| Konu: | Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın yürütme adına yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 28 |
| Tarih: | 06.12.2021 |
ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı konuşmasında, bana cevaben değerlendirmesinde aslında benim sözlerimi bir miktar çarpıtmıştır. Şöyle ki: Ben "Şu anda, iki aydır Türkiye'de cari fazla veriyoruz; şimdi, bu cari fazlaya bakarak bundan sonra da mutlaka cari fazla vereceğimiz şeklinde bir değerlendirme yapmak yanlış olur çünkü bu, bir altyapı gerektirir; bu, sanayide bir dönüşüm gerektirir." deyip geçmiş yıllardaki örnekleri verdim. Mesela, 1994 yılında Türkiye'nin yedi ay üst üste cari fazla verdiğini, 1998-1999 döneminde dokuz ay üst üste cari fazla verdiğini, 2001'de dokuz ay, 2002'de beş ay, 2019'da dört ay cari fazla verdiğini ifade ettim ve "Bunlar, bu cari fazla verdiğimiz dönemler -biz bunlarda cari fazla vermişiz ama sonra sürdürememişiz- genel olarak kriz karakteristikleridir, kriz özelliğidir." dedim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim.
Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı, bana cevaben sadece 1994 ve 2001 yıllarını örnek göstererek "Bu yıllarda eksi büyüme vardı ve cari fazla verildi; şu anda eksi büyüme yok, artı büyüme var." dedi. O zaman burada bir eksiklik var, şunu da söylememiz gerekiyor: Bakın, evet, 1994 yılı... Tabii, "kriz"den ben sadece büyümenin eksi olmasını anlamıyorum. Şu anda Türkiye ekonomisinin krizde olmadığını iddia edebilecek bir kişi var mı içinizde? Olamaz böyle bir şey.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Var, Fuat Oktay var.
ERHAN USTA (Samsun) - Kurun bir yılda yüzde 100 arttığı bir ülkede kriz yok da başka ne var? Şimdi, dolayısıyla 1994'te evet, negatif büyüme vardır, yedi ay verilmiştir. Peki, 1998'de? 1998'de Türkiye'de büyüme 3,1'dir arkadaşlar ve 1998 yılında da beş ay cari fazla verilmiştir. 1999'da, evet, negatiftir, cari fazla verilmiştir; 2001'de de öyle ama 2002 yılında büyüme pozitiftir hem de 6,4'tür ama buna rağmen Türkiye beş ay üst üste cari fazla vermiştir. 2019 yılında da aynı şekilde pozitif büyümemiz var ancak dört ay üst üste cari fazla vermişiz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ERHAN USTA (Samsun) - Bitiriyorum.
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
ERHAN USTA (Samsun) - Yapmaya çalıştığımız şey şu arkadaşlar yani hakikaten bir şeye cevap veriyorsanız adamakıllı bir cevap vermek lazım, böyle işin bir tarafını alıp öbür tarafını almamak olmaz. Bize bir taş atacaksanız cebinizde ikinci taşı saklı tutacaksınız. Öyle bürokratların verdiği yarım cevaplarla böyle cevap vermek, her şeyden önce bir defa teknisyen dürüstlüğüne aykırıdır, onu kabul etmek mümkün değil.
Diğer bir husus, yine bizim eleştirilerimiz bağlamında, muhalefetin İstatistik Kurumunu itibarsızlaştırdığına ilişkin genel bir şey söylenmiştir. Sayın Başkan, bakın, 2015 yılında AK PARTİ hükûmetleri güzel bir şey yaptı. TÜİK Kanunu çıkardı ve TÜİK'i özerk bir kurum hâline getirdi. Özerklikten kastedilen birkaç tane madde vardır: 1) Başkanı, Bakanlar Kurulu tarafından atanır. 2) Beş yıl görevden alınamaz. 3) Diğer atamaları da Başkan kendisi yapar.
Şimdi, bakın, Allah rızası için, son 5 Başkana bakalım: Son beş yılda 5 Başkan değiştirilmiş, son Başkanının haricindeki 4 Başkanın hepsi vekâleten atanmış ve görev süreleri...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Bitirelim lütfen.
ERHAN USTA (Samsun) - Hemen bitiriyorum Başkanım, çok teşekkür ederim müsamahanız için.
Bundan öncekiler, bakın, Mehmet Aktaş üç yıl çalışmış; Yinal Yağan on üç ay çalışmış, görevden alınmış; Cahit Şirin dokuz ay çalışmış, görevden alınmış; bu Başkandan önceki Kürşad Dosdoğru da on beş gün çalışmış, görevden alınmış. Şimdi, bu kurumu itibarsızlaştıran, Allah aşkına, kim? Yani, sadece Başkan değil, alttaki bütün yöneticileri vekâletle... Bakın, asaleten atanma bir güvencedir böyle özerk kurumlarda. Ben Devlet Planlama Teşkilatındayken biz o kanunu çok destekledik. Burada önemli olan husus, bu güvenceyi onlara vermektir. Vekâletle insanları yöneteceksiniz, bütün idarecileri vekâletle atayacaksınız, ondan sonra biz bunu eleştirdiğimiz zaman "Kurumu itibarsızlaştırıyorsunuz." diyeceksiniz; böyle bir şey olmaz. Kurumu itibarsızlaştıranlar buradadır.
Teşekkür ederim. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)