| Konu: | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 26 |
| Tarih: | 02.12.2021 |
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Ekranları başında bizi izleyen değerli halklarımız, hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
Tabii, öncelikle, maddeye geçmeden önce, genel bir kural hâline getirdiğiniz bu torba yasa meselesini eleştirmeden geçemeyeceğim. Bu yasa teklifinde de yine 21 kanunda değişiklik yapıyorsunuz; tali komisyonları işlevsizleştirmişsiniz. Komisyon, etki analiz raporları hiçbir şekilde ulaşmadan ve dikkate almadan Komisyondan geçirdi ve en önemlisi, Komisyonun aslında resen dikkate alması gereken Anayasa'ya uygunluk meselesini hiç dikkate almadan geneli üzerine ve maddeleri üzerine tartışmalar yapıp buraya, Meclise getirdiniz. Bütün bunları tabii ki sizin milletvekili olarak değil, ne yazık ki sarayın ve sermayenin ilgili birimlerinin isteği doğrultusunda yapıp buraya getirdiğinizi de biliyoruz.
Şimdi, benim üzerine söz aldığım 13'üncü maddenin aslında genel olarak olumlayabileceğimiz bir madde olduğunu ifade etmemiz gerekiyor fakat yetersiz olduğunu da ifade etmemiz gerekiyor. Aslında burada usta öğreticilerin sınava girmek için ulaşmaları gereken, ellerinde olması gereken -on yıllık- usta öğreticilik belgesi meselesine, sorununa bir çözüm getiriyorsunuz ve diyorsunuz ki: "On yıllık çalıştığını ispatlarsa bu iş pedagojisi sınavına girebilir." Bu konuda bir sıkıntı yok, tamam, bu iyi ve güzel fakat bunun, diğer bütün alanlardaki düzenlemelerle desteklenmediği zaman aslında havada kalan bir düzenleme olduğunu da ifade etmemiz gerekiyor. Şu anda, hâlihazırda 90 bin kişi olan usta öğreticiler, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun kendilerine yükledikleri sorumlulukları yerine getiriyorlar fakat devlet memurlarına verilen hakların hiçbirinden faydalanamıyorlar. Öncelikle bunun büyük bir eşitsizlik olduğunu ifade etmemiz gerekiyor. Yine, usta öğreticilerin emekli olma imkânları çok sınırlı, neredeyse birçoğu emekli olamıyor.
Peki, biz parti olarak bu maddenin ya da bu teklifin neyle desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz? Onları da ifade edeyim: Öncelikle usta öğreticilere ödenen ücretlerin, destekleme ve yetiştirme kurslarında olduğu gibi ders saati ücretlerinin 2 katı şeklinde ödenmesi gerekiyor. Kadrolu öğretmenler ve kadrolu usta öğreticilere verilen özlük haklarından yararlandırılmaları için gerekli yasal düzenlemenin ivedilikle yapılması gerekiyor. Kadrosuz usta öğreticilerin SGK prim gün sayılarının arttırılması için gerekli yasal düzenleme yapılmalı ve aylık otuz ders saati okutan bir usta öğreticinin, aylık otuz günlük SGK primi de yatırılmalıdır. Usta öğreticilerin işsizlik sigortası primine dâhil edilmesi ve işsiz kaldıklarında buradan kendilerine yaşamlarını idame ettirecek bir ücretin ödenmesi için düzenleme yapılmalıdır. En önemlisi de tabii ki emekli olma imkânlarının düzenlenmesi gerekiyor. Yirmi beş yıl çalışan bir usta öğreticinin, miktarına ve prim gün sayısına bakmadan emekli edilmesinin yolu açılmalıdır değerli arkadaşlar.
Diğer bir mesele, burada, dün, bütün siyasi partilerin genel uzlaşısıyla hekimlerin özlük haklarında iyileştirme yapan düzenlemeye dair bir iki şey söylemek istiyorum. Biz, sürekli, Sağlıkta Dönüşüm Programı'nı eleştiriyoruz. En temel eleştirilerimizden biri, aslında, sizin iş barışını bozmaya dönük yaklaşımınızdı. Ne dedik? Siz, hastaneyi ticarethane, hekimleri ve hemşireleri de tüccar pozisyonuna getirdiniz yani sağlığı piyasanın insafına terk ettiniz. Fakat daha kötü bir şey yaptınız, parça başı çalışmayı getirdiniz. Böylelikle hastanelerin iş yükü arttı, hekimlerin ve sağlık çalışanlarının iş yükü arttı; en önemlisi, bugünkü SGK'nin kara deliğinin müsebbibi de aslında bu sağlıktaki dönüşümdü. Fakat siz, dün daha kötü bir şey yaptınız. Hekimlerin ve diş hekimlerinin özlük haklarını artırmanız, onların emekliliğe yansıyacak şekilde ücretlerini düzenlemeniz çok olumlu ve doğru bir adımdı, hatta geç kalınmıştı çünkü Türkiye ciddi bir hekim istifası ve hekim göçüyle karşı karşıyaydı fakat bununla yeniden çalışma barışını bozacak bir adım attınız. Neden? Çünkü hekim dışı personeli kapsamadınız. Hemşireler, ebeler, teknisyenler ve diğer bütün branşlarda, hatta temizlik işçisi dâhil olmak üzere söylediğimiz "Sağlık bir ekip işidir." meselesinde siz ekibi getirip hekime sıkıştırdınız. Ne yazık ki oldukça iktidarcı, oldukça hiyerarşik bir bakış açısıyla sağlığın merkezine de hekimi koydunuz ve bu yanlış, yanılgılı yaklaşımınız da ne yazık ki çok ciddi bir tepki oluşturdu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Devamla) - Tamamlıyorum Sayın Başkan.
Oysaki ne yapmanız gerekiyordu? 3600 ek göstergeyi bütün sağlık emekçileri ve bütün diğer memurlar için çıkarmanız gerekiyordu ve bunu kademeli olarak 7200'e çıkarmanız gerekiyordu. Özellikle çalışan kadınlar açısından -ki sağlık en fazla kadın istihdamının olduğu bir alandır- ücretsiz kreşleri çok hızlı bir şekilde hayata geçirmeniz gerekiyordu. Nöbet ücretlerini artırmanız, nöbet sürelerini kısaltmanız ve en önemlisi, hastanelerin fiziki koşullarını düzenlemeniz gerekiyordu. Ek ödemelerin genel bütçeden verilmesi olumlu bir adımdır fakat bunun tamamının yani ek ödeme, sabit ücret dışındaki kısmın da emekliliğe yansıyacağı şekilde bir düzenlemeyle bütün sağlık emekçilerine verilmesi gerekiyordu.
Hemşirelik meslek yasasını hâlâ çıkarmadınız ve daha kötüsü, yardımcı hemşirelik diye bir mesele çıkardınız, bugün hemşireler bununla cebelleşmek zorunda kalıyorlar. Ve en önemlisi, atanamayan sağlık emekçilerinin atamasını yapmanız gerekiyordu ama siz bunları yapmadınız; yeni, büyük bir sorun yarattınız. Bu sorunu nasıl gidereceksiniz? Tabii ki siz gideceksiniz, biz de çözeceğiz diyorum.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)