GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:26
Tarih:02.12.2021

HDP GRUBU ADINA ÖMER ÖCALAN (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, değerli halkımız; hepinizi sevgiyle selamlıyoruz.

Aslında, yaşamın tümü tercihler üzerine kuruludur. Şu an mevcut iktidar da bu tercihlerini 2015'te değiştirdi; 2015'ten önce bambaşka, 2015'ten sonra da bambaşka bir role büründü. Bakınız, cezaevlerinde şu an büyük hak ihlalleri yaşanmaktadır. Dün, İmralı Cezaevinde bulunan Sayın Abdullah Öcalan, Sayın Ömer Hayri Konar, Sayın Veysi Aktaş, Sayın Hamili Yıldırım'ın aileleri buradaydı. Uzun bir süredir büyük bir tecrit İmralı Cezaevinde devam ediyor.

Şu an bahsedilince tedirgin olduğunuz duruma nasıl geldiniz, nereden geldiniz? Çözüm sürecinde arkadaşlar. Tarih 16 Aralık 2012, MİT Müsteşarı Hakan Fidan İmralı Adası'na giderek Öcalan'la görüşmüş. 29 Aralık 2012, o dönemin Başbakanı Sayın Erdoğan TRT'nin canlı yayınında İmralı'yla görüştüklerini açıkladı. 3 Ocak 2013, BDP'nin heyeti -Ayla Akat, Altan Tan, Ahmet Türk- İmralı Adası'na gidip görüşme gerçekleştirmiş. Ve buna benzer onlarca tarih var, ta ki 2014'ün Ekim ayına gelince... Şu an muhalefet partisinin de şikâyet ettiği Millî Güvenlik Kurulu... Neden ülkenin ekonomik yapısı üzerinden bazı şeyleri dizayn etme eleştirisine katılıyoruz. Katılmadığımız nokta, bu Millî Güvenlik Kurulu 2014'ün Ekim ayında da çöktürme planını devreye koydu, ülkeyi bambaşka bir atmosfere çevirdi. Millî Güvenlik Kurulu aslında devletin asli sahibi, buralar da biraz işin gölgesi gibi, işi meşrulaştıran bir alan gibi görülüyor. Biz, Millî Güvenlik Kurulunda alınan, ülkeyi çıkmaza sürükleyen kararların karşısındayız; o kararlardan şimdiye kadar bu ülke günyüzü görmedi.

Biz, tabii ki buradan Adalet Bakanlığına da Adalet Bakanı Albdulhamit Gül'e de sesleniyoruz. 2019'da yerel seçimlerden sonra "İmralı Cezaevine aile ve avukat görüşü yasağı yoktur, istedikleri gibi gidebilirler..." Adalet Bakanı acaba nerede, hangi ülkede yaşıyor? Acaba söylediği sözün arkasında durabilecek mi? Yoksa Adalet Bakanı işin içinde yok mu, farklı bir yapıyla adalet dizayn mı ediliyor? İmralı'da bir işkence ve tecrit rejimini kim koordine ediyor? Bunu hangi yapı, nereden koordine ediyor? Bir an önce açıklanması lazım, ateşle oynama noktasına gelmiştir. Bunlar ülkenin geleceğine zarar verecektir. Bakınız, 25 Mart 2021 tarihi... Sekiz aydır aileler olarak Sayın Öcalan ve yanında bulunan diğer arkadaşlarından haber alamıyoruz.

Bu Meclis bu ülkenin kanunlarını, yasalarını çıkarıyor ama bu Meclisten çıkan kanunlar, yasalar maalesef, kişiye göre, şahsa göre. Bunu nasıl kabul edebilirsiniz, bunu nasıl böyle açıklayabilirsiniz? Aile boyutu var, hukuki boyutu var; bunun bir an önce tesis edilmesi gerekiyor. O çok övündüğünüz, güvendiğiniz 80 darbesinden sonra çıkarılan Anayasa'dan, beğenmediğimiz darbe anayasasından bile doğan haklarımız var ama siyasal İslam'ın temsilcisi olarak kendini gören AKP rejimi her yönüyle bir zulümle ve zalim politikalarla bizi sindirmeye çalışıyor. 70 yaşına yaklaşan insanlardır. Bu intikam duygusu, bu düşmanca yaklaşım nereden geliyor?

Seçim için bazı şeyler yapıyorsunuz, olağanüstü dönemlerde girişimler yapıyorsunuz, böyle mi olması gerekiyor? Ama siz aslında zarar veriyorsunuz, toplumsal sorunların daha da derinleşmesine sebebiyet veriyorsunuz. "Millî duygularla, dinî duygularla tabanımızı konsolide ederiz, bir kısım alanı da bu ülkenin yurttaşı, vatandaşı saymayız, hukukun dışında tutarız." anlayışı yanlış bir anlayıştır. Bu kafayla, bu zihniyetle başarıya ulaşamazsınız. Ekonomik, sosyal, siyasal sonuçları ortadadır. İçinde bulunduğumuz dakika itibarıyla Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin kararları vardır. Bakınız, işi bambaşka bir noktaya evirmişsiniz, acımasızca hareket ediyorsunuz ama bunun hesabını vereceksiniz, seçimde de vereceksiniz. Siz bu kadar zalimane yaklaşırsanız bu halkın evlatlarına, yirmi beş otuz yıl cezaevinde yatıp tahliyesi gelenlere... Orada kurduğunuz gölge yönetimler, gladyo yönetimler insanların tahliyesine izin vermiyor; altı ay, altı ay uzatmaktadırlar. Siz hangi kafayla bunu yapıyorsunuz? Kimi korkutmaya çalışıyorsunuz? Ne yapmak istiyorsunuz, açık açık söyleyin. "Biz sizi kanun dışına itmişiz, bu ülkede çıkan yasalar size işlemez, bu ülkede çıkan yasalar İmralı rejiminde işlemez. Sayın Öcalan'la görüşme yapamazsınız, Ömer Hayri Konar'la görüşme yapamazsınız, Veysi Aktaş'la görüşme yapamazsınız." diye çıkın bunu açık açık söyleyin. Gücünüz var, her türlü gücünüz var, yasalar lastik gibi kişiye göre değişiyor; kaba gücünüz de var, bunu da uyguluyorsunuz meydanlarda. Bundan birkaç gün önce İstanbul'da çocuğu, bir set emekçisini yere yatırdınız, beynine de kafasına da sıktılar. Yarın İpek Er'in duruşması var Siirt'te; biliyoruz beraat edecek. Burası gölge, buranın bir gerçekliği var, buranın bir anlamı yok aslında. Parlamenter sistemde, demokrasi rejiminde buranın aslında en kıymetli zemin, halk iradesinin tecelli ettiği alan olarak görülmesi gerekiyor ama gelin görün ki çıkan kanunlar, çıkan hukuklar anlatılacak gibi değil, iş çığırından çıkmış. Ne yapalım yani? Adalet Bakanına haftada 2 kere ben burada başvuru yapıyorum, randevu görüşmesi için başvuru yapıyoruz, avukatlar her hafta başvuru yapıyor, aileler başvuru yapıyor. Düşmanlığın da bir ölçüsü vardır, düşman olarak görebilirsiniz ama bir ölçüsü vardır. Düşmana da bir noktada şey etmek lazım, bazı haklar vardır, bunların önüne geçmekte fayda var.

Şunu da belirteyim, 2015'ten şimdiye kadar uyguladığınız çöktürme planıyla bu ülkeyi bu noktaya getirdiniz. Sayın Cumhurbaşkanı çıkıp mitinglerde "Bir kurşunun fiyatı ne kadardır biliyor musunuz?" Sonucu budur ey Türkiye halkı, sonucu budur. Bir merminin fiyatını biz bilmeyiz, tabii ki bu savaşı finanse eden, bu çatışmayı derinleştiren, bu işin askerî yöntemlerle çözüleceğini iddia edenler bu halkın yıllık bütçesinin yüzde 20'sini güvenlik politikalarına da peşkeş çeker, 250 milyar TL'yi yatırır. Kimi zengin edecek? Kim kullanılıyor arkadaşlar? Uluslararası güçler, emperyal güçler tarafından kim kullanılıyor? Kim en çok silah alıyorsa o kullanılıyor. Kim piyon, kim maşa? Amerika'dan, orasından F-35'inden F-16'sından tutun Rusya'sından alınan S-400'ler... Biz, her zaman çözüme vurgu yapıyoruz "Demokratik yol yöntemler." diyoruz. Gücünüz var, bir zulüm politikası, bir vicdansız rejim olarak insanların üzerinden geçiyorsunuz. Bu yol yöntemler sonuca gitmeyecek. Tekrar vurgulamak istiyorum: Arkadaşlar, bir an önce bu durumdan vazgeçmek lazım.

Bakınız, elimde kronoloji var, 2012'den 2015'e kadar söylemediğiniz söz yok. Geçmişinizi unutamazsanız, aynı zamanda, cemaatle olan geçmişinizi de unutamazsınız. Burada bugün hemşehrimiz de yemin etmiş, kendisi Hazine ve Maliye Bakanı olmuş. Bakınız, fotoğraflar yayınlanıyor. En azından çıkın söyleyin yani fotoğraflar var, somut deliller vardır. Kaçmayın, deyin "Biz hata yaptık, yanlış yaptık, kötü yola düştük zamanında, şimdi yolumuzdan döndük buraya geldik." Gücünüz var, yapıyorsunuz ama buna da emin olun, emin olun, çekinmiyoruz, korkmuyoruz, haklıyız çünkü. Doğal, doğuştan getirdiğimiz hakların iadesini istiyoruz, bunu istiyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

ÖMER ÖCALAN (Devamla) - Haklıyız, eşit yurttaşlığı istiyoruz. Bu Meclisten çıkan kanunlar herkese uygulanacak mı, uygulanmayacak mı? Gerçeklik budur. Birilerine uygulanacak, birilerine uygulanmayacak; paşa gönülleri isteyince hassas süreçlerde, olağanüstü dönemlerde sağa sola ya da İmralı'nın yolunu açacaksınız ama onun dışında... Bunlar yanlış işler, bunlar kabul edilecek gibi değil, doğru işler değil. Biz de artık bunları burada söylemeyelim ya! Yolunu açın; aile olarak, avukatlar olarak İmralı'ya gitmek istiyoruz, görüşme gerçekleştirmek istiyoruz. Ne gerek var, her gün, her gün, her gün biz de bunu söyleriz yani bu adaletsizliği, bu hukuksuzluğu dile getirmeye devam ederiz.

Sizi germek, sinirlendirmek gibi bir niyetimiz de yok ama gerçekler bunlar. Bu gerçeklerle yüzleşin, kanunlara uyun, yasanın dışına çıkmayın; yarın bir gün de pişman olursunuz, mahkemeler önünde hesap verirsiniz. (HDP sıralarından alkışlar)