakın, yağa kota getirilmiş, şekere zaten zam geldi ve marketlerde, şimdi giderseniz, görürsünüz kotaları. Şimdi, bir süre önce, tarihini tam hatırlamamakla beraber, iki üç ay önce Beyrut'a bir kadın konferansına katılmak üzere gitmiştim. Beyrut'a daha önce de defaatle gitmiş birisi olarak büyük bir moral bozukluğu ve üzgün bir şekilde Türkiye'ye döndüm çünkü orada, şu an, şimdi Türkiye'nin yaşadığının aslında tam bir fotoğrafını gördük. İnsanlar açlıktan, yoksulluktan kırılıyor ama bir ülkenin, bir devletin çöküşünü kitaplarda okuyorduk, şimdi, ben bir ülkede direkt gözümle görmüş oldum. Bugün kırmızı et piyasada yok; insanlar, o da maddi durumu en iyi olanlar, sadece beyaz et tüketebiliyorlar. İşte, Türkiye'yi mevcut olan bu iktidar böyle bir ülke olmaya doğru hızla sürüklemektedir, ülkeyi çöküşe sürüklemektedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz efendim.

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Devamla) - Sizler "Ekonomiyi uçuyoruz." deseniz de bu ülkenin kaderi sizin bu yönetiminizle Lübnan'ın kaderine gittikçe benzemektedir.

Ey bu ülkenin işsizi, işçisi, yoksulu, geçinemeyeni, barınamayanı, bu ülkenin açları; sizin taleplerinizi bu iktidar asla yerine getiremez. Tek yüzükle gelenlerin on dokuz sene içinde kurdukları saraylar ortadadır. Asla bu saray düzeninden bir halkçı düzen çıkamaz, bu dönem bitmiştir. Bugün yurttaşları sefalete mahkûm eden bu iktidar için diyoruz ki: Değişim şart. Halktan, haktan, adaletten, vicdandan yana değişim şart; değişim şart ve değiştireceğiz. (HDP sıralarından alkışlar)