| Konu: | İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 23 |
| Tarih: | 24.11.2021 |
HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Geçtiğimiz hafta Çocuk Hakları Günü'nün arifesinde yani 19 Kasımda HDP olarak Çocuk Komisyonumuzu kurduğumuzu basına ve kamuoyuna sunmuştuk. HDP olarak neden bir çocuk komisyonuna ihtiyaç duyduğumuza ilişkin birkaç ifade paylaşmak istiyorum. Bildiğiniz üzere 20 Kasım 1989'da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşme 193 ülke tarafından imzalanmıştır. Türkiye de söz konusu sözleşmeyi 90 yılında imzalayıp 95 yılında onaylamıştır. Ancak söz konusu sözleşmenin Türkiye 3 maddesine çekince koyarak imzalamıştır. Söz konusu maddelere baktığımızda çocukların ana dili, kültür ve inanç haklarına vurgu yapan 17, 29 ve 30'uncu maddelere çekince koyulduğunu görmekteyiz. Yani Türkiye çocukların ana dilinde eğitim hakkı, inanç ve kültürel haklarını koruyacak politik sorumluluğu üstlenmemiştir. Cumhuriyetin başından itibaren Sünni, Hanefi Müslümanlığı ve Türklüğü esas alarak Müslüman olmayan halkları, Alevileri, Kürtleri ve diğer Türk olmayan halkları ötekileştiren bir anlayışla -Türkiye'de 5 milyonu aşkın Kürt çocuk olmak üzere- toplamda 10 milyon çocuk ana dilinde eğitim görememekte, milyonlarca Alevi çocuk ise zorunlu din derslerine maruz bırakılmaktadır. İktidarların bu tekçi ideolojik anlayışı çocuklar üzerinde bir asimilasyon aracı olarak özellikle yatılı bölge okullarında da somutlaşmış bir gerçek olarak karşımızda durmaktadır.
Değerli milletvekilleri, Türkiye'nin sözleşmeye koyduğu bu çekinceler aslında diğer maddelerin de ihlal edilmesine sebep olmuştur. Yine Türkiye'de bugün çocuklar devasa sorunlarla karşı karşıya kalmış durumda, toplam nüfusun yüzde 27,2'sini oluşturan 22 milyon 750 bin çocuğun yaşadığı Türkiye'de çocuklar yoksunluk ve yoksulluktan, her türlü istismar ve sömürüden, ayrımcılıktan, mülteci olmaktan, savaşların yıkıcı etkilerinden, cezaevlerinde bulunmaktan ve ana dillerinde eğitim görememekten muzdariptirler. Bugün Türkiye'de yaklaşık 2 milyon çalışan çocuk mevcut. Peki, "Bu sorunun failleri kimdir?" diye sorduğumuzda mevcut iktidar ve sermaye ortakları olarak karşımıza çıkmakta. Birkaç gün önce İstanbul'da atık kâğıt toplayan bir çocuğun çekçek arabasına el konuldu, birçoğumuz belki bu duruma şahit oldu, o çocuğun ağlayışlarına tanık oldu. Bir yetişkinin kurabileceği bir cümleyle anlattı meramını. "Ekmeğime sahip çıkıyorum, onlar zulüm yaptılar." diyordu. O çocuğun gözyaşı alın terinin ve onurlu yaşamın simgesiydi. Çalışmaması gereken çocukların, ev geçindiren yetişkinlerin sorumluluğuyla yaşamak zorunda bırakıldığı bir gerçeklikle karşı karşıyayız. HDP olarak bu gerçekliği değiştirmeyi hedefliyoruz. Çocukların çalıştırılmasının engellenmesi ve çalışmak zorunda kalmayacakları bir hayat inşa etmek için mücadele etmeye devam edeceğiz.
Değerli milletvekilleri, yine, bir diğer devasa sorun da anneleriyle birlikte 0-6 yaş grubu toplam 345 çocuğun yanı sıra toplamda 1.896 çocuğun cezaevinde kaldığı gerçekliğidir. Bu çocukların istismar, işkence, kötü muamele ve diğer onur kırıcı muamelelere maruz bırakıldıklarını hepimiz biliyoruz. HDP olarak, şiddetin üretildiği çocuk cezaevlerinin derhâl kapatılması gerektiğini savunuyoruz.
Yine, engelli, nöroçeşitli çocuklar ve mülteci çocuklar için eğitim hakkı, ayrımcılık yasağı, çatışma etkilerinin azaltılması ve çocuklara fiziksel, hukuki ve psikolojik olarak korunma sağlanmasında tamamlayıcı çabaların desteklenmesi bakımından bütünlüklü politikaların üretilmesinden yanayız. Uluslararası sözleşme hükümlerinin ısrarla altını çizdiği çocuğun yüksek yararının gözetilmesi gerekliliği çoğu zaman kâğıt üzerinde kalan, hayatta bir karşılığı olmayan bir söyleme dönüşmektedir.
Değerli milletvekilleri, toplumsal birer özne olarak görülmeyen, katılım hakkı tanınmayan çocukların şiddete ve istismara uğraması, maddeye bağımlı hâle getirilmesi, çalıştırılması, evlendirilmesi ve ana dilinde eğitim ve ücretsiz sağlık hakkı gibi temel haklarından mahrum edilmesi yaygın biçimde devam ederken çocuklara yönelik kapsayıcı politikalar üretilebilmiş değildir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.
HÜSEYİN KAÇMAZ (Devamla) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Bizler HDP olarak çocukları kendi biricik varlıkları, talepleri ve iradeleriyle toplumsal özneler olarak görüyoruz. Bu nedenle, çocuklara rağmen değil, çocuklar adına, çocuklarla beraber yaşamı yeni baştan kurmanın yollarını arayacağız. HDP olarak bir "çocuk bakanlığı" kurulması talebimizden vazgeçmeyeceğiz. Nüfusun yaklaşık üçte 1'ini oluşturan çocukların kamusal harcamalardan her yurttaş gibi faydalanması için her bakanlığın bütçeleme süreçlerini çocuğa duyarlı hâle getirmesini sağlayacağız. Çocuklar için daha yaşanılabilir bir dünya diliyoruz.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)