| Konu: | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 24 |
| Tarih: | 30.11.2021 |
CHP GRUBU ADINA TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin tümü üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Kanunun adı "Bazı Kanunlarda..." Hangi kanunlarda olduğu saymakla bitmeyeceği için teklifin adı yok. Öyle bir torba ki içinde yok yok; fikir ve sanat eserleri, ormanlar, limanlar, şarj istasyonları, mesleki eğitim, çift maaş, TRT payı ve Enerji Fonu, hepsi aynı torbanın içinde, 22 ayrı kanunda değişiklik yapan 39 madde. İhtisas komisyonu olarak Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu resmen torbacı oldu. Bu teklifin tali komisyon olarak Millî Eğitim, Tarım ve Adalet Komisyonlarında da görüşülmesi gerekiyordu; aynı zamanda, bütçe yetkisinden dolayı Plan ve Bütçede de görüşülmesi gerekirdi.
Değerli arkadaşlar, bu teklifteki uzun zamandır Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak çeşitli tekliflerle gündeme getirdiğimiz elektrik faturalarında TRT payının ve enerji fonunun kaldırılması düzenlemelerini destekliyoruz ancak birçok kanun yayınlandığında yürürlüğe giriyor, neden "1 Ocak 2022'den itibaren kalksın." diyorsunuz? Önümüz kış, neden bu yükü kasım ve aralık aylarında hâlâ vatandaşın omuzlarına bırakıyorsunuz? Değerli arkadaşlar, işte bizim en temel farkımız bu. Biz kimden gelirse gelsin vatandaşın faydasına olan düzenlemelere "Evet." diyoruz, elektrik faturalarından TRT payının ve enerji fonunun kaldırılmasını destekliyoruz.
Gelin, birlikte, vatandaşın öncelikli olan sorunlarını çözelim. Nedir bu sorunlar? Emeklilikte yaşa takılanların haklarını teslim edelim. Polis ve sağlık görevlilerine 3600 ek göstergeyi verelim. Öğrencilerin KYK borçlarını silelim. Asgari ücretten vergi almayalım. Emeklilerin bayram ikramiyelerini 2 bin liraya çıkaralım. Eğitimcilere Öğretmenler Günü'nde bir maaş ikramiye verelim. Akaryakıtta çiftçiden ÖTV almayalım. Doğal gaz ve mutfak tüpünden ÖTV ve KDV'yi kaldıralım. Elektrikten kış ayları boyunca KDV almayalım. Bu sorunların çözülmesi gerekiyor; gelin, önce bunları çözelim.
Sayın milletvekilleri, Komisyonda verdiğimiz ek madde önergemiz de kabul edilmedi. "Mesleki eğitimde kalfa ücretlerini artıralım." dediniz, destekledik. Hatta yetmez "Çıraklarımızın da ücreti artsın." diyoruz.
Şarj istasyonlarına dair düzenlemeleri destekliyoruz, geç kalınmış bir düzenleme. Kahramanmaraş'ta organize sanayinin kurulmasını önemli gördüğümüz için destekliyoruz.
Millete "Elektrik faturasındaki TRT payını kaldırıyoruz." dediniz ama teklife limanların özelleştirilmesini ve çift maaşı soktunuz. Komisyonda "Elektrik, TRT payı ve enerji fonunu kaldırmak yetmez, kara kış geliyor, vatandaşın omzundaki yükü azaltalım, kış aylarında enerji ve ısınmada KDV'yi de kaldıralım." dedik, siz kabul etmediniz. Beş ayda 1 milyon 525 bin abonenin elektriği, 674 bin abonenin doğal gazı kesildi. Çiftçinin borcu belini büktü. Enerji ve akaryakıtta yapılan zamlar üretimi durma noktasına getirdi. Gelin, vatandaşımıza destek olalım, borçları öteleyelim, faizleri affedelim, aboneliklerini açalım, bu önerimize de destek verin.
Sayın milletvekilleri, TRT aldığı bu gelirle ne yaptı şöyle bir bakalım, bunu da sorgulamamız gerekiyor: Binlerce radyo, televizyon, sinema ve gazetecilik bölümü mezunu işsiz. TRT, cemaatin organizasyonlarında ve kanalında görev yapmış bir spor spikerine haftada 69 bin, ayda 278 bin lira ödedi. TRT, bu ülkenin en büyük KİT'i, çalışan sayısı 7 bine yaklaşmış ama dış yapımlara harcadığı paranın haddi hesabı yok. Yılda 600 milyon lira bu yapımlara gidiyor. Özel kanallarla reklam ve rating rekabeti yapmayan TRT, yayınladığı dizilere bölüm başı milyonluk bütçeler ayıran TRT, hiç yayınlamadığı Muna filmine 1 milyon lira ödemiş.
2010-2020 yılları arasını kapsayan on bir yıllık dönemde TRT, vatandaşın elektrik faturalarından 8 milyar 923 milyon lira, satın aldığı cihazlardan ise bandrol geliri adı altında 11 milyar 880 milyon lira topladı. Bu paraları nereye harcadığını sorduğumuzda aldığımız yanıt hayli ilginç: "Ticari sır." Neyin ticareti, neyin sırrı? Devletin kanalı, halkın televizyonu TRT on bir yıllık dönemde ne yaptı? Devletin televizyonu olduğunu unuttu; TRT, 14 televizyon kanalı, 5 ulusal, 5 bölgesel, 3 uluslararası ve 3 yerel radyo istasyonuyla AK PARTİ'nin borazanlığını yapar hâle geldi. Milyonlar yatırılan dizilere bakalım: Diriliş Ertuğrul, Uyanış: Büyük Selçuklu, Barbaroslar: Akdeniz'in Kılıcı... Selçuklu'yu, Osmanlı'yı anlattığı iddiasında olan bu dizilerde savaş sahneleri, kılıçlar, silahlar başrolde. Selçuklu'nun, Osmanlı'nın bu topraklara bıraktığı kültürel mirastan eser yok TRT'de. TRT ekranlarında kılıçlar, savaşlar sokaklara taştı; elinde bıçakla kadınları tehdit edenler; bıçakla, silahla hatta kılıçla kan dökenler... TRT'nin kamu yayıncılığından uzak tavırları sonucunda ekranlarına kan bulaştı, kan. (CHP sıralarından alkışlar)
Sayın milletvekilleri, ülkemizde hâlihazırda kullanılan elektrikli araçlar için şarj istasyonu altyapısı ve piyasa düzenlemesi bu kanunla geliyor. Değerli arkadaşlar, tam bu konuya gelmişken geçtiğimiz günlerde Sayın Sanayi Bakanıyla birlikte Sanayi Komisyonu olarak seçim bölgem olan Kocaeli Bilişim Vadisi'nde TOGG'a ziyarette bulunduk. Kendi bölgem olduğu için katılmam gerekiyordu, Sayın Grup Başkan Vekilimiz Engin Altay da "Muhakkak katıl." dedi -bu bir görevdi- kuru kuruya muhalefet yapıyor demesinler diye. Sayın Bakan "Cumhuriyet Halk Partisi yerli otomobile karşı." diyerek bunu siyaseten şov olarak kullandı ama biz asla o hamasete karşı sessiz kalmayacağız, unutmayacağız. Biz, evet, yerli otoya karşıydık ama hangi yerli otoya karşıydık? Altı yıl Türkiye'yi oyaladılar, tam altı yıl "Yerli oto yapacağız." diye. Unutturmayacağız bunu, asla unutturmayacağız! Soracağız: 128 milyar dolar nerede? Ayda 10 bin dolar alan o siyasetçi kim? (CHP sıralarından alkışlar) Bir de bunu ekliyoruz arkadaşlar, 47 milyon euro nerede? Bu araç şimdi nerede? 47 milyon euro bu araca ödendi. Altı yıl seçimlerde "Yerli oto yapıyoruz." diye bu araç, bu fotoğraflarla kullanıldı. Şimdi nerede olduğunu bilmiyoruz, bilmiyoruz.
Değerli arkadaşlar, Cumhuriyet Halk Partisi asla yerli otoya karşı değil, yerli otomobil adı altında yapılan hamasete ve çarpık siyasete karşıyız. İnşasında sadece maketini gördüğünüz TOGG parçaların ve tasarımın yurt dışından alındığı bir araç, numune bir araç. İçinde oturdum, inceledim, lüks segmentte bir araç, ekonominin geldiği noktada yerli ve millî aracımızı alt ve orta gelirli vatandaşın alma gücü yok. Üstelik, yollar, köprüler gibi yerli otomobile de alım garantisi verilmiş. Kamu kurumlarının yılda 2.000 adet, on beş yılda toplam 30.000 araç alımı garanti ediliyor, burada vatandaş kendi alamayacağı araba için borçlandırılıyor.
"2022-2023'te yerli oto yollarda." diyorsunuz. Peki, ben soruyorum: Neden kamuda dört yıllık sözleşme yaparak araç kiralıyorsunuz, yerli oto çıkacaksa neden? Ayrıca, sanki arabanın her şeyi bitmiş sanki piyasaya sürülmüş gibi davranılıyor, gösterilen araç sadece bir numune.
16'ncı maddeyle yerli ve millî limanlarımızı ihalesiz vermeye çalışıyorsunuz. En erken 2027'de sona erecek işletme devri sözleşmelerini neden kırk dokuz yıla uzatmaya çalışıyorsunuz? İşletme hakkını zaten otuz dokuz yıl devretmişsiniz, en yakın sözleşmesi dolacak olan 2027.
Ben size yakından bildiğim bir örnek göstereceğim: Burası Safiport. Safiport. Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryollarına aitti. İşletmesi özelleştirilen Derince Limanı; özelleştirme tarihi 2015, özelleştirme bedeli 543 milyon dolar, özelleştirme süresi otuz dokuz yıl, 2054'te bitmesi gerekirken 2064'te sona erecek. Derince Limanı'nın özelleştirmeden önceki hâli burada. Milletin vicdanına sesleniyorum, bakın, özelleştirme öncesi ve özelleştirme sonrası bu hâle gelmiş, Körfez bitme noktasında. Körfezi yok etme... Yatırıma elbette karşı değiliz ama yatırımın başlığı altında yapılan bu talana karşıyız. (CHP sıralarından alkışlar)
Bir diğer çarpıcı örnek, Antalya Limanı geçtiğimiz yıl Katarlılara sekiz yıllık süreyle 140 milyon dolara verildi. Sekiz yıl için aldılar, on dokuz yıl daha uzatıyorsunuz sürelerini.
Sayın milletvekilleri, bu sene denizlerimiz müsilajla isyanını ortaya koydu, "Yeter artık!" dedi, "Yeter, çekin ellerinizi üzerimden!" Vicdanlar ölünce gözler kör, kulaklar sağır oluyor; denizin sesini duymadınız, balıkçılığın durumunu görmediniz. Yeryüzü bize atalarımızdan miras kalmadı, çocuklarımızdan ödünç aldık. Körfez'in geldiği bu hâli çocuklarımıza, torunlarımıza anlatamayız. Limanlar çevre sorunu olduğu kadar millî güvenlik sorunudur. Katar'a, Singapur'a limanlarımızı sattığınız bu özelleştirmelerde ülkemizin uyuşturucu kaçakçılığıyla anılmasının sebebi sizsiniz. Limanların özelleştirilmesine ilişkin 16'ncı maddeye karşıyız. Bu madde de Anayasa'ya, hukukun genel ilkelerine aykırıdır. Gelecek seçimlerde gideceğinize karar vermişsiniz, giderken de yandaşınıza, yoldaşınıza limanların rantını garantileme peşindesiniz. Limanların rantını garantileme peşinde olduğunuz için size bu izni vermeyeceğiz, bu talana hukuki her zeminde karşı çıkacağız. Ankara'da hâkimler var; hiçbir güç, hiçbir siyaset, hiçbir iktidar adaletten üstün değildir. (CHP sıralarından alkışlar) Hiç kimse adaletin üstüne çıkamaz, orada oturamaz. Siz de artık o yıldızlı saraylarınızda oturamayacaksınız. Karamürselli, İzmitli, Herekeli, Eskihisarlı, Kocaelili, Marmaralı balıkçılar denizlerini öldürdüğünüz için, Karadenizli köylüler HES'lerle derelerini kuruttuğunuz için, Akdenizli çiftçiler nükleer santralle çevreyi kirlettiğiniz için, Egeli üretici zeytin bağlarını ranta kurban ettiğiniz için isyanda. (CHP sıralarından alkışlar) Kızılderililerin bir sözü vardır: "Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak." Siz de bu ülkede alacak nefesimiz kalmadığında, yiyecek lokma bulamadığınızda, Katar'ın dost olmadığını, paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacaksınız.
Değerli arkadaşlar, teklifin 30'uncu maddesini, kaçak yayınlara ilişkin düzenlemeyi biz de destekliyoruz. Yayın haklarını hukuki olarak elinde bulunduranların haklarını korumak hukuk devletinin bir görevi ama bu düzenlemenin altında yine sizin Katar sevdanızın yattığını da biliyoruz ama sizin bu sevdanız tamamen duygusal, tamamen duygusal. Daha geçen gün "Darbeyi finanse etti." diye kızdığınız ama şimdi masaya oturduğunuz Birleşik Arap Emirliği'ne olan sevdanız da hep doların yeşiline olan sevdanızdır. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)
Covid-19'un ortaya çıktığı 2020 yılından bu yana vatandaş "Dardayım." dedi. Siz ne yaptınız? Katarlı şirket için yardım musluklarını açtınız. 2016'da Katarlı şirket, futbol yayın hakları için yapılan ihaleyi 500 milyon dolar artı KDV'yle kazandı. Siz bu şirkete 2017'de dolar kurunu ortalama 3,30'a sabitlediniz. 2019 yılının Ağustos başlarında yayın ihalesi bedelinden 90 milyon dolarlık bir indirim yapmakla kalmadınız, dolar kurunu da bu kez 5,80'e sabitlediniz ama Katarlıya bu yetmedi, 2020 yılında 410 milyon dolar olan yıllık yayın gelirinde yüzde 30'luk bir indirim daha talep ettiler. Anlaşmamış gibi göründünüz ama dolaylı olarak bu talepleri de karşılandı, Katarlı şirketin kulüplere ödemesi gereken 140 milyon lirayı bu milletin cebinden Spor Toto Teşkilatı ödedi. Siz bu şirkete imkân üstüne imkân sağlamakla kalmadınız, üstüne bir de para ödediniz. Esnafa gelince kaynak yok, Katarlılara gelince tüm kaynaklar seferber ediliyor.
25'inci maddeyle, getirdiğiniz her yasada olduğu gibi, çift maaşın önünü açmaya devam ediyorsunuz. Üstelik, partili Cumhurbaşkanınız, kazanılmış hakları geriye dönük yasayla ellerinden alınan EYT'li vatandaşlarımıza "Yok öyle, hem emekli olup hem gidip çalışmak." derken -Kızılay, Yeşilay, Türkiye Maarif Vakfı, Yunus Emre Vakfı gibi- kendi atayacağınız kişilere çift maaş vermekten geri durmamak için yasa değiştiriyorsunuz. Bu kişiler hem bu dernek ve vakıflarda çalışacak hem de emekli maaşı alacak, yönetim kurullarına maaşları çifter çifter dağıtacaksınız; EYT'liler ise yıllardır bekliyor, insanların umutlarıyla oynuyorsunuz. Buradan EYT'li vatandaşlarıma sesleniyorum: Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında, kazanılmış haklarınızı alacaksınız. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)
Sayın iktidar milletvekilleri "Ekonomide şahlandık, teknolojide uçuyoruz..." Gerçekten uçuyorsunuz. Vatandaş, yapacağınızı söylediğiniz uzay mekiğinizle ilk seçimde sizi Ay'a gönderecek.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
TAHSİN TARHAN (Devamla) - Gidiyorsunuz arkadaşlar, gidiyorsunuz. Atalarımız ne güzel demiş: "Yolcudur Abbas, bağlasan durmaz."
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)