GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 1'inci Tur Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:29
Tarih:07.12.2021

MHP GRUBU ADINA SAFFET SANCAKLI (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım ve bizleri televizyonları başında izleyen büyük Türk milleti; hepinizi saygıyla selamlıyorum. 2 çok değerli Bakanımız var, sizler de hoş geldiniz.

Şimdi iki üç konudan bahsetmek istiyorum, tabii zamanım yettiğince. Birincisi, bu, spor yasasıyla ilgili. Spor yasası için aslında iki sene önce Sayın Bakan ve Gençlik Spor Bakanlığındaki ekibi ciddi bir hazırlık yapmıştı fakat pandemiden dolayı biraz gecikti bu. Bu yasada bizim de ciddi katkımız var ve bir an önce de çıkmasını istiyoruz ama elde olmayan bazı nedenlerden dolayı biraz gecikti. En son durum, bildiğim kadarıyla, bütçeden sonra bu yasayı Genel Kurul Salonu'na getirip inşallah oy birliğiyle çıkaracağız çünkü bu yasa bir siyasi çalışma değildir, bu, siyasetüstü bir konudur çünkü neticede Türk sporunun geleceği bu.

Şimdi, bu yasayla ilgili paylaşmak istediğim dört beş tane nokta var kısa kısa. Neden bu yasayı çıkarmak istiyoruz biz, bu yasanın neden çıkması lazım? Birinci sırada, kulüpler kötü yönetiliyor. Nasıl yönetiliyor? İsteyen istediği kadar para harcıyor, kimse kimseye karışamıyor, sorumluluk yok, kulüpleri borç batağına götürüyorlar ve ondan sonra da ayrılıp gidiyorlar. Size biraz rakam vereyim. 31 Mayıs 2021 yani bundan aşağı yukarı altı ay önce Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor'un borcu 17 milyar 380 milyon yani 17,5 milyar diyelim; 31 Mayısta. 31 Mayıstan sonra ne oldu? 2 tane önemli şey oldu. Bir, transferler yapıldı. Maşallah, kulüpler sekizer onar oyuncu aldılar; bu paranın içinde yok. Üzerine de bu kur artışından sonra 4 büyük kulübün borcu tahminî olarak 25 milyar TL'ye geldi. Peki, 25 milyar TL'nin sadece yıllık faizini düşünseniz -işte, yüzde 20 ortalamadan desek 25 milyarın faizi yıllık aşağı yukarı ne yapıyor 5'e bölersek?- 5 milyar lira. Yani kulüplerin böyle bir geliri yok ki zaten, bu 5 milyar lirayı ödesinler. Bu borçlar nasıl oluştu? Kimin canı nasıl harcamak istiyorsa harcadı, çekti gitti ve ondan sonra da kulüplere kaldı bu. Bir tanesi bu. Ne olacak bu yasada? Maddenin bir tanesinde diyor ki: "Kulüp başkanları ve yöneticiler bulundukları dönemden sorumludur, borçlardan sorumludur." Yani geldi, 10 milyon TL kulübün borcu var, üç sene yöneticilik yaptılar, 100 milyona çıktı. "Hadi, ben gidiyorum." yok, o 90 milyonu cebinden ödeyecekler. Onun için bu yasadaki bu madde çok önemli.

İkincisi, hep "Sporu, sporun dışındakiler yönetiyor." diye konuşuyoruz ya, haklı bir serzenişte bulunuyoruz. Bütün federasyonların yönetim kurulunda o branşta millî olmuş en az 2 sporcu olacak yani bu millî sporcular da artık sporun yönetiminde olacaklar, en az 2. Bildiğim kadarıyla yönetimler de 10-12 kişi oluyor; demek ki en az bir yüzde 20 oranında o branşta millî olmuş sporcular yöneticilik yapacak.

Üçüncüsü, maddelerden bir tanesi; kulüplere yatırımcı gelmesi olanağı sağlanacak yani kulüplere biraz daha fazla şirketleşme yolu açılacak ki bir iş adamı mantığıyla yönetilirse finansal olarak bu sıkıntılara düşmeyecekler.

Bir tanesi daha; denetleme. Kulüplerimiz maalesef iyi denetlenmiyordu, iyi denetlenmediği için de istedikleri gibi hareket ediyordu. Şu anda, birkaç mekanizma, denetleme mekanizması devreye girecek ve kulüpler ciddi manada denetlenecek.

Güzel bir madde daha var; hep şikâyet ediyoruz ya "Birçok insan, birçok iş adamı, birçok gayrimeşru adam sporun içine girip kendisini temizliyor, aklamaya çalışıyor." diye. Maddenin bir tanesinde birçok suç yazıldı, bu suçları işleyenler hayatları boyunca hiçbir spor branşında, hiçbir federasyonda yöneticilik yapamayacaklar. Mesela, suçlardan bir tanesi de ihaleye fesat karıştırmak dersem, ne demek istediğimizi anlarsınız.

Şimdi, tabii, bunları biz anlatınca diyorlar ki: "Eğer böyle yaparsanız yönetecek yönetici bulamazsınız." Nasıl bulamayacağız? Yani biz Türkiye'de 85 milyonun içerisinde 1.000 namuslu, şerefli, haysiyetli, bilen adam mı bulamayacağız? Tabii ki bulacağız ama bu, onların dümeni "Biz gidersek Türk futbolu şöyle olur, Türk sporu böyle olur." Zaten bu hâle siz getirdiniz. Size kötü bir haberim var: Bu yasa çıktıktan sonra, tahmin ediyorum, yüzde 80'iniz, yüzde 90'ınız zaten gideceksiniz.

Şimdi ikinci bir konuya değinmek istiyorum...

Ha, tabii, bu yasayla ilgili de Sayın Bakanımızın ve ekibinin çok ciddi çalışması var, kendisine bir teşekkürü de borç biliyoruz. Kendisine ve ekibine teşekkür ediyorum, işi buraya getirdiniz, inşallah da beraber çıkacağız, sizin döneminizde çıktığı için siz de tarihe geçeceksiniz.

İkinci bir konu var; tahmin ediyorum bu konuyu söylediğimde güzel bir alkış alacağım. Şimdi, tabii, bizim bir hayalimiz vardı Türk dünyasını kurmak, dünyayı yönetmek gibi. Şükürler olsun ki Türk Devletleri Teşkilatı kuruldu. Bu Türk Devletleri Teşkilatı kurulduğunda... (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar) Alkışın büyüğünü birazdan alacağım, açıkladığım zaman. Türk Devletleri Teşkilatı kuruldu, ne oldu? Bu Teşkilat Türk devletlerini ekonomik, kültürel, sosyolojik olarak yakınlaştıracak ve güçlendirecek. Tabii, tam da burada bizim aklımıza ne geldi? Ne geldi aklımıza? Türk dünyası olimpiyatları arkadaşlar. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)

ERKAN HABERAL (Ankara) - Turan.

SAFFET SANCAKLI (Devamla) - Buna da herhâlde herkes "evet" diyecek. Bu Türk dünyası olimpiyatları ne kazandıracak bize? Bizim beş bin yıllık ata sporlarımız var ama bunlar, bu modern olimpiyatların hiçbir yerinde yoklar ve dünyanın birçok yerinde de tanınmıyorlar. Mesela, güreşler var; yağlı güreş, aba güreşi, kuşak, şalvar gibi. Mesela, cirit atma var, atın üzerinde cirit. Olimpiyatlarda olsa millet bayılır buna ama tanımıyorlar. Mesela, matrak var, atlı okçuluk var, rahvan yarışları var, kılıç sporları var. Bunlar bizim beş bin yıllık ata sporlarımız. İşte, biz millî değerlerimizin bir parçası olan ata sporlarımızı sportif faaliyetlerle gelecek nesillere taşıyabiliriz ve bunu bütün dünyaya öğretebiliriz. Bu sadece Türk dünyasında değil, bence bütün dünyada ses getirecek ve bunlar izlendikten sonra belki de bunların bir kısmı modern olimpiyatlarda yarışacak ve dünya bu sporları tanıyacak. Onun için bu konuda da böyle bir isteğimiz var, arzumuz var, fikrimiz var; bu, tahmin ediyorum ortak fikrimiz, inşallah bugünleri de göreceğiz, Türk dünyası olimpiyatlarını.

Şimdi, tabii -çabuk çabuk- üçüncü bir konu var. Bu spor yasasını bitirdikten sonra -daha önce de anlattım, bunu bir kez daha anlatıyorum- devamını anlatacağım ve bu projeyi uygulamak zorunda olduğumuzu düşünüyorum. Bu proje nedir? Milliyetçi Hareket Partisinin hazırladığı vizyon proje. Kısaca bahsedeyim hemen, vaktim yettiğince.

Şimdi, Türkiye'de yüzde 34 obezite var, yüzde 31 aşırı kiloyla mücadele var. Yani, Türkiye'de bulunan insanların -Meclistekiler de dâhil- yüzde 65'i ya obez ya aşırı kiloyla uğraşıyor. Peki, bu ne getiriyor? Hasta bir toplum getiriyor. Aramızda hastalığı olmayan kimse yoktur. Bunun da en büyük nedeni, bizim spor kültürümüz yok. Tabii ki beslenmeyle alakalı birçok daha nedeni var ama spor kültürümüz yok. Biz, Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak, şu dönem kapanmadan şöyle bir yasayı çıkarıp hayata geçirebilirsek çok yerinde bir hareket olacak ve Türkiye'nin önümüzdeki neslini yetiştirecek, sağlam bir nesil yetiştirecek bir duruma geleceğiz. Bu proje nedir mesela? İlkokula başlarken daha 6 yaşındaki çocuğun fiziğine göre, ailesindeki sportif yapıya göre, isteğine göre bir spor branşı verilecek kendisine, bir de sanatsal bir branş verilecek ve en az haftada beş saat spor yapacak sanat yapacak; hafta sonları da okullar arası müsabakalarda oynayacak. Liseyi bitiren bir çocuk on iki sene spor ve sanat yapmış olacak. Üstüne beş sene daha koyarsak üniversiteyi, 23 yaşına gelmiş bir çocuk on altı, on yedi, on sekiz sene spor ve sanat yapmış olacak. Peki, dün burada Grup Başkan Vekilimiz açıkladı, dedi ki: "Türkiye'nin en büyük bütçelerinden bir tanesi Sağlık Bakanlığına harcanıyor; binlerce hastane var, modern hastaneler yapıldı, bu kadar para harcıyoruz ilaçlara." Peki, bu hastaneler niye bu kadar yapılıyor? Her gittiğiniz hastanede de kuyruk var maşallah. Bu, bizim hasta bir toplum olduğumuzu gösteriyor. Peki, biz buna böyle devam edersek şu anda yüzde 65, on sene sonra yüzde 70, yirmi sene sonra yüzde 80, kırk sene sonra, elli sene sonra yüzde 100 obez olmuş, hastalıklarla boğuşan bir toplumuz. Peki, biz bunu nasıl yapacağız işte? Millî Eğitim Bakanlığı, Spor Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı beraber bu projeyi başlatacağız. Peki, yirmi üç senenin on yedi senesi, on sekiz senesi spor yapmış bir insan düşünün, bundan sonraki hayatında spor yapmaya devam eder mi? Mutlaka devam eder.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

SAFFET SANCAKLI (Devamla) - Peki, bu kadar spor yapan bir nesil hastalanır mı? Hayır, hastalanmaz. Peki, bu kadar hastaneye gerek kalacak mı? Bu kadar ilaca gerek kalacak mı? Bu kadar sağlık harcamalarına gerek kalacak mı? Tabii ki gerek kalmayacak, en az yarı yarıya azalacak. O zaman, burada Sağlık Bakanlığına harcadığımız, oraya boşuna harcadığımız, hastalıklardan dolayı harcadığımız fazla bütçeyi tekrar Millî Eğitim Bakanlığına ve Spor Bakanlığına kaydırırsak ne olacak? Ne olacak, ben size söyleyeyim: Bir kere spor kültürümüz olacak, ondan sonra hayat boyu devam edecek, bir nesil değişecek. Yani on beş yirmi senede biz sağlıklı, spor yapan, sanat yapan, sağlam kafalı, sağlam vücutlu bir nesil yetiştireceğiz. Tabii, ne olacak? Uyuşturucu ve diğer kötü alışkanlıklardan kurtulmuş bir gençlik olacak. Ne olacak? Hem ruhen hem bedenen sağlıklı bir nesil olacak. Ne olacak? Diyoruz ya, millî takımlara oyuncu yetişmiyor, altyapıdan oyuncu yetişmiyor. Alın size altyapıdan milyonlarca oyuncu. Bunların iyileri millî takımlara girecekler...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Kaptan, bir dakika eksik kullanmıştı bir arkadaşımız, onu da size veriyorum çünkü hepimizi ilgilendiren bir konu.

SAFFET SANCAKLI (Devamla) - Bitiriyorum.

BAŞKAN - Son bir dakika, buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)

SAFFET SANCAKLI (Devamla) - Teşekkür ederim.

Millî takımlarımıza oyuncu yetişmiyor. Yetişmiyor tabii, tarlaya bir şey ekmeyip sonra bekliyorsun oradan bir şey çıksın diye. Oraya ürün koyacaksın filizlenecek, tohum atacaksın filizlenecek, gübre atacaksın ve sulayacaksın ki oradan bir verim alasın. Biz bunları yapmıyoruz. Alın size bu projeyle spor yapan, sanat yapan milyonlarca genç. Bunların arasındaki en yetenekliler millî takımlara girecekler, sanatsal olarak en yetenekliler de sanatına devam edecekler, ülkenin sporuna ve sanatına katkı sağlayacaklar.

Bir de bunları kimlerle yapacağız biz? Bu kadar okulda öğretmen mi var? Arkadaşlar, 60 bine yakın BESYO mezunu boşta şu anda öğretmen var, bunların hepsini yapabilecek kapasitede insanlar. Öğretmenler bunun için eğitim aldılar ve bundan sonra da hem iş bulmuş olacaklar hem de yeni nesli yetiştirmek için, yeni nesle katkı sağlamak için olacaklar.

Şimdilik vaktim bitti. Beni dinlediğiniz için teşekkür ediyorum. Vakit olduğu zaman biraz daha anlatacağım.

Sağ olun Başkanım. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)