| Konu: | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 4'üncü Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 32 |
| Tarih: | 10.12.2021 |
CHP GRUBU ADINA ZEYNEL EMRE (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, ülkede hırsızlık, yolsuzluk, usulsüzlük, ihaleye fesat karıştırma almış başını gidiyor. Bunlarla kim mücadele edecek? Yargı mücadele edecek, değil mi? Sayıştayın Adalet Bakanlığı raporlarına bakıyoruz; Adalet Bakanlığı kendi faaliyetlerinde usulsüzlük yapıyor, usulüne uygun mali tabloları tutmamış, yaptığı işlerde ihale açması gereken yerde açmamış. Peki, hâl böyleyken biz, kimi kime şikâyet edeceğiz? Adalet Bakanlığı böyle davranırsa diğer bakanlıklar, diğer kurumlar nasıl davranır bu ülkede?
Değerli arkadaşlar, Adalet Bakanı geçtiğimiz ay, İstanbul Üniversitesinde bir panelde şöyle bir söz söylüyor, diyor ki: "Gençler, aklınızı kiraya vermeyin." Güzel söz değil mi? Ben Sayın Bakana tavsiye ediyorum, bu sözü Kabinede de söylesin, milletvekili grubunda da söylesin, yargıçlarla yapılan toplantıda da söylesin. Türkiye'de FETÖ gitti -ben direkt isim vereyim- Menzilciler var, Hakyolcular var. Bunların WhatsApp grupları var, haberleşiyorlar seçimlerde; Yargıtay seçimleri oluyor, irtibat hâlindeler yani FETÖ gitti, başka tarikatlar geldi. Dolayısıyla, bunların hepsinin de bütün büyüyen tarikatların da yabancı istihbarat servislerinin etkisine açık olduğunu buradan bir kez daha söyleyelim.
Bir diğer konu; şimdi, yine Sayın Bakanın adalet anlayışına soruyorum: Acaba, Sayın Ruhsar Pekcan'ın yapmış olduğu işlem İhale Kanunu kapsamında suç mudur, değil midir? Kamu İhale Kanunu'na göre bir bakanın, kendi yönettiği bakanlıkta, eşi ihale alır mı? Bu, ihaleye fesat karıştırma suçunu oluşturur mu? Bununla ilgili herhangi bir işlem yapıldı mı?
İki: Şu Antalya Serik'te aleni verilen 500 bin TL rüşvetle ilgili suç duyurularında bulunuldu; ne gibi bir işlemde bulundunuz? Kabinenizin bakanları, milletvekilleri, belediye başkanları huzurunda itiraf var.
Üç: Bugün Bakanlığınıza Fethullah Gülen'le resim çektiren herhangi birini memur olarak alır mısınız? Bence almazsınız. Peki, Kabineye niye Bakan yaptınız? Buna itiraz eden kimse yok mu? Demek ki ikisinden biri yanlış, değil mi arkadaşlar?
Dördüncü sorumuz: Şu anda -Adalet Bakanlığının yine kendi verilerinden söylüyorum, istatistiklerinden söylüyorum- cumhuriyet savcılarında toplam 8 milyon 995 bin soruşturma var, açılan soruşturma var. Bunların yüzde 47'si faili meçhul, cumhuriyet tarihinde bu kadar yüksek bir oran hiç olmadı yani yarısı faili meçhul. Vatandaş hırsızlığa uğruyor, yargıya gidiyor, faili meçhul; haksızlığa uğruyor, faili meçhul. Kim bunu takip edecek? Burada bunun üstüne yürüyecek bakanlık Adalet Bakanlığı, kolluk da İçişleri Bakanlığında. Bunun üstüne yürüyen bir İçişleri Bakanı var mı? Burada milletvekillerinin üstüne yürüyor, asıl yürümesi gereken mesele bu.
Şimdi, hep konuşuldu ya "FETÖ borsası, FETÖ borsası" diye; "Hayal, hayal." dediniz demin buradan konuşurken bir şeye "Hayal." dediğiniz gibi. En son, İzmir Cumhuriyet Savcılığı tarafından dava açıldı FETÖ borsasına. Bakın, adı "FETÖ borsası" ve FETÖ borsası cinayeti var. İsim vererek gideceğim: AKP'nin önceki İzmir İl Başkan Yardımcısı öldürüldü, neden öldürüldüğünü de anlatacağım. Emniyet Müdürü Kudret Dikmen, İstihbarat Daire Başkan Yardımcısı oldu, polis müfettişi oldu, birinci sınıf Emniyet müdürü oldu; organize suç örgütü lideri Serkan Kurtuluş... Bunlar ne yapıyor biliyor musunuz arkadaşlar? 2016'dan itibaren -dosyada var dosyada, cumhuriyet savcılığının dosyasında var- hakkında FETÖ'den işlem yapılacakların listesini istihbaratçı olan alıyor, AKP İl Başkan Yardımcısına veriyor, o da tanıdığı mafya örgütüne, o adama havale ediyor. Adam gidiyor, bütün o işlem görenlerden, kiminden 100 bin dolar alıyor, kiminden Volvo araba alıyor, kiminden... Üstüne bir de çıplak görüntülerini çekiyorlar. Dünyanın parasını alıyor, para verirsen kurtuluyorsun, vermezsen gözaltına aldırıyorlar. Bakın, hepsi delilli, ispatlı. Arkadaşlar, yetmiyor, sonra bir şekilde çorap söküğü gibi gelmeye başlayıp hakkında soruşturma açılınca organize suç örgütü lideri olan yurt dışına kaçıyor -moda tabii- kanunen izin veriyorlar, git...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
ZEYNEL EMRE (Devamla) - Öteki, AKP'nin İl Başkan Yardımcısı "Konuşurum." imasında bulunuyor -tıpkı Süleyman Soylu'nun SBK'yle ilgili meselede söylediği gibi- Erzurum'dan gelen bir katil berber adamı öldürüyor, maktul oluyor, öldürüyor konuşmasın diye.
Şimdi, değerli arkadaşlar, hani "Delil, delil..." diyorsunuz, daha nasıl delil sunulur? Dosyada var, itirafçılar var, örtüşen beyanlar var. Böyle bir ülkede yargıyı, adaleti sağlayabilir misiniz? Bu çürümüş sistem düzelmediği sürece, balık baştan kokuyor değerli arkadaşlar, hiçbir şeyi düzeltemeyiz.
Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)