GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 4'üncü Tur Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:32
Tarih:10.12.2021

HDP GRUBU ADINA REMZİYE TOSUN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bütçe süreci başladığından beri HDP olarak bu bütçenin, adaletin bütçesi, eşitliğin bütçesi olmadığını söyleyip durduk. Tek adam rejiminin tek eşit bütçesi olsun; ikili bir vatandaşlık sistemi kuruldu ülkede; yandaş olanlar ve olmayanlar. Yandaşı 10 ayrı maaş alır, yandaş olmayan karnını doyurmak için bin dereden su getirir. Yandaşı maaş alır, yandaş olmayan sokaklarda iş arar.

Tüm kurumların içini boşaltan bu sistem yargının da içini boşaltıp hukuksuzluk ve adaletsizlikle doldurdu. Öyle adaletsiz bir sistemle karşı karşıyayız ki düşünün iktidar ortağı hızını alamayıp AYM'nin kapatılmasını isteyecek kadar siyasi şuurunu kaybedecek hâle geldi. Özellikle, Kürt siyasetçiler olarak seçim bölgemizde veya diğer bölgelerde adalete güveni yerle bir eden birçok somut örnek yaşıyoruz. Örneğin, Diyarbakır Bismil'de eşini öldürmekten tutuklanan şahıs ve çocuklarının para karşılığında tahliye edildiği iddiası var. Yargılamada para karşılığında insanların tahliye edildiği bir yargı borsasının olduğu konuşuluyor. Adalet Bakanlığına verdiğimiz soru önergelerine cevap alamadığımız için buradan tekrar tekrar soruyoruz: Bu konuda Bakanlık adım atacak mı? En az halkımız kadar biz de merak ediyoruz doğrusu.

Değerli milletvekilleri, burada, değil beş dakika, saatlerce hukuksuz yargılamaları ve cezaevlerindeki işkenceleri anlatsak az gelir. Yargılamalarda ve cezaevlerinde işlenen suçların en büyük bölümü nedir biliyor musunuz? Kürt ve Kürtçe düşmanlığı. İktidarın Kürtçe konuşması serbest, Kürt'e yasak; TRT ŞEŞ'te serbest, cezaevlerinde yasak, mahkemelerde yasak. Bundan birkaç ay önce yoldaşımız Leyla Güven ve 9 kadın mahpusa Kürtçe şarkı söyleyip halay çektikleri için disiplin soruşturması açıldı. Kadın mahpuslar, duruşmada, ana dilde -Kürtçe- savunma yapmak istediler. Kadın mahpuslar, duruşmada ana dilde yani Kürtçe savunma hakkını kullanmak istemiş, mahkeme ise bu talebi reddetmiş, üstüne üstlük Kürtçe savunma talebini "susma hakkı" olarak değerlendirmiştir. Şimdi, bu Kürtçe düşmanlığı değil de nedir?

Kadın katillerine ceza mı ödül mü verildiği belli değilken, yargılamalarda "..."(x) kelimeleri bile suç sayılıyor. Bu kelimeler sizi neden rahatsız ediyor?

SABAHAT ÖZGÜRSOY ÇELİK (Hatay) - Anlayamadık.

REMZİYE TOSUN (Devamla) - Anlatalım tekrar.

Her yerde, her mahkemede "..."(x) yani "Kadın, yaşam, özgürlük!" kelimeleri yasaklanıyor ve bu talep de suç sayılıyor. Siz de bunu buradan anlayın. (HDP sıralarından alkışlar)

SEMRA KAPLAN KIVIRCIK (Manisa) - Diyarbakır Annelerini de anlat biraz. Diyarbakır Anneleri de özgürlük istiyor, onlara da değinin.

REMZİYE TOSUN (Devamla) - Bu Mecliste Kürtçe konuşulmasına bile tahammülünüz yok ama siz ne yaparsanız yapın, sizden önce de Kürt halkı kendi dilini, kültürünü yaşadı, sizden sonra da yaşayacaktır.

Değerli milletvekilleri, yargılamalardaki adaletsizliklerin yanında, cezaevlerinde binlerce hasta mahpus ölüme terk edildi. Diyarbakır Cezaevinde bulunan 44 yaşındaki Semire Direkçi yirmi dört yıldır cezaevinde, yaşadığı sağlık sorunlarından dolayı bir buçuk yıldır bağırsakları dışarıda bırakıldı, bağırsaklarında yeniden kist oluştu, bir gözünde görme yetisini tamamen kaybetti, 7 kez ameliyat oldu.

Diğer bir hasta mahpus ise Eskişehir Cezaevinde bulunan Devrim Ayık. Yüzde 76 engelli, Crohn hastası, 2 kez bu nedenle ameliyat oldu. Sağlık sorunları nedeniyle cezaevinde bir gözünü kaybetti, diğer gözüne ise 30 derece miyop teşhisi konuldu.

Hasta mahpusları ölüme terk ettikleri yetmedi, bu sefer de idare ve gözlem kurullarıyla tahliyeleri engellemeye başladılar. 100'e yakın mahpus tahliye olmaya hak kazanmışken keyfî kararlarla infazları yakılarak özgürlükleri engelleniyor. Gerekçe de nedir biliyor musunuz? Pişmanlık göstermemeleri. Pişmanlık göstermediklerini nereden anlıyoruz peki? Cezaevinde, elektrik faturaları için, kütüphaneden kitap almadıkları için, memurlarla iyi geçinmedikleri için. Derhâl hasta ve siyasi mahpusları kapsayacak bir düzenleme yapılması gerekiyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

REMZİYE TOSUN (Devamla) - Aksi hâlde, yaşanacak olumsuz bir durumda, sadece Bakanlık değil, tüm toplum bu ağır yükün altında kalacaktır.

Değerli milletvekilleri, son olarak Kandıra Cezaevinde daha önce işkence gören, tecavüze uğrayan ve yaşadıklarını anlatmasının ardından hücrede tutulan Garibe Gezer'in dün yaşamını yitirdiğini öğrendik. Cezaevinde bulunan mahpuslar devletin sorumluluğundadır. Kardeşi, Garibe Gezer'in intihar etmediğini, son olarak kendisinden kıyafet ve fotoğraf istediğini, moralinin iyi olduğunu açıklamıştır. Tek kişilik hücrede tutulan mahpus nasıl intihar eder? Bu bir intihar değil, cinayettir. Adaletsizliğiniz, hukuksuzluğunuz bir genç kadının canını aldı.

Sayın Bakan, siz hâlen orada nasıl oturabiliyorsunuz? Ayıptır, günahtır, zulümdür. Garibe Gezer yoldaşımızın şahsında, cezaevinde yaşamını yitiren bütün arkadaşlarımızı saygıyla anıyoruz. (HDP sıralarından alkışlar)