| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 24 |
| Tarih: | 30.11.2021 |
HDP GRUBU ADINA EBRÜ GÜNAY (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; insan hakları savunucusu olarak yaşamı boyunca hukuk mücadelesi vermiş, her gününü hukuk mücadelesi ederek sürdürmüş, hayatını faili meçhul cinayetlerin aydınlatılmasına adamış Tahir Elçi'nin Dört Ayaklı Minare'nin önünde katledilmesinin üzerinden tam altı yıl geçti.
Yaşam hakkı, işkence yasağı, etkin soruşturma hakkı, adil yargılanma hakkı gibi insan hakları ihlalleriyle ilgili birçok davada mağdur haklarını savundu; 90'larda gözaltında kaybedilenler, yargısız infazlar, faili meçhul cinayetler, gözaltında işkence ve mayın patlaması gibi birçok hak ihlalinde mağdurlar ve aileleri için adalet mücadelesi verdi. Birçok hak ihlalinde mağdurları yerel mahkemeler ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önünde korkusuzca temsil etti, haklarını aramaları için mücadele etti ve çalıştı.
Tahir Elçi 14 Ekim 2015 tarihinde, Ahmet Hakan'ın "moderatör"lüğünü yaptığı Tarafsız Bölge programında yaptığı konuşmanın ardından hedef gösterilmeye başlandı. Âdeta azmettirici rolünü üstlenen bu programdan sonra Tahir Elçi gözaltına alındı, hakkında soruşturma açıldı, ölüm tehditleri almaya başladı. Tahir Elçi, kullandığı Twitter hesabından kimseden korkmadığını; tüm bunların, mücadelesinin bir parçası olduğunu dillendirirken de hedef olduğunu belirtmiş ve âdeta bu cinayeti, henüz gerçekleşmeden önce, kamuoyuna ilan etmiş oldu ancak yetkililer ölüm tehditlerini dikkate almamış, tüm bu süreçte hiçbir önlem alınmamıştır.
Tahir Elçi 28 Kasım 2015 günü Diyarbakır Barosu adına bir basın açıklaması yapmak için Dört Ayaklı Minare'nin önündeydi ve şöyle diyordu: "Biz bu tarihî bölgede, birçok medeniyete beşiklik etmiş, ev sahipliği yapmış bu kadim bölgede, insanlığın bu ortak mekânında silah, çatışma, operasyon istemiyoruz. Savaşlar, çatışmalar, silahlar, operasyonlar bu alandan uzak olsun istiyoruz." Ve bu sözlerinden hemen sonra katledildi. Ne yazık ki son sözlerinde "Silahlar sussun." derken kendisi de faili, failleri bulunmayan bir cinayetin kurbanı oldu. Göz göre göre işlenen bu cinayete dair iddianame, Tahir Elçi'nin öldürülmesinden ancak dört buçuk yıl sonra, 20 Mart 2020 tarihinde onaylandı. Olay yeri incelemesi, Tahir Elçi cinayetinden tam dört ay sonra, 17 Mart 2016'da yapıldı. Daha önce tespit edilen 83 delilden ancak 43'ü toplandı. Gazetecilerin çektiği olay yerine ait görüntülere ait hazırlanan raporda, fail olarak tespit edilen 3 polisten 1'inin kesin fail olduğuna işaret edildi ancak polisler mahkemede görgü tanığı olarak dinlendiler. Âdeta göstere göstere gelen bu cinayete ilişkin hiçbir önlem alınmadığı gibi, olaydan sonra da kolluğun olay mahalline su sıkması, savcının anında tespit yapmaması gibi durumlar faillerin bulunmasını olanaksız hâle getirdi. Olay yeri incelemesinin yüz on bir gün boyunca yapılmaması nedeniyle delil bütünlüğünün bozulması; hatta, bazı delillerin ortadan kaldırılması; olay yerinde silahlarla ateş ettikleri görgü tanıkları ve kamera kayıtlarıyla sabit olması nedeniyle potansiyel şüpheli olan kolluk görevlilerinin ifadelerinin olayın üzerinden aylar geçtikten sonra alınması ve hatta, olayla ilgili bilgi sahibi olabilecek bazı kamu görevlilerinin hiç dinlenmemiş olması; Diyarbakır Barosunun 100'e yakın dilekçesinin işleme dahi konulmaması; ilk andan itibaren yargı makamlarının isteksiz tutumları, kamera kayıtlarının yok edilmiş olması ve kaybettirilmesi bu katliamın aydınlatılmak istenmemesinin göstergesidir. Bu nedenle, üzerine konuştuğum bu grup önerimizin reddedilmesiyle Meclis de üzerine düşen görevi yapmamış olacak ve Tahir Elçi cinayetinin karanlıkta bırakılmasına destek vermiş olacaktır.
Tahir Elçi'nin de dediği gibi, devletin aydınlatamayacağı cinayet yoktur, aydınlatmadığı cinayet vardır. Faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması için mücadele eden Tahir Elçi'nin dosyasını karanlıkta bırakmayacağız elbette. Ancak sorumlular yargılandığında, hakikatler açığa çıktığında gerçek adalet tesis edecektir. Ailesinin, dostlarının, meslektaşlarının acısı ancak gerçek adalet tesis edildiğinde bir nebze de olsa dinecektir. Bugün buradan bunun ilk adımını atalım ve ocak ayında yapılacak olan duruşmada ise bunun devamını getirelim, failler yargılansın ve hesap versin. (HDP sıralarından alkışlar)