GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:23
Tarih:24.11.2021

ZEKİ HAKAN SIDALI (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; toplumsal kurumlar içerisinde çok önemli bir sırada yer alan aile, bireysel ve sosyal yaşamın işlevsel dinamiklerinden biridir çünkü aile toplumun çekirdek hâlidir. Toplumsal hayatı oluşturan ekonomi, politika, eğitim gibi diğer kurumlar ve bu kurumlara endeksli davranış şekillerinin küçük ölçekli hâli, aile hayatı içerisinde gerçekleşir. Herkesi ilgilendiren ihtiyaçların bir aile çatısı altında yeteri kadar giderilmesi kuşakların güçlenmesini, maddi ve manevi değerlerin zenginleşmesini ve bunların yeni kuşaklara geçirilmesini sağlar; bu da Türk kültürünün temelidir. Toplumsal hayatın istikrarlı sürdürülebilmesi toplumun özü olan aile kurumunun içinden çıkacak ruhen sağlıklı çocuklara bağlıdır. Aile kurumunun devamlılığını, huzurunu, ekonomik refahını, yaşam kalitelerini etkileyen vatandaşlık haklarından ve kamu hizmetlerinden devletimiz sorumludur.

2020 verilerine bakalım. Bir yılda 135.022 çift boşanmış, bu boşanmalardan etkilenen çocuk sayısı ise 127.742. Öncelikle boşanmaların son yıllarda artış göstermesinin sebepleri araştırılmalı. Aile bütünlüğünü sonlandırmaya sebep olan sosyal ve bireysel memnuniyetsizlikler nedir, bilinmeli ve sorun yüzeyde değil, kaynağında tespit edilmelidir. Çözüm yolları buna göre aranmalı, gerekli noktalarda rehabilitasyon mekanizması etkin bir şekilde devreye sokulmalıdır.

Toplumun içinde bulunduğu ekonomik buhran ve çaresizlik hissi maalesef hanelerin içine sirayet ediyor, toplum için en önemli kurum olan aileler geri dönülemez bir şekilde hasar görüyor. Bu şartlar altında geleceğimizi temsil eden çocuklar bu öfkeleri dinmeyen, dertlerine çare bulunamayan, geleceğe dair umutları yok edilen ebeveynleri tarafından hırpalanabiliyorlar. İstatistikler bir kez daha gösteriyor ki iktidar, aile bütünlüğünü koruyamadığı gibi geleceğimizin teminatı olan çocukları korumaktan da uzak.

Çocuğun ruhsal ve bedensel gelişim sürecinde son derece önemli olduğu gerekçesiyle anne ve baba arasında icranın konusu olmaktan çıkarılıp bu sürecin, Çocuk Koruma Kanunu çerçevesinde profesyoneller eliyle yürütülmesi çocuğun üstün yararı açısından olumlu olmakla birlikte geç kalınmış ve yetersiz. Çocuğun görüşmesi ve kişisel ilişkisi boşanma anlaşmasında pazarlık konusu olmamalı. Bu konu, boşanmadan ayrı bir biçimde, bağımsız olarak resen araştırma yoluyla karara bağlanmalı ve süreç dinamik tutulmalı; kararı veren hâkim de bizzat izleme sürecine dâhil olmalıdır. Yani, çocuk haciz ya da bir benzeri tutanağa yazılacak şahsi bir eşyaymış gibi değil de özel koşullarda, yine sadece kendine ait bir hikâyesi takip edilerek hakları savunulmalı.

Çocuğun, uzman veya öğretmen tarafından, yükümlüden ya da hak sahibinden teslim alındığı veya diğerine teslim edildiği sırada kayda alınan ses ve görüntülerin internet ortamında yayınlanması nedeniyle kişilik haklarının ihlal edilmesi durumu istisnasız yaptırıma tabi olmalıdır. Çocuğun tüm duyularıyla hafızasına işlediği, bir yetişkin olduğunda bile hatırlayacağı anların, toplumumuzda yeni sorunlu bireyler yaratmasının önüne geçilmelidir.

Ayrıca, işlevsel olarak değerlendirildiğinde, Hükûmetin doğru işi doğru kuruma yönlendirememe sorunu yine önümüze çıkıyor. İcra durumundan çıkarılan ve artık masraf gerektirmeden uygulanacak taleplerde oluşacak sayısal patlama, yaklaşık 16 bin personeli olduğunu söyleyerek konuyu üstlenmek istemeyen Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına değil, sayısı yaklaşık bin olan, Adalet Bakanlığı bünyesinde görev yapan adalet sistemi uzmanlarına teslim edilmiş olacak. Hâliyle, kısa süre içinde kapasitesi üzerinde iş yükü altına girecek bu personel konuya gerekli özeni de gösteremeyecek. Yani, cerrahi müdahaleye ihtiyacı olan bir yaraya, sadece basılan gazlı bezin rengi değiştirilmiş olacak. Sonuç, kısa vadede ortaya çıkacak yeni sorunlar silsilesi olarak kamuoyunda da tartışılmaya tekrar başlayacak.

Kanun düzenlemesinde anılan çocuk teslim merkezleri ele alındığındaysa bu merkezlerin Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına değil, Adalet Bakanlığına bağlı olması, sosyal politika odaklı bir hizmet sunumunun esas alınmayacağını, kararın her şartta icrasına odaklanıldığını gösteriyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ZEKİ HAKAN SIDALI (Devamla) - Başkanım, toparlıyorum.

BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.

ZEKİ HAKAN SIDALI (Devamla) - Konu, icra müdürlüklerinin görevinden çıkarılıyor gibi görünse de kararın yerine getirilmesindeki işleyiş biçiminin değişmediği, uygulamanın çocuk odaklı hâle gelmediği, göstermelik ve şeklî bir düzenleme yapıldığı anlaşılıyor.

Aile bütünlüğü ve özellikle öznesi çocuk olan kanunlar, STK temsilcileri, barolar, üniversitelerin ilgili bölümlerinden akademisyenlerinin, katkı sağlayacak uzmanların ve tüm paydaşların kıymetli görüşlerinin alındığı komisyonlarda yeterli zaman verilerek görüşülmelidir. Biz ancak bu şekilde herhangi bir sebepten sağduyusunu kaybetmiş, sorumluluklarını yerine getiremeyen ebeveynleri olan çocuklarımıza sahip çıkabiliriz.

Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)