| Konu: | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 4'üncü Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 32 |
| Tarih: | 10.12.2021 |
CHP GRUBU ADINA ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizde 50 ilde kuraklık yaşandı, ekilen tarlalarda ürün çıkmadı, hasat için biçerdöver tarlaya girmedi, bostanlar, bahçeler kurudu, üretici perişan oldu, kuraklık destekleri yeterli verilmedi; Bakan "Çiftçi mutlu." dedi. Tohum, ilaç, mazot, sulama suyu, elektrik faturası katladı; soğan tarlada, limon dalda kaldı; çiftçi, besici, üretici ürettiğinden para kazanamadı, kredi borçlarını ödeyemedi, yüksek faizler belini büktü, "Silin faizleri." dedik, AKP iktidarı duymadı, çiftçinin kapısına icra dayandı, malına mülküne el kondu; Bakan "Çiftçi mutlu." dedi. Gübrede fiyatlar uçtu; CAN gübre bir yılda tonu 1.160 lira iken 9 bin liraya, DAP gübre tonu 2.400 lira iken 14.700 liraya, üre gübre tonu 1.800 lira iken 14.700 liraya çıktı, çiftçi tohumu toprağa gübresiz ya da yetersiz gübreyle ekti, verim ve rekolte kaybı yaşanacak, önlem alınmazsa gıda krizi kapıda; Bakan "Çiftçi mutlu." dedi. Hayvancılık eziyete döndü, yem fiyatları aldı başını gitti, süt inekçiliği yapan 1 litre sütü satıp 700 gram yem alamaz duruma düştü, süt inekleri kesime gönderildi ve besici zararına hayvan sattı, ağıllar boşaldı; Bakan "Çiftçi mutlu." dedi.
Sayın Bakan, çiftçimiz mutlu değil, mutlu olmasını istiyorsanız yem ve gübre fiyatlarını yarı yarıya indirin. (CHP sıralarından alkışlar) Çiftçimize arpa taban fiyatını 1.750 lira olarak verdiniz, yabancı ülke çiftçisinden tonu 4.550 liradan arpa ithal ettiniz. Ekmeklik buğday için çiftçimize taban fiyat 2.250 lira verdiniz, yabancı çiftçiden tonu 5 bin liradan buğday ithal ettiniz. Çiftçinin mutlu olmasını istiyorsanız yabancı çiftçiden ithal ettiğiniz buğday ile bize ödediğiniz taban fiyat arasındaki farkı hemen çiftçimize verin. (CHP sıralarından alkışlar)
Sayın Bakan, hububatta, bakliyatta, pirinçte, bitkisel ham yağda, pamukta, soyada, yemde, gübrede ülkeyi ithalata mahkûm ettiniz, yabancı çiftçileri mutlu ettiniz doğru ama ülkemizin çiftçisini mutlu etmek bir yana canına okudunuz, yalnız ve çaresiz bıraktınız. Sizin bakışınız değişmeden tarımda sorunlar bitmez. Tarım alanları daralıyor, çiftçi sayısı azalıyor. Tarımda planlamanız yok, her yıl birden çok ürün çöp oluyor, tüketici pahalı ürüne mecbur bırakılıyor; çarşı, pazar, market yangın yeri. Tüketiciyi de korumuyorsunuz, aracıları, ithalatçıları zengin etmeye devam ediyorsunuz. Siz gıdadan da sorumlu Bakansınız. Piyasada dar gelirlinin, garibanın ucuz diye aldığı çoğu ürün taklit ve tağşiş, hileli ürünler aldı başını gidiyor. İçeriği belirsiz gıda ürünleri, sütsüz peynir, hileli bal, gıda kodeksine uymayan enerji içecekleri, hileli et ve süt ürünleri piyasada cirit atıyor. İşini doğru yapan üreticiyi de işletmeciyi de korumuyorsunuz.
Her gün raftaki ürüne gelen zamlar, kayıt dışı üretimi patlattı. Piyasada nişasta bazlı ya da sentetik tatlandırıcı ürünler cirit atıyor. Bir yıldır piyasada taklit ve tağşiş ürünlerle ilgili yaptığınız denetimlerin sonuçlarını da açıklamıyorsunuz. Vatandaş ne yediğini, ne içtiğini bilmiyor; içeriği nedir, kimse doğru dürüst farkında değil. Ne yapsın, yarattığınız ekonomik buhranla alım gücü daralan vatandaş, neyi bulursa onu alıp kendi gıdası olarak kullanmaya çalışıyor.
Bakın, Sayın Bakan, bu elimde gördüğünüz bir limonata bardağının etiketi. Bu etikette ne yazıyor? "Tatlandırıcı içerir, koruyucu var." Peki, bu nerede satılıyor? Bakkallarda, düğün salonlarında. İçinde, bu etikette ayrıca ne yazıyor biliyor musunuz? "Çocukların aktivite ve dikkatleri üzerinde olumsuz etkisi bulunabilir." Buna nasıl izin veriyorsunuz, vicdanınız nasıl el veriyor? Düğün salonlarında bu çocukların elinde, çocukların. Çocuklara zararlı olan bir ürüne nasıl izin veriyorsunuz? (CHP sıralarından alkışlar) Sentetik tatlandırıcı diye insan sağlığına zararlı bir ürünün Türkiye'ye 2015 yılından beri satılmasına izin vermeyi vicdanınız nasıl kabul ediyor?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
ÖMER FETHİ GÜRER (Devamla) - Kanserojen içeriğinin dışında bu yediklerimizle sağlığımızla oynuyorsunuz.
Yirmi yılda AKP olarak tarımı bitirdiniz. Gıdada ülkeyi riskli bir duruma düşürdünüz. Çiftçiyi de tüketiciyi de korumuyorsunuz, insanların sağlığıyla oynuyorsunuz. Siz, davul zurnayla denetime çıkıyorsunuz yani "Önlem alın biz geliyoruz." diyorsunuz. Bırakın bu denetim işlerini belediyeler yapsın, bizim de sağlığımızın gelecekte en azından korunacağı bir yapı oluşsun.
Sayın Bakan, biraz evvel arkadaşlarım söyledi, simit 3,5 lira, ekmek 3 lira, bu vatandaşı simitçiden yarım simit alır duruma düşürdünüz. Vatandaşın sağlığını riske atma uygulamalarından vazgeçin.
Ayrıca, atanamayan ziraatçılar, gıda mühendisleri, veterinerler; bunları niye atamıyorsunuz? Her köyde hayvancılık varsa veteriner olsun, tarım varsa orada ziraat mühendisi olsun...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÖMER FETHİ GÜRER (Devamla) - Bana bakacak yüzünüz yok mu? Bari bana bakın, anlattığımı dinleyin Sayın Bakan! On dakikadır sırtını dönmüş oraya bakıyorsun. (CHP sıralarından alkışlar)
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR PAKDEMİRLİ - Mecbur muyum sana bakmaya?
ÖMER FETHİ GÜRER (Devamla) - Yani bu kadar utanma... Ben senin istifanı istemiyorum, niye biliyor musun?
BAŞKAN - Evet, peki, Sayın Fethi Gürer...
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR PAKDEMİRLİ - Mecbur muyum sana bakmaya, mecbur muyum?
ÖMER FETHİ GÜRER (Devamla) - Senin zihniyetin AKP'nin zihniyeti olmuş, şimdi istemiyorum.