| Konu: | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 24 |
| Tarih: | 30.11.2021 |
CHP GRUBU ADINA AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Saygıdeğer Başkanım, değerli milletvekilleri; 287 sıra sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin birinci bölümü için söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlarım.
Kamuoyunda elektrik faturalarındaki TRT payını ve Enerji Fonu ödemesini kaldıracak bir düzenleme olarak bilinmesine rağmen, sizin de fark ettiğiniz gibi, biraz evvel Tahsin Vekilimin de belirttiği üzere, 287 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin bir adı bulunmamakta. Nasıl olsun ki? 39 maddelik kanun teklifinde tam 22 kanunda değişiklik yapılacak. İlk bölümdeyse tam 8 kanunda değişiklik yapılacak. Neler var neler: 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'ndan 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'na, 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu'ndan 3516 sayılı Ölçüler ve Ayar Kanunu'na, Doğal Gaz Piyasası Kanunu'na kadar tam 22 kanunda değişiklik yapılacak. Şimdi soruyorum: Böyle bir torbaya nasıl bir isim konulabilir?
Değerli milletvekilleri, teklifin 2'nci maddesinde 6831 sayılı Kanun'un 18'inci maddesinde değişiklik yapılarak, ormanlarımızda orman içi su kaynakları kullanılarak balık üretim tesisleri kurulmak istenmekte. Oysa geçmişte aynı maddede benzer bir değişiklik yapılmak istenmiş ancak bu değişikliği Anayasa Mahkemesi reddetmişti, iptal etmişti; şimdiyse ifade değiştirilerek tekrar Genel Kurula gelmiş durumda. İfade değiştirilmiş ancak özü itibarıyla değişen bir şey yok. Amaç belli; amaç, ormanlarda balık üretimi yapmak.
Değerli milletvekilleri, ormanlarımız ve bilhassa su kaynaklarımız ciddi bir tehdit altında. Kanun teklifinin gerekçesinde de belirtildiği gibi, bu tip tesislerin temiz su kaynaklarında kurulması gerekli. Oysa elimizde temiz su kaynağı kalmamış durumda. Türkiye'deki yer üstü su kaynaklarımızın sadece yüzde 37'si temiz. Dolayısıyla söz konusu balık üretim tesisleri zaten kıt olan temiz su kaynaklarımızı daha da azaltacak. Ayrıca sayısı ve etkisi artan yangınların ve tahsislerin ormanlarımız üzerindeki baskısı ortadayken bu tesislerin var olan baskıyı daha da artıracağı aşikâr.
Son on yılda ortalama 2.631 orman yangını çıkmış ve bu ormanlarda ortalama 9.096 hektar orman alanı yanmış. 2020 yılında ise 3.399 orman yangını çıkmış ve 20.971 hektar orman alanı yanmış. Yani 2020 yılında yanan alan miktarı son on yılın ortalamasının 2 katından fazla. Bu sene sadece Muğla ilinde 65 bin hektar ormanın yandığını düşündüğümüz zaman yangınların ne kadar önemli bir tehdit olduğunu daha iyi anlıyoruz. Şimdi "Ormanlarda kurulacak bu balık üretim tesisleri ile orman yangınlarının ne alakası var?" diyebilirsiniz. İlk başta alakasız gibi geliyor ancak unutmayalım ki yangınların en önemli çıkış nedeni insan faaliyetleri, yani ne kadar çok tahsis, ne kadar çok tesis, o kadar çok yangın. "Tahsis" demişken AKP iktidarında tahsislerin bir önceki döneme göre yüzde 170 arttığını ve bunun balık üretim tesislerinin tahsis oranlarını daha da fazla artıracağını söylemekte fayda var.
Teklifin 4'üncü, 5'inci, 6'ncı, 7'nci maddeleriyle elektrik faturalarındaki TRT payı ve Enerji Fonu tahsilatı kaldırılacak. Madde olumlu ancak yeterli mi? TRT payının kaldırılması, Enerji Fonu'nun kaldırılması gerekçede belirtildiği gibi tüketici üzerindeki mali yükü hafifletecek mi?
Değerli milletvekilleri, Avrupa İstatistik Ofisinin 2019-2021 yıllarını kapsayan araştırmasına göre, Türkiye 39 Avrupa ülkesi arasında yüzde 47,4'le elektrikte en fazla fiyat artışı yaşayan ülke konumunda. Satın alma gücüne göre son iki yılda elektrik fiyatları ülkemizde yüzde 30,6 artmış durumda; aynı dönemde Avrupa Birliği ortalaması ise yüzde 1,4'lük bir artış. Doğal gaza gelen fahiş zamlardan sonra elektriğe yeni zamların gelmesinin kaçınılmaz bir gerçek olduğu ortadayken, her 5 aboneden 1'i faturasını ödeyemez hâldeyken faturalarda sadece yüzde 3'lük bir azalmaya yol açacak olan bu düzenleme yeterli mi? Yeterli değil elbet. Oysa bu zor günlerde sosyal bir devletin yapması gereken daha pek çok şey var esasında. Genel Başkanımız "Gelin, kara kış fonunu kuralım." dedi, dinlemediniz; Komisyon esnasında "KDV'yi yüzde 1'e indirelim." dedik, gene dinlemediniz; "Gelin, fatura borcu olanların borçlarını faizsiz öteleyelim." dedik, dinlemediniz, vatandaşı kara kışa teslim ettiniz ama unutmayın, kurt kışı geçirirmiş ama yediği ayazı da unutmazmış, bu millet de kara kışı geçirecek elbet ancak bu yaptıklarınızı ve yalnızlığını unutmayacak.
Görüşmekte olduğumuz teklifin 12'nci, 13'üncü, 14'üncü maddeleriyle mesleki eğitim merkezlerine devam eden veya edecek olan öğrencilerin teşvik edilmesi amaçlanmakta. Özellikle 12'nci sınıfta okuyan ve kalfalık yeterliliğini kazanan öğrencilere net asgari ücretin yüzde 50'si kadar ücret ödenmesinin önü açılacak ve bu öğrencilere ödenen ücretlerin tamamı devlet katkısıyla olacak.
Değerli milletvekilleri, genç nüfusumuz en önemli gücümüz, bunda şüphe yok, bu bir gerçek ancak bir de acı bir gerçek var: 15-24 yaş aralığındaki gençlerimizin yüzde 26'sına ne eğitim verebiliyoruz ne de iş bulabiliyoruz. Ülkede işsizlik rekorlar kırıyor. TÜİK'e göre -yani Tayyip Erdoğan'ı üzmeyen İstatistik Kurumuna göre- ülkede işsizlik oranı yüzde 11,7. Bu makyajlı rakamlar bile korkunç esasında ama esas sıkıntı genç işsizlikte. Genç işsizlik oranı ise genelin neredeyse 2 katı, yüzde 22,7. Beri taraftan da her 5 işletmeden 1 tanesi eleman bulmakta zorluk çekiyor. En önemli gerekçe ise başvurulara gelen adayların gerekli mesleki beceriye sahip olmaması. Yani mesleki eğitim sistemimizde ciddi bir sıkıntı söz konusu ve mesleki eğitim gerçekten de bir ülke meselesi hâline gelmiş durumda.
Değerli milletvekilleri, bir de kamuoyunda ve bugün burada, Genel Kurulda oldukça tartışmalara neden olan, özelleştirilmiş limanların sürelerini uzatmayı amaçlayan bir 16'ncı madde var. Anayasa'ya uygunluğu biraz evvel tartışıldı, Anayasa'ya aykırı olduğu İbrahim Hocamız tarafından gerekçeleriyle güzelce anlatıldı. Ben anayasa uzmanı değilim, Anayasa'ya uygunluğu konusunda ahkâm kesemem ancak vicdan sahibiyim ve bu madde vicdana aykırıdır. Vicdan sahibi insanlar, ülkesini seven insanlar, "Ben milliyetçiyim." diyen insanlar, bu maddenin tekliften çıkartılması için vereceğimiz önergeye kabul oyu verirler, vermelidirler. (CHP sıralarından alkışlar)
Bu teklif ilk geldiği zaman, Komisyon çalışmaları esnasında, bilgi almak için sektörden birisiyle görüştüm; maddeyi anlattım, haberi yoktu maddeden. Bana ilk söylediği şey: "Katarlıların bu kadar dolaşmasının ve kulis yapmasının nedeni belli oldu." dedi. Bir daha söylüyorum: "Katarlıların bu kadar dolaşmasının sebebi belli oldu." dedi. Katarlı bir firma, bu yılın başında, sözleşme süresi Ağustos 2028'de bitecek olan Antalya Limanı'nı 140 milyon dolara devralmıştı, o dönemde bu konu bayağı tartışılmıştı. Gerçekten de sözleşme süresinin bitmesine yedi yıl kala neden böyle bir devralma olur, üstelik böylesine bir parayla? Katarlılar Antalya Limanı'nı devralıyor, daha senesi geçmeden sözleşmeyi on dokuz yıl daha uzatma şansı veren bir düzenleme yapmaya çalışıyoruz; şu an yapmış olduğumuz şey o. Sizce bu tesadüf mü?
Değerli milletvekilleri, bugün bizden istenen, bu yüce çatı altındaki milletvekillerinden istenen, adrese teslim bir kanun yapmamız ve bu kabul edilemez, bu yüce Meclis böylesi bir utanca imza atamaz, atmamalı. Biz limanlarımızın özelleştirilmesine başından beri karşı çıktık. Limanların işletmesinin kimde olduğu geçmişte de günümüzde de bir beka meselesi olarak tartışılmakta. Ancak bu düzenleme liberal ekonomi kurallarına aykırıdır; rekabeti ortadan kaldıran, kamu zararına yol açacak bir düzenlemeden bahsediyoruz. Biz bugün burada vatandaşın elektrik faturasından belki 2-3 lira tutarındaki TRT payını kaldırıyoruz ancak vatandaşın geleceğini adrese teslim bir kanun düzenlemesiyle elinden alıyoruz; yaptığımız tam olarak budur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Devamla) - Toparlıyorum.
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Devamla) - Konuşmamın başında teklif sahiplerinin bu kanun teklifine bir isim koyamadığından bahsetmiştim. Esasında, bu kanun teklifinin ismi belli; bu kanun teklifinin adı Katarlılara adrese teslim kanun teklifidir.
Bu duygu ve düşüncelerle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)