| Konu: | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 2'nci Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 30 |
| Tarih: | 08.12.2021 |
MHP GRUBU ADINA SERMET ATAY (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2022 yılı İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Göç İdaresi Başkanlığı bütçeleri üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubum adına konuşmak üzere söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
İçişleri Bakanlığımız terörle mücadeleden göçe, asayişten nüfus ve vatandaşlık işlerine, afet ve acil durum yönetiminden trafik denetleme ve düzenlemesine; karada, havada ve denizde görev ifa eden, çok çeşitli hizmetlerin muazzam bir koordinasyonla idare edildiği Bakanlığımızdır. İçişleri Bakanlığımız devletimizi ve milletimizi vekâlet savaşlarının yaşandığı coğrafyamızda uygulanmak istenen kaos planından korumak ve uzak tutmak için gerekli olan siyasi ve ekonomik istikrarla birlikte güvenlik istikrarını da sürdürmeye yönelik adımları hassasiyetle atmaktadır. Bu doğrultuda, kara ve deniz sınırlarımızın güvenliği, kent ve kırsal alanların güvenliğine kadar kapsamlı faaliyetler aralıksız ve artırılarak sürdürülmektedir.
Sahada 332.514 emniyet, 195.421 jandarma, 7.505 sahil güvenlik personeli, 56.551 güvenlik korucusu, toplam 591.991 iç güvenlik personeliyle bu stratejiler titizlikle uygulanmaktadır. Terörle mücadelede Sayın Bakanımızın da insanüstü çabasıyla kahraman kolluk güçlerimiz daha atak bir pozisyon almış, terörü kaynağında yok etme stratejisiyle kesintisiz operasyonlar yapılarak alan hâkimiyeti sağlama hedeflerine yaklaşılmıştır. Bu uygulamalarla, PKK terör örgütü hareket kabiliyetini yitirmiş, deliğinden kafasını çıkaramayan sürüngenler misali tüm taarruz gücünü kaybetmiştir. Savunmadan ziyade taarruz anlayışıyla yapılan operasyonlardan etkin sonuçlar elde edilmiştir. Hareket alanı neredeyse kalmayan PKK unsurlarının lojistik destekleri kesilmiş, yapılan başarılı operasyonlarla maddi destekleri azaltılmış ve böylece aktarım kapasiteleri düşürülmüştür. Terörü bitirme kararlılığının sonucu olarak gelinen noktada ilk defa PKK yurt içi terörist unsur varlığı 180'in altına düşürülmüştür.
Yurt içinde kahramanlarımızın fedakârca yaptığı terörle mücadele faaliyetlerinin perçinlenmesi ve tam anlamıyla sahada başarıya ulaşabilmesi için terörü kaynağında yok etmeye yönelik, özellikle Suriye ve Irak sınırlarımızda sınır güvenliği faaliyetleri ve yapılan başarılı operasyonlar takdire şayandır. Suriye ve Irak'taki otorite boşluğunun da etkisiyle küresel terör baronlarının piyonu hâline gelen PKK ve onun devamı niteliğinde olan değişik isim almış terör örgütlerinden ülkemize karşı mütecaviz girişimleri önlemek ve yok etmek üzere kendi görev sahasında destan yazan güvenlik güçlerimize teşekkürü bir borç biliyoruz. Ancak onların arkasında ve yanlarında gece gündüz demeden duran, savaşan, bu işlerin planlanmasını, sevk ve idaresini insanüstü bir çabayla yapan Sayın İçişleri Bakanımıza ve Bakanlık personelimize de müteşekkiriz.
Bunun yanında, kahraman kolluk güçlerimiz Fetullahçı terör örgütüyle de mücadelesini her alanda kararlılıkla sürdürmektedir. FETÖ'nün, devletin bünyesine sızma amacı için her yöntemi mübah sayma gibi dünyada diğer terör örgütlerinden ayrılan farklı yöntem ve planları vardır ancak FETÖ'yü diğer terör örgütlerinden ayıran en dikkat çekici terör öylemi 15 Temmuz hain darbe girişimidir. Terör örgütü, mensupları aracılığıyla kamu kurumları üzerinden elde ettiği güçle devletin tüm anayasal kurumlarını kontrol ederek, örgüt elebaşı tarafından ortaya konulan siyasal, ekonomik ve toplumsal düzeni etkileyen sinsi yöntemlerle askerî darbe girişiminde bulunmuş ancak Sayın Cumhurbaşkanımız ile Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli'nin kararlı duruşu, milletimizin feraseti ve cesaretiyle hain FETÖ darbe girişimi engellenmiş ve bertaraf edilmiştir. FETÖ'yle mücadele de kararlı bir şekilde, yok edilinceye kadar devam edecektir.
Başka bir terör örgütü unsuru olan DEAŞ'la mücadele kararlılıkla sürdürülmüş, 31 Aralık 2016'dan sonra bu örgüt ülkemizde bir tek eylem dahi yapamamıştır.
Sol terör örgütleri DHKP-C ve MLKP ülkemiz kırsalından tamamen silinmiş, şehirlerde yapılan operasyonlarla bitme noktasına gelmiştir.
Terörle mücadelenin yanında, yine, Bakanlığımızın ilgili birimlerince uyuşturucu maddelerle mücadele de etkin bir şekilde yürütülmektedir. Uyuşturucu suçları bildirimi mobil uygulaması "UYUMA" sokaklarımızı daha güvenli kılmak üzere atılan adımlardan sadece bir tanesidir. "En İyi Narkotik Polisi: Anne" projesiyle annelere yönelik farkındalık ve bilinçlendirme faaliyetleri yapılmıştır. 7.833 faaliyette 295.308 anneye ulaşılmış, uyuşturucuyla mücadelede yeni bir cephe açılarak annelerimizin mücadeleye katılması amaçlanmıştır. Bu çalışmalar neticesinde 2021 yılı Dünya Uyuşturucu Raporu verilerine göre 2019 yılında dünya genelinde yakalanan eroinin yüzde 21'i ülkemizde kolluk birimlerince icra edilen operasyonlarla ele geçirilmiştir. Yapılan operasyonlarda sadece "ekstazi" olarak bilinen uyuşturucu hap, ülkemizde Avrupa geneline nazaran 2 kat daha fazla yakalanmıştır. Ülkemizde doğrudan uyuşturucuya bağlı ölümlerle yapılan mücadele sonucunda 2019 yılı Avrupa Uyuşturucu Raporu'na göre, doğrudan uyuşturucuya bağlı ölümlerde 1 milyon kişi başına dünya ortalaması 35, AB ortalaması 15, bu oran Türkiye'de 5,5 olarak belirlenmiştir. 2019 yılı için yapılan bu çalışmalarda Türkiye'de toplam 342 ölüm belirlenmiştir, gelinen noktada 2021 yılında doğrudan uyuşturucuya bağlı ölüm sayısı 142 kişi olarak gerçekleşmiştir. Yapılan mücadelenin ve izlenen yolun doğru olduğunun ispatı olan bu rakamların daha aşağıya gitmesini, hatta ortadan kalkmasını temenni ediyor, bu tabloda emeği olan herkese Sayın Bakanımız nezdinde Türk milleti adına teşekkür ediyoruz. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Kahraman kolluk güçlerimizin bir unsuru olan güvenlik korucularımızın daha etkin görev yapabilmeleri için, koordinasyonu daha güçlü yapabilmesi amacıyla Korucular Daire Başkanlığı kurulmuş, "geçici köy korucusu" ismi "güvenlik korucusu" olarak değiştirilmiştir.
Bu konu da yıllardır ülkede tartışılıyor olmakla birlikte her fırsatta göçle ilgili hem siyasilerimiz hem gazetecilerimiz çeşitli eleştirilerde bulunmuşlardır ancak geneline bakıldığında mevcut hükûmete muhalefet eden çevrelerin bu konuyu istismar ettikleri, eleştirilerin arkasında konunun çözülmesine yönelik iyi niyetli bir yaklaşım ve mantıklı çözüm önerisinin olmadığı görülmektedir. Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli Bey'in talimatıyla bu konuyla alakalı çalışmalar yapmak üzere MHP bünyesinde Sınır Aşan Göçler Komisyonu teşekkül ettirilmiştir. Sınır aşan göç olgusu hem göç veren hem göç alan ülkeleri derinden etkilemiş, toplumsal bünyede büyük değişimler meydana getirmiştir. Bu değişimlerin boyutu tehlikeli sınırlara dayanmıştır. Meseleye bu açıdan bakan liderimiz ve partimizin düşüncesi, Türkiye'ye yönelik göçü anlamanın ülkemizin geleceğinde belirleyici olacağı yönündedir. Genel Başkan Yardımcımız Sayın İzzet Ulvi Yönter koordinesinde yapılan çalışmalar neticesinde komisyon iki adet rapor yayınlamış ve bu konudaki düşüncelerimizi, tespitlerimizi ve çözüm önerilerimizi ortaya koymuştur. Buna göre, ülkemiz geçmişte kaynak ve transit ülke konumunda göçe maruz kalırken gelişen ekonomisi ve hayat şartlarıyla beraber son yıllarda transit ülke olmanın yanında hedef ülke olmaya başlamıştır. Bize göre yoksulluk ve istikrarsızlıktan kaynaklanan düzensiz göçün ortaya çıkardığı meseleler ülkelerin tek başlarına çözemeyeceği kadar kapsamlıdır. Meselenin çözümünde uluslararası toplumun aynı sorumluluk ve dayanışma içerisinde birlikte hareket etmesi gerekliliktir. Ülkemizin çevresinde gelişen siyasi istikrarsızlık, ekonomik buhranlar ve vesayet savaşı faaliyeti yürüten terör oluşumları göçün muhtemel etkileri ve planlamasını zorunlu hâle getirmiştir. MHP, küresel bir sorun hâline dönüşen düzensiz göçe karşı önlemlerin uluslararası normlara uygun bir şekilde ele alınması, kaçak göçmen taşıyıcılarıyla güçlü bir mücadele, göçe siyasi, ekonomik güvenlik kaynaklı temel nedenlerle kalıcı çözümler üretilmesi gerektiği düşüncesindedir. Ayrıca, göçün kaynağı olan ülkelerde çatışma bölgelerinde barış ve istikrarın yeniden tesisi, bu ülkelere insani ve kalkınma yardımlarının artırılması ve buna yönelik tedbirlerin alınması tezi düşüncemizin ana eksenini oluşturmaktadır. İçişleri Bakanlığımızın da bu konudaki çalışmalarını takdirle takip ediyoruz. Göç Kurulu tarafından 2018 yılında onaylanarak yürürlüğe giren Uyum Strateji Belgesi ve Ulusal Eylem Planı yabancılar ve Türk toplumu arasında uyum sağlanması, yabancıların ülkeden ayrılıncaya kadar geçecek süreçte hayatlarını idame ettirebilmeleri için gereken faaliyetleri içermektedir. Türkiye Düzensiz Göç Strateji Belgesi ve Ulusal Eylem Planı 2021 ve 2025 yıllarını içerecek şekilde, kaynak ülkede başlayan ve yine kaynak ülkede son bulan düzensiz göçle mücadelede -stratejik öncelikler çerçevesinde- kurumlar arası koordinasyonu artırmayı, yabancıların insan hakları standartları çerçevesinde gönüllü geriye dönüşlerini sağlamayı, kaynak ülkede düzensiz göçle mücadele etmeyi amaç edinmektedir.
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle beraber Jandarma Genel Komutanlığı İçişleri Bakanlığımıza bir kolluk gücü olarak bağlanmıştır; Emniyet teşkilatımızın şehirlerde ifa ettiği görevi kırsalda Jandarma teşkilatımız ifa etmektedir. Her iki teşkilatımızın görev ve sorumlulukları birbirinin aynısıdır. Polis teşkilatımızın görevle ilgili mevzuatının özü Polis Vazife ve Sâlahiyet Kanunu'dur; mali ve sosyal hakları da 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu esaslarına göre düzenlenmektedir. Aynı Bakanlığa bağlı Jandarma Genel Komutanlığı personeli ise 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu'nun esaslarına tabidir. Aynı rütbede çalışan tüm kıdemli jandarma albaylar aynı maaşı alırken Emniyet teşkilatındaki birinci sınıf emniyet müdürlerinin, emsal rütbede görev yapıyor olmalarına rağmen, maaşları arasında farklar mevcuttur; hatta birinci sınıf emniyet müdürleri, bulundukları görevde bile farklı maaşlarla ücretlendirilmektedir. Muadil rütbedeki bir polis memuru ile benzer rütbedeki bir jandarma astsubay arasında 2 bin lirayı aşkın bir maaş farkı bulunmaktadır; bu da aynı işi yapan, aynı görevdeki personel arasında eşitsizliği doğurmaktadır. Özet olarak, Polis Vazife ve Sâlahiyet Kanunu İçişleri Bakanlığımıza bağlı tüm kolluk güçlerini kapsayacak şekilde, hiçbir personelin hak kaybına mahal vermeden "kolluk gücü vazife ve salahiyet kanunu" adı altında yeniden düzenlenmeli, sosyal ve mali haklar yönünden eşitsizlikler giderilmelidir. Aynı görevi yapan kahramanlarımıza "eşit işe eşit ücret" ilkesinden hareketle aynı maaşın verilmesi temennimizdir.
Bir başka kanayan yaramız uzman erbaşlarımızın ifa ettikleri göreve uygun kadroların olmamasıdır. Terörle mücadelede en ön safta canı pahasına vatan müdafaası yapan bu kahramanların özlük haklarının iyileştirilmesi elzem bir meseledir. Vatan savunmasında en çok şehit bu zümreden çıkmıştır. Bu kahramanlarımızın haklı taleplerine kulak verilmeli, gerekli kanuni düzenlemeler ivedilikle yapılarak hakları teslim edilmeli, kadroları verilmelidir. Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak "Vatan savunmasının sözleşmesi olmaz." diyoruz. (MHP sıralarından alkışlar)
Bir başka haklı talep olan uzman jandarmaların, diğer tüm askerî personelde olduğu gibi, eğitimde geçen sürelerinin hizmetten sayılması hususunu bir kez daha yineliyor, aynı zamanda Milliyetçi Hareket Partisi olarak terörle mücadelede yaralanıp gazi sayılmayan 20 bin kahramanımızın gazilik unvanı almasını, bunlara şeref aylığı bağlanmasını talep ediyoruz.
Sözlerime son verirken gecesini gündüzüne katarak terör örgütlerine ve onların iş birlikçilerine, mafya baronlarına ve her türlü devlet, millet düşmanına karşı fedakârca görev yapan Sayın Bakanımıza ve İçişleri Bakanlığı personeline Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına teşekkür ediyor, görevlerinde başarılar diliyoruz. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
2022 yılı bütçesi devletimize, milletimize, Bakanlığımıza hayırlı olsun. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)