| Konu: | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 25 |
| Tarih: | 01.12.2021 |
MAHMUT CELADET GAYDALI (Bitlis) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, görüşülmekte olan 287 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 5'inci maddesi üzerinde söz almış bulunmaktayım. Sizleri ve kamuoyunu saygıyla selamlarım.
Değerli milletvekilleri, söz konusu madde elektrik faturaları üzerinden TRT payının kaldırılması amacıyla hazırlanmıştır. Şimdi, bu, tabii ki olumlu bir şeydir. Biz toplumun üzerindeki vergi yükünün kaldırılması için gerekli tüm çalışmaları destekleriz fakat bu yeterli değil. Faturaları elimize aldığımızda, kullandığımız elektriğin neredeyse yarısından fazlası vergiler; bu adil bir durum değil. Özellikle faturalara yansıtılan bu kayıp kaçak bedeli hakkında Meclise birçok araştırma önergesi verildi; yine, onlarca soru önergesi ve kanun teklifi hazırlandı fakat bu sermaye güçlerini koruma ve kollama politikasından bir türlü vazgeçilemedi.
Kayıp ve kaçak bedeli, şirketlerin kendi sorumluluklarını üstlenmeyip topluma mal ettikleri haksız bir kazançtır. Şirketler, bu haksız kazançlarını -deyim yerindeyse- topluma yutturabilmek adına, kayıp kaçak raporlarıyla toplum üzerinde bir algı operasyonu yürütmektedir. Daha önce de tekrar ettiğim üzere, sanki Türkiye'de kullanılan kaçak elektriğin yarısı Doğu ve Güneydoğu Anadolu illerinde gerçekleşiyor da herkese bunun faturası kesiliyormuş algısı yaratılmaya çalışılmaktadır.
Özellikle kayıp kaçak olduğu iddia edilen bölgelerde eski trafolar, elektrik direkleri ve eski hatların varlığı kayıp oranının zirve yapmasına neden olmaktadır. Kendi sorumluluğu olan enerji nakil hatlarının modernizasyonunu yapmayan, eski ve küçük çaplı trafolarla bölgeye elektrik vermeye çalışan DEDAŞ, bu kayıp kaçağın bizatihi sorumlusudur. EPDK'nin yüzde 40 oranında kaçak elektrik tespit edilen yerler için Dağıtım Sistemindeki Kayıpların Azaltılmasına Dair Tedbirler Yönetmeliği mevcuttur. DEDAŞ'ın bu yönetmelikten muaf tutulması bu gerçeğin ortaya çıkmasını engellemektedir. Asıl kayıp kaçak bu faturalardan çıkarılmalıdır. Şirketlerin yapmadığı altyapı hizmetlerinden kaynaklı kayıpların Türkiye halklarına ödetilmesi doğru değildir.
Bakıldığı zaman, ekonomik anlamda zorlanan bir Türkiye gerçekliği söz konusu. Her gün uyandığımızda cebimizdeki para biraz daha kıymetsiz, biraz daha değersiz oluyor. Hayat pahalılığıyla en temel ihtiyaçları dahi karşılanamayan bir toplumun üzerine şirketlerin böylesine çökmesine müsaade edilmemelidir. Corona bitmiş gibi bir yaşam sürdürülüyor ama coronanın ekonomik izleri hâlâ toplumdan silinemedi. Devlet bu süreci yönetemediği gibi, uyguladığı ekonomi politikalarıyla da bu süreci âdeta kangrene çevirdi. Bakınız, iş yerlerinin kapalı olduğu dönemlerde bile bu elektrik şirketleri fatura yollamaya devam etti. İnsanlardan kazanmadıkları, hatta kullanmadıkları elektriğin faturasını çıkardılar; sorumluluğu devletin almasını beklerken sorumluluk yine, her zaman olduğu gibi halka yüklendi.
Değerli milletvekilleri, bu dönemde halk için, bu ülkenin vatandaşları için devlet olarak hiçbir şey yapmadınız. İş yerleri kapatıldı, insanlar "Onurumuzla battık." tabelaları astı ama bu sese kulak vermediniz. Tabii, "Şu kadar yardım ettik, bu kadar yardım ettik." gibi yaptığınız açıklamaların da gerçek olmadığını iki tane esnaf gezisine çıksanız anlayacaksınız. Fakat halktan o kadar kopmuş durumdasınız ki hiçbir feryadı duymuyorsunuz. Kısacası, sizler için sermayenin kulağınıza fısıltısı halkın çığlığından çok daha önemli yani üç beş tane şirketin çıkarı için koskoca bir ülkenin halklarını sefalete sürüklemenizi kabul etmemiz mümkün değil. TRT payının faturalardan çıkarılmasını bir hizmet gibi anlatmak dahi yanlış. Zaten TRT payının alınması yanlıştı, sadece bir yanlış düzeltiliyor, ortada övünülecek bir durum da yok.
Yinelemekte fayda var: Tabii ki devletler halkından vergi alacak. Bu vergilerle ayakta duracak ve hizmet üretecek ama herkesten geliri oranında, adil bir şekilde vergi alınmalı. Yine, toplanan vergiler halk için kullanılmalı. Bu vergiler ne zaman sermayenin talepleri için kullanılırsa o zaman halkın değil, şirketlerin iktidarı olursunuz. Bu şirketler size sadık ve "Her istediklerini yapalım." diye düşünmeyin. Sermaye, çıkarlarına sadıktır, çıkarları değişince sadakat pusulaları da yön değiştirir.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)