| Konu: | İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 23 |
| Tarih: | 24.11.2021 |
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; "Yargıda reform yapıyoruz." diyerek konunun uzmanlarına danışmadan, sorunu çözmek yerine daha tehlikeli sorunlara neden olabilecek bir teklif sunuyorsunuz maalesef. Teklifte "çocuğun üstün yararı" ilkesinin uygulanması yönünde somut tedbirler de yok. Çocuk, âdeta anne baba arasında paylaşılacak bir nesne olarak görülüyor, kişisel ilişkinin öznesi olarak kabul edilmiyor. Medeni Kanun'da velayet, ebeveyne sağlanan bir hak olarak kabul ediliyor ama burada, velayet, aslında, ebeveyn için bir yükümlülüktür, bir hak değildir. En başta, çocukları anne baba arasında çekişme konusuna dönüştüren bu bakış açısını değiştirmemiz gerekiyor.
Değerli vekiller, "çocuk haczi" diyerek itici bir şekilde ifade ettiğiniz şey, aslında, kadınların ve çocukların can güvenliği ve velayet hakkına yönelik ihlali önlemek için getirilen bir tedbirdir. TÜİK 2020 istatistikleri, boşanmalarda velayetin yüzde 80'e varan oranda kadınlarda olduğunu gösteriyor. Mevcut sistemde, çocuğa veya kadına karşı şiddet tehdidi veya çocuğun kaçırılma ihtimali varsa çocuğa kişisel görüşme hakkının kullandırılması işlemi icra daireleri aracılığıyla gerçekleşiyor. Bu yöntemle çocuk, bir pedagog, bir icra memuru, bir polis vasıtasıyla alınıp sonra aynı şekilde geri teslim ediliyor. Şimdi, görüşmenin çocuğun üstün yararıyla gerçekleşmesi ve bu ilkeye aykırı bir durum varsa işlevi durdurmak için de uzmanlar süreçte yer alıyorlar; şiddet riskine karşı korumak için de polisler eşlik ediyorlar ancak bu kanun teklifinde, âdeta, velayeti elinde bulunduran ebeveyne çocuk kaçıran muamelesi yapılıyor. Şimdi, Adalet Bakanlığı bünyesinde faaliyet gösteren adli destek ve mağdur hizmetleri müdürlüklerince belirlenen çocuk teslimi mekânlarında kadının can güvenliğinin sağlanmasına yönelik hangi önlemlerin alındığı belirtilmiyor. Çocuklara veya kadınların kendilerine yönelik şiddet tehdidine dair endişeleri ve önlem talepleri dikkate alınmıyor. Bu ülkede "Çocuğumu özledim, çocuğumu görmek istiyorum." derken annenin yanından çocuğu alıp görüşme sırasında babaları tarafından öldürülen çocukların olduğunu biliyoruz biz. Tehlike bu derece büyük ama kadınlar çocuklarını şiddet tehdidi nedeniyle teslim etmezlerse disiplin hapsi cezasıyla karşılaşacaklar. Şimdi, normal şartlar altında baktığımızda, gerçekten, hangi anne ya da baba kalkıp da çocuğunu karşı tarafa teslim etmek istemez? Bunda bir tehdit varsa bunu yapabilir ancak, bir istismar olabilir, kadına yönelik şiddet tehdidi olabilir. Bütün bunları, gerçekten, bu donanımları sağlayarak, bunları değerlendirerek mi bu teklifi getirdiniz? Hayır, böyle bir şey yok ortada. Evet "Mahkemeden bağımsız teslim merkezleri açalım, pek çok farklı meslekten uzmanlar çalıştıralım." diyorsunuz. Şimdi, bu müdürlüklerin böylesine hassas bir mevzuyu örgütleyebilecek altyapısı, personeli var mı? Hayır, bu da belli değil. Şimdi, görev tanımları, nitelikleri; bunların netleşmesi gerekiyor. Uzmanların esas işlevi ikna etmek mi, yoksa tutanak tutmak mı, tanıklık mı olacak, bunlar belli değil.
Ayrıca, uzman kadrosu yetersiz diye öğretmenlerin de uzman statüsünde görevlendirilebileceği belirtilmiş. Burada, uzmanlara formaliteden bir rol mü biçiyoruz? Çocuklar okullarda teslim alınıp verilemezler, böyle bir şey söz konusu olamaz, onları orada deşifre etmek gibi bir durum aynı zamanda bu.
Teklif hazırlanırken Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı da bunun dışında tutulmuş. Böyle bir şey de olmaz. Öncelikle, gerçekten, bu teklifi değerlendirmeden sunmuşsunuz, geri çekmeniz lazım. Bu, ciddi sorunlara neden olacaktır, bu konuda ciddi olarak uyarıyorum. samimiyetle uyarıyorum. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının sürece dâhil edilmesi lazım. Çocuğun diğer ebeveynle şahsi ilişki kurma süreci hâlihazırda mevcut düzenlemede olan tarafları ve çocuğu tanıyan, daha önceden çocukla görüşme yapıp sosyal inceleme raporu hazırlayan aile mahkemesi tarafından görevlendirilmiş olan uzmanlarla desteklenmeli.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - Tamamlıyorum Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - Çocukların görüşlerini -onlar bir nesne değil- her aşamada dikkate almamız gerekiyor. Boşanma davasının çatışmalı ortamında, bu sertlik nedeniyle çocuklar görüşlerini serbestçe ifade edemiyor, daha sonra bunu ifade edebilirler, düşünceleri değişebilir, onların özel eğitimli uzmanlar eşliğinde, adliye dışında, gerçekten, düşüncelerinin alınması lazım. Ben, bu eksikleri tamamlamadan bu teklifin sunulması, kabul edilmesi yeni kadın ölümlerine, çocuk istismarlarına neden olacak diyorum, sizi ciddi bir şekilde uyarıyorum bir kez daha.
Son olarak, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü'nde evde, sokakta, alanlarda, işyerlerinde mücadele eden, dayanışmayla birbirine tutunan bütün kadınları sevgiyle selamlıyorum. Yarın alanlarda olacağız. (HDP sıralarından alkışlar)