| Konu: | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 1'inci Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 29 |
| Tarih: | 07.12.2021 |
CHP GRUBU ADINA AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Evet, çok teşekkür ederim ilgilendiğiniz için, var olun.
Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; bütçe hakkında Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına genel değerlendirmede bulunmak üzere söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
"Çürüyen her şey düşer." demiştim geçen bütçede, çürüdünüz ve düştünüz. Şimdi anlamışsınızdır ne demek istediğimi; henüz düşmekteydiniz, o zaman çok kavrayamamıştınız, bu bütçe düştüğünüzün bütçesidir. (CHP sıralarından alkışlar) Bugün konuştuğumuz şey, Türkiye Cumhuriyeti'nin bütçesi değildir; bugün konuştuğumuz şey, çürüyen sistemin, yok olan ahlakın sayısal verilerinden başka hiçbir şey değildir. Siz, halkımıza bu bütçeyle gözyaşı, kemer sıkma, açlık, yokluk dışında hiçbir şey vadetmiyorsunuz, hiçbir şey; hayal bile kurduramıyorsunuz, hayal kurdurmaktan bile uzak bir bütçe metniyle karşı karşıyayız. Hikâyeniz bitti, çürüdünüz, düşeceksiniz; o mukadder sondan kaçınmanız mümkün değildir. O nedenle, ahlakını dolar cinsinden satan sistemi konuşacağız, kokuşmayı konuşacağız. Bu bütçe, bütün bunlar yüzünden saray iktidarının veda bütçesidir. Bu bütçe son bütçenizdir, bundan başka bütçe hazırlayamazsınız. (CHP sıralarından alkışlar) Çünkü saray, sonunda sınıfsal tercihini yapmıştır, halkı döviz cinsinden patronlara satmıştır, tercihini kendini iktidara taşıyan garip gurebadan yana değil; sömürüden, para babalarından yana koymuştur. Ülkenin birey güvensizliği, mala ve cana karşı suçların artması, kadın cinayetleri, şiddet eğilimi, ağır şiddet eğilimi bu tercihin doğal bir sonucudur. AK PARTİ, artık bir zengin ve elitler partisidir, başka da hiçbir şey değildir. (CHP sıralarından alkışlar) Dün, çürüyen bu sisteme namuslu bir stajyer olarak başlayan ve orada, çalıştığı mekânda geldiği yerin değerlerini taşıyan o arkadaşlar, bugün, kaynağı belli olmayan milyonlarla, pudra şekeriyle kafa yapıp milletle alay etmişlerdir. Bu, insanımızın zaafı değildir, haşa; bu, çürüyen sistemin doğal bir sonucudur. Unutmayalım arkadaşlar, küçük suçlar, büyük suçların anasıdır. O ana, bu sistemin sahipleridir, saraydır. Saray, artık zenginin mutfağı olmuştur. Saray, zenginlerle yatılıp kalkılan, akşam yemekleri yenilen bir sofradan başka hiçbir anlam taşımamaktadır. Sarayın zengin mutfağına varsın onları çağırsınlar, biz halkımıza gönlümüzü açtık, soframızı açtık, biz varız, canımızla, soframızla varız, helal ekmeğimizle, ahlakımızla varız, herkesi, bütün yurttaşlarımızı soframıza davet ediyoruz. Bu davet bizim, sağ olsun dostlar, buyurun dostlar, bu davet bizim. (CHP sıralarından alkışlar) O gün yapacağımız bütçe de bu memleketin bütçesi olacaktır.
Rahmetli arkadaşım Erol Olçok, yıllar önce Erkan Mumcu'yla birlikte, bir grup arkadaşıyla beraber ziyaretime geldi -rahmetle yâd edeyim şehidimizi- bana biraz yüklenerek "Sen neye karşısın arkadaş? Sen neye karşıysan biz de ona karşıyız. Bak 'bürokratik oligarşi' diye yazıyordun, 'yolsuzluk' diyordun, senin söylediklerinin aynısını söylüyoruz, neden bize muhalefet ediyorsun?" demişti. Allah rahmet eylesin. Bugün yaşanacakları o gün kendisine anlatmıştım şahitlerin huzurunda, hayal gördüğümü ifade etmişti. Keşke ben yanılsaydım, keşke hayal görseydim, keşke oligarşinin kendisi hâline düşmeseydiniz, keşke oligarşiye yenilmeseydiniz, teslim olmasaydınız, ona dönüşmeseydiniz, keşke, keşke, keşke... Geçti. O günleri mumla arıyoruz. Sarayda sadece bir kişi, tek adam bütçe dâhil her şeye karar veriyor, 27 bin imzanın tek sorumlusu o, tam 27 bin imzanın tek sorumlusu o. Sadece bir kişi 27 bin imza atıyor. Bu ucube rejimin bütçesi yapılabilir mi arkadaşlar? Soruyorum: Ağustos ayına kadar 160 milyar dolar borç ödenecek. Para var mı? Yok. Merkez Bankası eksi 70 milyar dolarda, cari açık 40 milyar dolar. Bunları yüreğim yanarak söylüyorum.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Rakamlar hep yanlış.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Bunları yüreğim yanarak söylüyorum, kahroluyorum söylerken; keşke bunları söylemez hâlde olsaydım, keşke başka şeylerden konuşabilseydik.
Bakın, 1 trilyon 750 milyar liralık bütçeyi Meclise getirdiğinizde dolar 9 liraydı, bugün 14 lira oldu. Bu ateşi siz yaktınız arkadaşlar, o nedenle bu bir veda bütçesidir, çürüyen sistemin düşüşüdür, sona gelindiğinin adıdır, "..."(x) diye yazmaktadır. Dışarıda, sinemaların hepsinde oynuyor; biraz yabancılara bakarsanız görürsünüz.
Saray, piyasaları yatıştırmak için orta vadeli plan açıkladı. Orta vadeli plan, Türkiye ekonomisinin geçmişten bugüne taşıdığı, son dönemde giderek ağırlaşan, bütün yapısal problemleri çözecek vaatler bütünüydü; daha açıklandığı gün yok oldu, şu an için bir orta vadeli plan yoktur; geçerli değildir, hükümsüzdür, tüm hedefleri anlamsız hâle gelmiştir, 2022 yılı bütçesinin hazırlanmasına dayanak teşkil eden orta vadeli plan, tüm varsayımlarıyla keenlemyekûndür.
Orta vadeli plana göre 2022 yılı için öngörülen dolar kuru 9,7; orta vadeli plana göre 2024 yılında öngörülen dolar kuru 10,27; bugün, dolar 14 lira arkadaşlar, tam 14 lira. Bu nedenle, böylesi bir ortamda 2022 yılı bütçesini Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşmek anlamsızdır çünkü plan yoktur, program yoktur, gerçekliği yoktur; gerçek olan şey içine düştüğümüz derin yoksulluktur. Bugün içinde bulunduğumuz şey bütçe değildir, bugün içinde bulunduğumuz şey derin yoksulluktur. Biz, derin yoksulluk ağına yakalandık; okullarda çocuklarımız aç, öğretmenlerimiz aç, ana babalar aç. "Açız, aç." diye bağıranlara hakaret eden bir iktidarımız var, bir saray düzenimiz var. Bu olabilir mi? Oldu, başımıza geldi.
Size soruyorum: Bu bir bütçeyse, bugün üzerine konuştuğumuz şey bir bütçeyse -Sayın Engin Altay, siz bir öğretmensiniz- bugün, derhal, hemen, şimdi bir önergeyle devlet okullarımızda -bir önerge versin arkadaşlarımız, önergeyi veren arkadaşlarımı avuçlarım patlayana kadar alkışlayacağım, biz de destekleriz- okul beslenme programını neden başlatmıyoruz?
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Hemen.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Neden çocuklarımız okula aç gidiyorlar, neden okuldan aç geliyorlar, bu bir bütçeyse neden çocuklarımızın açlığıyla mücadele etmiyoruz? Bu sorunun yanıtını verebilecek bir bütçe değildir bu. Madem buna bütçe diyorsun, madem böyle bir bütçen var, o zaman yaz getir kardeşim, yaz getir, biz altına imza atacağız.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Yemek var ya okullarda.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Nerede yemek var?
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Var tabii okullarda.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Senin dünyadan haberin yok ya.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Senin yok ya.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Yok ya, varsa ben milletvekilliğini bırakacağım.
BAŞKAN - Sayın Özkan...
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Var tabii.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Tabii, senin çocuklar özel okula gidiyor, değil mi?
BAŞKAN - Sayın Özkan, Genel Kurula hitap edin lütfen.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Bastırıyorsun 50 bin, 50 bin. Ha, senin çocuklarının gittiği okulda var, evet, fakir fukaranın gittiği okulda yok. (CHP sıralarından alkışlar)
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Taşımalıda bile var.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Taşımalıda var, evet. 1 milyon lira da bütçeye ödenek koydun, onunla mı övünüyorsun?
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Hepsinde var, hepsinde.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Taşımalıdaki tostla mı övünüyorsun?
BAŞKAN - Sayın Özkan, Genel Kurula hitap edelim.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Taşımalıdaki tostla mı övünüyorsun? Yazık, yazık.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Sana yazıklar olsun.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Madem bu, Türkiye Cumhuriyeti'nin bütçesidir, dolar baronlarını, tefecileri zengin etmekten vazgeçin. Gelin hep beraber...
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - "Yemek yok." diyor ya.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Okulda yemek yok.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Atıp duruyorsun.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Hadi oradan!
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Hadi be!
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Hadi!
BAŞKAN - Sayın Özkan... Sayın Tunç...
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Senin söylediğin gerçek çıksın, senin söylediğin gerçek çıksın...
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Senin dünyadan haberin yok.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Senin dünyadan haberin yok. Okula git, çocuğunla beraber okula git.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Senin dünyadan haberin yok.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Buradan hep beraber bu önergeyi geçirelim, çocuklarımızı açlıktan kurtaralım.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Okullarda yemek yokmuş, yalan.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Bak, seni millet duyuyor, seni millete şikâyet ediyorum.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Palavra.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Bu arkadaşı millete şikâyet ediyorum.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Palavracısın.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Aç gönderdiğiniz çocuklarınızın aç kalması için burada bana laf atıyor, o kadar. Başka bir çözümü yoktur. (CHP sıralarından alkışlar)
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Her şeyin yalan ya!
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Sen şunu da bilmiyorsun: Öğlen, özel sektörde çalışanlar yarım gevrek, yarım boyoz; kamuda çalışanlar akşam çocuklarına yemek götürebilmek için sefer tasıyla öğlen çıkan yemeği götürüyorlar. Bir ulusun açlığıyla, bir milletin açlığıyla böyle dalga geçilmez.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Hadi be!
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Hadi oradan be!
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Her şeyin palavra senin.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - "Palavracı" sana derler, her şeyin palavra, sensin o.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Yalan atma, yalan.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'nun dün söylediği gibi, bu bir kumpas bütçesidir, halka kumpas kurulmuştur bu bütçeyle. (CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler) Biz, bu bütçenin hakkını ve hukukunu, bu halkın hakkını ve hukukunu bu arkadaşlara, palavracılara yedirmeyeceğiz.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Senin çocuğun özel okula gidiyor.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Okullarda, zengin okullarındaki ekmek yemekle devlet okullarındaki açlığı karşılaştıran, birbiriyle açlık yarıştıran, 1 milyon liralık ödenekle...
MEHMET CİHAT SEZAL (Kahramanmaraş) - Yalan konuşuyorsun, yalan!
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Yalan senin söylediğin şey. Şuradan gideriz bir okulda...
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Devlet okullarından konuşma, haberin yok senin.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Yalancı sensin, hadi oradan! (AK PARTİ sıralarından alkışlar gürültüler)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri...
Sayın Özkan, Genel Kurula hitap edin.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Sizin gücünüz ancak böyle palavralara yeter.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Sen hangi devlet okulunu gördün?
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - İstanbul Büyükşehir Belediyesinin... (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN - Sayın Grup Başkan Vekilim...
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Niçin yapamayacağınızı ben size anlatayım, yapamazsınız, bu iktidar yapamaz.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Sen hangi devlet okulunu gördün?
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Malazgirt İlkokulunda okudum.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Hiçbir devlet okuluna gittin mi sen?
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Hepsinde ben okudum.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Yazık sana be!
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Ben hep devlet okulunda okudum; tabii giderim, besleme değilim ben.
BAŞKAN - Sayın Özkan, Sayın Özkan...
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Ben bu milletin çocuğuyum.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Özel okulda okudun.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Hadi oradan be!
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Hadi be!
BAŞKAN - Lütfen Genel Kurula hitap edin.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - İstanbul Büyükşehir Belediyesinin süt yardımını yasaklayan bunlardır.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Ne yasaklaması ya!
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Yasaklayan bunlardır. (CHP sıralarından alkışlar) İstanbul Büyükşehir Belediyesinin taşımalı... Annesinin yanında çocuk, elinden tutacak hastaneye gidecek.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Dünyadan haberin yok be!
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Hiç mi yoksulluk görmediniz?
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Sizin Türkiye'den hiç mi haberiniz yok?
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Hiç mi açlık görmediniz? Hiç mi bilmiyorsunuz bunu?
MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Osmaniye) - Hangi semtin...
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Sizinle her semtin okuluna giderim.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Gidelim.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Eğer bir devlet okulunda öğle yemeği varsa ben her şeyi kabul ederim.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Hadi gidelim, hadi gidelim, hadi.
YILDIRIM KAYA (Ankara) - Gel gidelim...
BAŞKAN - Sayın Tunç, lütfen...
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Siz İstanbul Büyükşehir Belediyesinin uygulamalarına engel vururken o yoksulların hayatlarına büyük bir darbe indirdiniz.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Kaç kişiye verdi, kaç kişiye verdi?
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Bilmez misiniz, dünyayı yakarsa garipler yakar, sarayı yıkarsa o gariplerin ahı ile oyları yıkar; bunu da unutmayın. (CHP sıralarından alkışlar)
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Kaç tane öğrenciye vermiş? Kaç öğrenciye vermiş, kaç? Kaç öğrenciye vermiş? İstanbul'da 3 milyon öğrenci var, kaç öğrenciye vermiş?
ERKAN AYDIN (Bursa) - 1 milyon öğrenciye verdik.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Bak oradan Sayıştay raporlarına, 15 bin öğrenciye vermiş, laf atıyor.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Derin Yoksulluk Ağı, bugün sosyal dayanışma grubu üzerinden, bugün sosyal dayanışma ağı üzerinden "yoklar listesi"ni açıkladı. Yoklar listesi: Yoksulun evinde tüp yok, sıvı yağ yok, un yok, şeker yok, çay yok, makarna yok, hazır çorba yok; yok, yok, yok. Okula giden çocuğun eline verecek peynir yok, peynir yok. Hadi, hepiniz yağ ile bal içindesiniz, hiç ihtiyacınız yok; peki, kardeşim, olmayanı düşünmez misiniz ya?
ARZU AYDIN (Bolu) - Vay be, vay be!
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Olmayan için yüreğinizde bir ateş yanmaz mı ya? Yoksul yaşayan kitleler için bir göz yaşı dökmez misiniz ya? Bu utançtan kurtulalım.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Biz onlarla beraberiz, sen hiç merak etme.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Benim yediğim boğazımdan geçmiyor, seninkinden geçiyor, anladım ben seni, seninkinden geçiyor.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Biz onlarla beraberiz.
SALİH CORA (Trabzon) - Vallahi döner geçiyor!
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Ne biliyorsun? Nereden biliyorsun? Beni mi takip ediyorsun?
BAŞKAN - Sayın Özkan, lütfen Genel Kurula hitap eder misiniz.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Ne olduğunu nereden biliyorsunuz?
Seninle devlet okuluna gideceğim. Senin dediğini...
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Sen palavra atıyorsun.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Palavracı sensin.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Benim çocuğum devlet okulunda, seninki nerede?
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Marketlerde bile bebek bezlerine kilit, yağa kilit...
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Yalana bak!
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - ...sınırlı satış, dayanıklı tüketim mallarının tamamına sınırlı satış.
ERKAN AYDIN (Bursa) - Mamaya kilit.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Un yok, un, un!
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Söyle Başkanım, söyle; hiçbir şey yok.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Un yok Başkan, un, un!
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Paralel evrende yaşıyorlar, paralel evrende; paralel evrende yaşıyor bu arkadaşlar.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Ya, devletimize niye yalan söylüyorsunuz ya! Devlete niye iftira atıyorsunuz!
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Ya, o zaman, varsa gelin de hep beraber bir önerge verelim, bu iş bitsin. Niye uzatıyorsunuz ya?
Arkadaşlar, devlet çökmüştür. Millî İstihbarat Teşkilatının yirmi yıl önce Türkiye'ye getirdiği Abdullah Öcalan cezaevinde; kaçırılan 2 daire başkanımız var; birisi içeride, birisi dışarıda mücadeleyle sorumlu. Ne oldu bu çocuklara? Ne oldu bu çocuklara? Neye gülüyorsun be! Ne oldu bu çocuklara? Çok mu keyifli bir şey, neye gülüyorsun? Nerede?
ARZU AYDIN (Bolu) - Ne bağırıyorsun?
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Sizin canınız yanmıyor, benim canım yanıyor.
MEHMET CİHAT SEZAL (Kahramanmaraş) - Senden başka... Nasıl bir konuşmadır bu ya!
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Murat Mercan Amerika'da büyükelçi yapıldı; kurucu.
BAHAR AYVAZOĞLU (Trabzon) - Canınız kolay kolay yanmaz sizin.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Siyasetleştirilen bürokrasi maalesef, canına okudu Türkiye'nin, siyasetin içine düşürülen bürokrasi. Murat Mercan, Fetullah'la görüşüyor arkadaşlar.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Fetullah kim? Terör örgütü lideri.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Henri Barkey -beyler biliyorlar- darbenin planlayıcısı, Amerika'nın Türkiye'de Fetullahçılara yardım eden adamı. "Darbeden önce Türkiye'de." diyordunuz.
SALİH CORA (Trabzon) - Kanaltürk'ü kime verdin?
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Sen istedin de vermedim mi?
SALİH CORA (Trabzon) - FETÖ'cülere niye verdin?
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - İddianameyi oku onun nasıl verildiğini öğrenirsin.
Henri Barkey'in evinde ne görüştü Murat Mercan? Ne konuştular? Murat Mercan'la o görüşmenin tutanakları devletin arşivinde var mı? Henri Barkey ne dedi ona? Niye Fetullahçılarla bir görüşme var?
ARZU AYDIN (Bolu) - Bu bilgiyi nereden aldınız?
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - 15 Temmuz şehitlerinin mezarda ruhları sızlar, yazıktır. Ne yapmaya çalışıyorsunuz? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Onu sen açıklayacaksın, senin büyükelçin, benim değil.
ARZU AYDIN (Bolu) - Kimle ortaksınız?
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Meslekten bir diplomat olsaydı bunu yapmazdı. Notları da mutlaka devletin arşivinde olurdu.
Türkiye'nin teslim alınan bürokrasisini liyakat üzerinden yeniden kuracağız. Biz, umutsuzluk dergâhı değiliz. Liyakat üzerinden yeniden kuracağız, milletimize söz veriyoruz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen Sayın Özkan.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Tamamlıyorum efendim.
Hiçbir hukuksuzluğa göz açtırmayacağız, sizin bürokratik oligarşinizi yıkacağız! (CHP sıralarından alkışlar)
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Hadi be!
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Yıkacağız. Kokuşan bürokrasi...
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - 15 Temmuzda yıkamadılar, darbeciler yıkamadı, sen mi yıkacaksın?
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - O Fetullah'ın bürokrasisi, sen oraya mı dâhilsin yoksa?
Kokuşan bürokrasi sokağa taşmasın diye TÜİK'in kapılarını sıkı sıkı kapatabilirsiniz, ne fayda! O kapılar halka açılacak, çürüyen sistem milletin oylarıyla temizlenecek. Milletten kaçırdıklarını, milletten çaldıklarını biz millete teslim edeceğiz, herkese hak ettiğini vereceğiz, telafi edeceğiz.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Hayal, hayal.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) - Milletimize sözümüzdür.
Teşekkür ederim efendim. (CHP sıralarından alkışlar)