| Konu: | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 25 |
| Tarih: | 01.12.2021 |
RIDVAN TURAN (Mersin) - Sayın Başkan, değerli vekiller ve ekran karşısında bizleri izleyen kıymetli halkımız; Türkiye Büyük Millet Meclisinin bir yasama kalitesizliği sorunu var, bu Parlamentodan bir türlü kaliteli yasa çıkamıyor. Niye diye bakıldığında; bunun en önemli sebeplerinden bir tanesinin, dünyada ne kadar mesele varsa, memlekette ne kadar mesele varsa bunların hepsini bir çuvala doldurup buradan bir yasa oluşturma çabasının olduğunu görüyoruz. Bu torba yasalar yasama kalitesini son derece düşüren bir mesele. Fakat mesele, yalnızca torba yasalar değil; aynı zamanda, öngörüye sahip olamamak da -iktidar partisi açısından söylüyorum, AKP açısından söylüyorum- yasama kalitesinin düşmesinin önemli sebeplerinden bir tanesi. Ne anlatmaya çalışıyorum? Geçen ay -daha bir ay oldu mu, olmadı mı, tam bilmiyorum ama- 1163 sayılı Kooperatifler Yasası'nın 72'nci maddesinde bir değişiklik yapıldı. Biz dedik ki: Ya, bu değişiklik uygun değildir. Fakat o zaman da yine bir torbaya bu 72'nci madde konuldu, böyle tombala torbası gibi bir çevrildi, oradan yasa çıkarıldı ve yasalaştı. Söylenen şey şuydu: "Kooperatifler kooperatif birliklerine, kooperatif birlikleri de merkez birliklerine eğer üye olmazlarsa kamu kaynaklarından sağlanan kredinin desteklenmesinde ve diğer türlü desteklerde aracılık yapamazlar." anlamına geliyor. O zaman, ben, burada yine çıktım, konuştum, dedim ki: Ya, aslında evet, bir sorun var. Kooperatiflerin kooperatif birliklerine, kooperatif birliklerinin merkez birliğine, merkez birliklerinin ise -bizim yasamızdaki hâliyle- Türkiye birliğine üye olmasının zemini oluşturulmalıdır; bu, kooperatifçiliği ileriye götürecek bir şeydir amma velakin bu mesele inzibati tedbirlerle, cezalandırmayla yapılmamalıdır. Şimdi getirilen yasa diyor ki: Ya, biz bunu çıkarttık ama vallahi şimdi bu kooperatiflerin kooperatif birliklerine, kooperatif birliklerinin de merkez birliğine üye olması genel kurul kararı gerektirdiğinden ve genel kurul kararı için de zaman müsait, uygun olmadığından biz bunu bir 2024'e kadar erteleyelim." Yahu, arkadaşlar, bunu ben söyledim size. Yani sizin partinizden olmadığımızdan dolayı mı önerilerimizin hiçbir tanesinin en ufak bir kıymeti olmuyor? Bunu söyledik, dedik ki: Ya, bu böyle olursa bir cezalandırma esasına dayalı bir şey olur; bu birincisi. İkincisi; bu pratik olarak gerçekleştirilebilir bir şey değildir. Şimdi, bu yasayı yapanlar demiş ki: "Ya, zaman uygun olmadığından dolayı şimdi biz tutup da bunu yaparsak bu kooperatifler zor durumda kalacaklar." E, günaydın; ne diyelim, günaydın. Dedim ya "öngörüsüzlük" diye. Yani satrançta oynadığınız taşın nelere sebebiyet vereceğini, karşıdakinin hamlesini ne türden kolaylaştıracağını ya da açmaza alacağını önceden tahmin etmek iyi satranç oyuncusu olmanın gereğidir; siyasette de biraz böyledir yani yasa "laf ola beri gele" diye çıkarılmaz, çıkarttığınız yasanın pek çok açıdan toplumsal ve siyasal sonuçları olacaktır. E, bunu görmeden yasa çıkartılabilir mi? Şimdi, deniyor ki: "Biz onu görmemişiz, o sebeple bu desteklerden yararlanamama hâlini biz biraz uzatalım, 2024'e kadar çıkartalım da bu mesele çözülsün." Yani yasama kalitesinin olmamasından falan bahsettim de, kuşkusuz, kooperatiflere yönelik olarak -bir kez daha tekrarlamış olayım, geçen ayrıntısıyla anlatmıştım- temel mesele bu değil. Kooperatiflerin devletin hegemonyasından, siyasi iktidarın sultasından kurtulmasına ilişkin, demokratik ve halkçı kooperatif modelinin alanda örgütlenmesine ilişkin, çiftçilerin örgütlenmelerinin önündeki engellerin kaldırılmasına ilişkin, kooperatiflerin özellikle engelliler, kadınlar tarafından kurulmuş olanlarının desteklenmesine ilişkin pek çok öneri sunmuştuk. Yine, HDP olarak yazmış olduğumuz kooperatifler kanununda bir kooperatifler bankasının, bir kooperatifler bakanlığının olmazsa olmaz babından olduğuna değinmiştik. Şimdi, bunları tekrardan ifade etmek istiyorum. Mesele, makyaj yapmak meselesi değildir yani esasen zarf meselesi değildir, mazruf meselesidir esas olan şey.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sözlerinizi tamamlayın lütfen.
RIDVAN TURAN (Devamla) - Bu konuda eksik bakış açısına, hatalı bakış açısına sahip olan yasanın altında imzası olanlar bu eksikliği bize bir kez daha göstermiş olmalı.
Bizim, kooperatifler konusunda başta olmak üzere, yeni tarım politikasına falan ihtiyacımız yok kıymetli vekiller. Bizim yepyeni bir tarım felsefesine ihtiyacımız var; demokratik, örgütlenmenin önünü açan, halkçı bir tarım felsefesine, endüstriyel olmayan, küçük ölçekli tarıma dayanan, az girdi kullanımına dayanan, ekolojiyle uyum içerisinde olan yeni bir agroekolojik tarım felsefesine, perspektifine ihtiyacımız var. Girdi fiyatlarının artmış olması, mazota, gübreye, şuna buna zamlar, hepimizin bildiği şeyler. Evet, bunlar iktidarın yanlış politikalarının doğal sonuçlarıdır ama mesele yalnızca bu değildir, aynı zamanda yeni, halkçı bir tarım paradigmasıyla bu meseleleri çözmek mümkün olacaktır. Bu iktidar sayesinde de, bu iktidarın iktidar olduğu dönemde de bu mümkün gözükmemektedir. (HDP sıralarından alkışlar)