| Konu: | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 2'nci Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 30 |
| Tarih: | 08.12.2021 |
CHP GRUBU ADINA AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Değerli milletvekilleri, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının 2022 bütçesi üzerine söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, geçtiğimiz şubat ayında Cumhurbaşkanı Erdoğan, Millî Uzay Programı'nı açıkladı. Buna göre, on yılda 10 hedef belirlendi. Cumhurbaşkanı, programın tanıtım toplantısında şunları belirtiyor: "En önemli hedef, cumhuriyetimizin 100'üncü kuruluş yıl dönümünde yani 2023 yılında yani neredeyse bir yıl sonra Ay'a sert iniş yapmak. Bu, birinci aşama. İkinci aşama ise 2028 yılında yumuşak iniş." Ve devam ediyor Cumhurbaşkanı konuşmasına: "Güçlü ve bağımsız bir Türkiye'nin yerini sadece dünyada değil, uzayda da tahkim edeceğiz. İşte bu vizyonu yürütecek olan kurumumuz Türkiye Uzay Ajansıdır."
Böylesine önemli bir görevi olan, Millî Uzay Programı'nı hazırlayan Türkiye Uzay Ajansına yakından bir bakalım. Ajansın 2020 faaliyet raporuna göre kurumun personel sayısı sadece 27. Evet, Türkiye Uzay Ajansında 6'sı kadrolu, 21'i görevlendirmeyle gelmiş 27 personel var ve bu personelin yüzde 4'ü yani sadece 1'i doktora yapmış, yüzde 22'si yani sadece 6'sı ise yüksek lisans diplomasına sahip. Son bir yıl içinde Ajansın personel sayısı arttı mı bilmiyorum ancak yetersiz olduğu ortada. Bir de bütçesine bakalım. 2022 yılı bütçesinde Uzay Ajansına ayrılan tutar 61 milyon 293 bin lira; bugünkü kurla değerlendirirsek kabaca 4,4 milyon dolar. Amerika Birleşik Devletleri'nin uzay programını yürüten NASA'nın bütçesi ise yaklaşık 20 milyar dolar yani bizim bütçemizin 4.500 katı kadar. Çin Uzay Ajansının bütçesi 8 milyar dolar, Kanada'nın bütçesi 300 milyon dolar, Japonya'nın ise 500 milyon dolar.
Türkiye Uzay Ajansının 27 personeli olduğundan bahsetmiştik; NASA'nın 17.800, Avrupa Uzay Ajansının ise 2.200 personeli olduğunu not ederek Ajansın 2020 yılı faaliyet raporunu incelemeye devam edelim. Bir yıl sonra aya sert iniş yapmamızı sağlayacak Uzay Ajansının faaliyet raporunun son kısmında yer alan öneri ve tedbirler bölümünün son kısmını birlikte okuyalım; önemli çünkü. "Dünyada bulunan muadil kurumlarla -yani NASA ve ESA'dan bahsediyor- yarışır ve çalışır duruma gelebilmek için personel özlük haklarının iyileştirilmesi, bütçenin artırılması, teknik ve teknolojik kapasitenin güçlendirilmesi gerekmektedir." diyor raporda.
Sayın Bakanım, Gazi Mustafa Kemal Atatürk "İstikbal göklerdedir." diyerek yüzyıl önce geleceği işaret etti. Ülkemizin uzay araştırmalarında yer almasını, bu alanda çalışma yapmasını önemsiyoruz ancak konunun ciddiyetle ve siyasetüstü ele alınması gerektiğini düşünmekteyiz.
Değerli milletvekilleri, gerekli uluslararası iş birliği ve bütçeyle yani parayla 2023 yılında Ay'a sert iniş yapılabilir, bu mümkün ancak bunun Türkiye Uzay Ajansının imkân ve kabiliyetleriyle olmayacağı da ortada. Ne yapılabilir? Sayın Bakanım, sizin Millî Uzay Programı'nı açıkladığınız tarihte Birleşik Arap Emirlikleri Mars'a uzay aracını indirmişti. Aynı Birleşik Arap Emirlikleri gibi, uzay aracını Japonya'daki uzay merkezinden Japon fırlatma aracını kullanarak uzay aracının tasarımını ve inşasını Amerikan üniversite laboratuvarlarında yaparak bırakın Ay'a, Mars'a bile gidebilirsiniz. Yani uluslararası iş birliği ve çokça bütçeyle bu mümkün, zaten siz de bütçe sunumunuzda buna benzer ifadeler kullandınız. Ancak ülkenin gerçekleri de ortada; ortalık yangın yeri hâline gelmişken, millet yarım simit alıyorken, bayat ekmek alıyorken, esnafımız intihar ediyorken yani her gün fakirleşiyorken önceliğimiz bu olmamalı. Öncelikle, bu kriz ortamında bizlerin önceliği halkın önceliği olmalı. Halkın bugün önceliği geçim, halkın bugün önceliği seçim hem de derhâl seçim. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, geçmişteki söylemlerine ve Milli Uzay Programı tanıtım toplantısı öncesinde ve sonrasında yaşananlara baktığımız zaman, uzayla ilgili hedeflerinizin 2023 seçimlerine yönelik bir yeni propaganda malzemesi olarak kullanılacağı aşikâr. Halkın önceliğinden bahsetmiştim, halkın önceliği geçim, iktidarın önceliği ise iktidarda kalmak, hem de her şeye rağmen, her şeye rağmen.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Devamla) - O kadar zor durumdasınız ki, düşünsenize, dün "hain" ilan ettiğiniz "Darbeyi finanse etti." dediğiniz Birleşik Arap Emirlikleri'ne, bugün, ASELSAN'ı, ROKETSAN'ı satmayı düşünüyorsunuz. Diğer taraftan da "Ay'a sert iniş yapacağız." diyorsunuz. Yani ASELSAN'ı satarak Ay'a gitmeyi düşünüyorsunuz, ROKETSAN'ı satarak Ay'a gitmeyi düşünüyorsunuz. Anlaşılan Ay'a dört şeritli yol yapacağınıza inanan insanların sayısı gün geçtikçe azalmakta. Bu kadar çelişkiden, dağınık hâlinizden bir başka şey de anlaşılmakta; anlaşılan, geliyor gelmekte olan; anlaşılan, gidiyor gitmekte olan.
Genel Kurulu saygıyla selamlarım. (CHP sıralarından alkışlar)