GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 2'nci Tur Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:30
Tarih:08.12.2021

MHP GRUBU ADINA ÜMİT YILMAZ (Düzce) - Başkanım, Sayın Bakanımızın şahsına ve Bakanlığımıza çok ağır ithamlarda bulundular, eğer konuşmamı kısa kesip Sayın Bakanımıza devredebiliyorsam, Tüzük buna imkân veriyorsa şahsına bırakmak isterim. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Öyle bir devir imkânımız yok, siz buyurun lütfen.

ÜMİT YILMAZ (Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımıza bağlı Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı ve İçişleri Bakanlığımıza bağlı Sahil Güvenlik Komutanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı bütçeleri üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu ve aziz Türk milletini saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, Doğu Karadeniz Projesi yani DOKAP, 11 ilde faaliyetlerine devam eden, bölgenin sahip olduğu kaynakları verimli değerlendirerek bölgede yaşayan vatandaşlarımızın refahını artırmayı, gelir düzeyini kaynakların doğru kullanımı ve planlamasıyla yükseltmeyi amaç edinen bir projedir. DOKAP, bu bağlamda, sosyal ve ekonomik istikrar sağlamak amacıyla ulusal düzeyde, faaliyet alanları farklı 26 kalkınma ajansıyla entegre çalışan bölgesel bir kalkınma projesidir; 76.871 kilometrekare yüz ölçümüyle Türkiye yüz ölçümünün yaklaşık yüzde 10'unu kapsamaktadır. 2020 yılı TÜİK verilerine göre DOKAP projesinin hitap ettiği bölge nüfusu 5 milyon 579 bin 54 kişi olarak görülmektedir. Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 7'sini kapsayan bu proje ve projenin hitap ettiği bölge büyüklüğü projenin önemini ortaya koymaktadır.

Değerli milletvekilleri, DOKAP bölgesi, tarımsal üretim açısından bakılınca fındık ve çay üretiminin en çok yapıldığı bölgedir. Dünyada fındık üretiminin yaklaşık yüzde 70'inin ülkemizde yapıldığı ve 5 milyona yakın vatandaşımızın doğrudan ve dolaylı yoldan gelir kaynağı olması dolayısıyla, ülkemiz açısından büyük bir ekonomik katma değeri olan Türk fındığının markalaştırılması projesi DOKAP bölgesi için oldukça önemlidir.

Fındık, ülkemiz sosyoekonomik penceresinden bakılınca, zorlu Karadeniz coğrafyasında yerine başka bir ürünün konulması mümkün olmayan, aslında gerek de olmayan bir üründür. Yıllık 700 bin ton üretim ve 3 milyar dolar piyasa değeriyle hem tarımsal üretimin hem de gıda sanayisinin en önemli değerlerinden olan fındık, DOKAP proje bölgesindeki üretimine bakıldığı zaman bölgenin refahını ve yatırım kararlılığını artırmaktadır. Bu kapsamda, kasım ayı içinde Gümrük ve Ticaret Bakanımıza iletmiş olduğum Türk fındığının markalaştırılması projesi, DOKAP projelerine olumlu katkı sağlayacak düzeyde sonuçlar beklediğimiz bir çalışmadır.

Yurt içi ve yurt dışında üretim yapan birçok firma tarafından tercih edilen Türk fındığının marka değerinin artırılması için öncelikle coğrafi işaret çalışması yapılmalıdır. Akabinde, markalaşma çalışmalarının yapılması, Türk fındığının kalite farkının üretilen diğer fındık çeşitlerine göre akademik olarak kanıtlanması ve marka değeri yüksek firmaların üretimlerini Türkiye'de yapmaları için teşvik verilmesi gerekmektedir. Ayrıca, ürünlerinde Türk fındığı kullanan markaların etiketlerinde kullanılan Türk fındığının sezonunun ve kalitesinin yazılmasının şart koşulması markalaşmanın önünü açacaktır. Marka hâline gelen Türk fındığının ve yapılacak olan yatırımların DOKAP bölgesi için hem fındık tarımı hem de gıda sanayisi gelirlerini katbekat artıracağı kesindir.

Değerli milletvekilleri, kalkınma ajanslarının kuruldukları bölgede yapmış oldukları çalışmalar ve yatırım projeleri göz önüne alındığında, Batı Karadeniz'de bulunan illerimizin millî gelirden aldıkları payın az olduğu görülmektedir. Düzce merkezli olarak kurulması bölge halkı tarafından beklenen Batı Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi, kısaca adı "BAKAP" olacak projenin Düzce, Bolu, Zonguldak, Bartın, Karabük, Kastamonu ve Sinop illerini kapsayacak şekilde oluşturulması beklentimizdir. Burada oluşturulacak bir BAKAP projesiyle, doğusunda DOKAP, batısında en gelişmiş sanayi bölgesi olan Marmara Bölgesi'yle entegre çalışmalar yapılabilir ve bölgenin tamamının gelişimi noktasında ortaklaşa projeler oluşturulabilir.

Proje etüt çalışmalarını akademik bir heyetle oluşturduğumuz DOKAP Eylem Planı'nda farklı bölgelerde yer alan Yeşil Yol Projesi'nin Batı Karadeniz merkezli, Hendek, Düzce, Abant, dağlık ve ormanlık alan yol hattı boyunca Düzce il sınırları içerisinde yer alan yayla ve turizm potansiyeline sahip alanları kapsaması bölge turizminin gelişmesine katkı sağlayacaktır. Tasarlanan Yeşil Yol Projesi'nin hayata geçirilmesi sadece bölge turizmine katkı sağlamayacak, Sakarya, Kocaeli, İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlerin insanlarının nefes almasına da imkân sağlayacaktır. Bölgemizde oluşturulması beklentimiz olan Yeşil Yol Projesi'nin taslak çalışması Turizm Bakanlığına iletilerek gerekli temaslar kurulmuş ve çalışmanın takibi tarafımızca yapılmaktadır. İstanbul ve Ankara gibi 2 önemli büyük şehrin yol hattının orta noktasında yer alan, önemli bir turizm potansiyeline sahip Düzce merkezli BAKAP çalışmaları önerisi, BAKAP kapsamında kalan illerin refahı için oldukça önemlidir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizde ve dünyada yaşanan doğal afetlere karşı kriz yönetimi, acil müdahale, kişilerin bilinçlendirilmesi, insani yardım ve birçok alanda çalışmalar yürüten İçişleri Bakanlığımıza bağlı AFAD, çalışmalarına baktığımız zaman, yaşanan orman yangınları, depremler, sel felaketi ve su baskınlarına karşı amansız bir mücadele vermektedir. Afet bölgelerinde gözlemlediğimiz AFAD koordinasyonunda hareket eden kamu kurumları, STK ve vatandaşlarımız, yaşanan afetlerin yaralarının bir an önce sarılmasını kolaylaştırmış, birlik ve beraberliğimizi perçinlemiştir. 2021 yılı, bu kapsamda afetlerde risk azaltma, afet öncesi önlemlerin alınması, afet sırasında can ve mal kayıplarının en aza indirilmesi amacıyla "Türkiye Afet Eğitim Yılı" ilan edilmiştir. Şimdiye kadar neredeyse ülke nüfusunun yarıya yakınına, kamu görevlilerimize yüz yüze ve çevrim içi olarak afet farkındalık eğitimi verilmiştir. Bireylerin ve hane halkının bilinçlendirilmesi amacıyla düzenlenen bu eğitimler sayesinde, yaşanan afetlerde vatandaşlarımızın gönüllü çalışmaları, afet bölgelerinde AFAD koordinasyonu ve görevlilerimizin motivasyonu artmıştır. Bizzat yakından takip ettiğimiz Rize, Artvin ve Sinop ile Batı Karadeniz'de Düzce, Bartın ve Kastamonu'da yaşanan sel felaketleri; Antalya, Adana, Mersin, Muğla illerimizde yaşanan orman yangınları ve birçok afet durumunda, vatandaşlarımızın zor günlerinde kamu kurum ve kuruluşlarının özverili çalışmalarının birlik ve beraberliğimizi tüm dünyaya sergilemesi bizleri gururlandırmıştır.

Değerli milletvekilleri, İçişleri Bakanlığımıza bağlı, son yıllarda artan önemi açısından, başarılı altyapı yatırımları ve saha uygulamalarıyla göz dolduran bir diğer kurumumuz Sahil Güvenlik Komutanlığıdır. Sahil Güvenlik Komutanlığımız, yüzyılın sorunu hâline gelen göç probleminin günden güne artmasıyla üç tarafı denizlerle kaplı ülkemizde hayati önemi haiz kurumların başında gelmektedir. Geçmişte daha çok kaçak avlanma ve benzeri problemlerle uğraşan Sahil Güvenlik Komutanlığımız, son yıllarda deniz yoluyla gerçekleşen kitlesel göç problemi ve mavi vatanda güvenliğin sağlanması ve tehditlerin önlenmesiyle ilgili başarılı çalışmalar yapmaktadır. Özellikle, iptidai deniz botlarıyla Avrupa ülkelerine göçmeye çalışan, Orta Doğu'dan, Uzak Doğu'dan ve Afrika'dan gelen göçmenleri Türk milletine yakışır şekilde kurtarmaktadır. Bizim Sahil Güvenlik Komutanlığımız göçmenlerin botları Akdeniz sularında battığı zaman insanları tek tek kurtarırken medeni dediğimiz Avrupa Birliği üyesi Yunan Sahil Güvenlik gemileri bu göçmenlerin botlarını özellikle batırmakta, sözde insancıl davrananları ise yasa dışı şekilde kendi kara sularındaki botları Türk kara sularına doğru itmektedir. Yunan Deniz Kuvvetleri bunu yaparken Avrupa Birliğinin sınır güvenliğini korumak için kurulan "Frontex" adlı kuruluşun bu yapılanlara seyirci kalmak bir yana, destek verdiği, tüm dünya kamuoyunun gözleri önünde görülmektedir.

Değerli milletvekilleri, İçişleri Bakanlığımız ve bağlı birimler, son yıllarda yaptığı başarılı çalışmalarla göz doldurmaktadır. Bakanlığımıza bağlı Jandarma Genel Komutanlığı bu kurumların başında gelmektedir. Özellikle terörle mücadele için, vatan topraklarında başlatılan Yıldırım ve Eren Operasyonları, teröristlerin kırsal alanda etkinlik sağlamalarının önüne geçmiştir. Kar, kış, soğuk, sıcak demeden yürütülen bu operasyonlar neticesinde 2.529 terörist etkisiz hâle getirilmiştir. Kırsal alanda hâkimiyet sağlayamayan terör örgütü PKK/KCK militanlarının mağaraları başlarına yıkılmış, şehirlerde Emniyet teşkilatıyla sağlanan birliktelikle beraber terörist sayısının 170'ler civarına düşmesi sağlanmıştır.

Terörle mücadele konusunda başarı, sadece terörist sayısının düşmesi değildir. Özellikle son yıllarda teröre destek veren, kaynak ve eleman sağlayan belediyelere atanan kayyumlar, terör örgütü PKK/KCK'nın can damarlarından birinin kesilmesini sağlamıştır. Kayyumlarla sadece örgüte üye sağlanmasının önüne geçilmemiş, bölgede bulunan halkın gerçek belediyecilik hizmetlerine kavuşması da sağlanmıştır. Kırsal alan ve kentte yapılan bu başarılı mücadele ve atanan kayyumlar derhâl semeresini vermiş, örgüte katılım sayıları 48'e kadar düşmüş, halk gece rahatlıkla sokaklarda dolaşmaya, terörden arındırılan bölgelere turistler akın etmeye ve halkımız şehir çevresinde piknik yapmaya, terör korkusuyla köylerini terk eden vatandaşlarımız köylerine dönmeye başlamıştır.

Değerli milletvekilleri, peki, güvenlik kuvvetlerimiz terörle yaz, kış, dağ, tepe demeden mücadele ederken herkes, bütün kurumlar üzerine düşeni yapmakta mıdır? Aslan parçaları bazen eksi 40 derece soğukta, bazen güneşin altında saatlerce kıpırdamadan, dudaklarında kelimeişehadet, gözleri namlunun ucunda mücadele ederken; anaları, eşleri, çocukları gözlerini kırpmadan yollarını gözlerken ülkemizin diğer kurumları, özellikle Meclis üyeleri, bizler gerekli görevi yerine getirmekte miyiz? Bu, son günlerde halkımız tarafından bizlere oldukça sorulmaktadır. Burada, Türkiye'nin kalbi olan Gazi Meclis kürsüsünde eli kanlı bebek katili terör örgütünün ve onun elebaşının propagandasının yapılmasına müsaade ederek o güvenlik güçlerinin ve yakınlarının neler düşündüğünü, kendilerini nasıl hissettiklerini düşünüyor muyuz? Bu ülke için kollarını, bacaklarını, hayati uzuvlarını feda eden gazilerimizin ve şehit yakınlarımızın burada bu hainlerinin propagandasının yapılmasıyla yaraları her gün yeniden kanatılmıyor mu? (MHP sıralarından alkışlar)

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime son verirken İçişleri Bakanlığımıza bağlı Sahil Güvenlik Komutanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı ve AFAD bütçelerinin, ayrıca DOKAP bütçesinin hayırlara vesile olmasını Allah'tan niyaz ediyorum.

Sayın Bakanımıza -kendisi burada yok ama- hayırlı evlatlar niyaz ediyorum; Allah analı babalı büyütsün.

Allah'a emanet olun. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)