GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 5'inci Tur Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:33
Tarih:11.12.2021

MHP GRUBU ADINA HAYATİ ARKAZ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2022 yılı bütçesinin vatanımıza, milletimize ve devletimize hayırlı olmasını diliyorum.

Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Gazi Meclisi ve büyük Türk milletini saygıyla selamlıyorum.

Cepheden cepheye koşan Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bulaşıcı hastalıkların kılıçtan ve kurşundan daha tehlikeli olduğunu görmüştür. Tifo, tifüs, kolera, veba, çiçek, sıtma, verem, cüzzam gibi hastalıkların cephede Mehmetçik'in ölümüne sebebiyet verdiğine şahit olmuştur. Bu yüzden, cumhuriyet kurulduktan hemen sonra salgın hastalıklarla mücadeleye önem verilmiş, bizim salgın hastalıkla mücadelemiz yaklaşık yüz yıldır vardır. Profesör Doktor Tevfik Sağlam, Refik Saydam, Sadi Irmak, Türkan Saylan gibi adını sayamadığım birçok bilim insanı Türkiye'de bulaşıcı hastalıklarla mücadelenin öncülüğünü yapmış ve sağlık altyapımızın temelini oluşturmuştur. Kendilerini buradan rahmetle anıyorum.

Değerli milletvekilleri, bizler, Kurtuluş Savaşı yapmış ve seferberlik yapmış bir milletin çocuklarıyız. Birinci Dünya Savaşı'nda öğrencilerinin tamamını şehit veren Mekteb-i Tıbbiye-i'nin torunları bugün coronavirüs mücadelesinde gecesini gündüzüne katarak ailelerini görmeden, uyku uyumadan hasta başında şehit oluyorlar. Bu milletin genetiğinde bir özellik vardır; söz konusu vatan, millet ve devlet olunca ucunda ölüm de olsa mücadele ederiz. Bizim doktorlarımızın ve sağlık çalışanlarımızın mücadelesi bunun bir örneğidir. Üstelik biz Sağlık Bakanımız Sayın Fahrettin Koca Bey'in gayretleriyle Covid-19'a karşı dünyada ilk tedbir alan ülkelerden biriyiz. Salgın ülkemize gelmeden Bilim Kurulu oluşturuldu. Hekimlerimiz ve sağlık ordumuz iki yıldır fedakârca çalışıyor. Dünya Sağlık Örgütü bizim bu mücadelemizi gıptayla seyrediyor. Bu vesileyle, başta Sağlık Bakanımıza, doktorlarımıza, sağlık çalışanlarımıza ve emeği geçen herkese teşekkür ediyor, şükranlarımı sunuyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Değerli milletvekilleri, Covid-19'un panzehri ve tek çözümü tartışılmaz aşıdır. Ülkemiz aşılama sürecinde büyük bir özveriyle çalışıyor. Aşılamada kesinlikle en iyi ülkelerdeniz. Ne yazık ki bu kadar çabaya ve özveriye rağmen dünyada 265 milyon insan hastalanmış ve 5,5 milyon insanı kaybetmişiz. Yurdumuzda ise bu rakam, 9 milyon insanımız hastalanmış, 78 bin insanımızı kaybetmişiz. Hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, ailelerine başsağlığı diliyorum. Vatandaşlarımızın bilime inanmalarını istiyorum. Aşı karşıtlığı yapmak insan sağlığının karşısında durmaktır. Gelin, bu mücadelede dün olduğu gibi bugün de birlikte olalım. Ayrıca, sağlıklı olmak için dengeli beslenme ve egzersizi ihmal edemeyiz. Herkesin bir aile hekimi olduğu gibi spor ve diyet uzmanlarının da olması gerekiyor.

Değerli milletvekilleri, ülkemizde yürütülen yerli aşı yani Turkovac an itibarıyla hazırdır. İnşallah, çok kısa zamanda vatandaşlarımızı aşılamaya başlayacağız. Önemli bir örnek vermek istiyorum burada. Çocuk felci aşısını bulan doktor Jonas Salk 1955 yılında verdiği bir röportajda kendisine "Bu aşının patenti kime ait?" dendiğinde aynen şöyle cevap vermiş: "O insanlığa aittir, patent falan yok. Güneşin patentini alabilir misiniz? Bu aşıların amacı insanlara yardım etmek, ölümü ortadan kaldırmaktır." demiştir. Ben, burada şunu söylemek istiyorum: Doktor Salk'ın görüşünün, Doktor Salk'ın düşüncesinin bugün bütün dünyaya örnek olması gerekiyor. Biz de kendi aşımızı bütün dünya ülkelerinin kullanımına açacağız, ihtiyacı olan her ülkeye aşımızla yardım edeceğiz ve aşıyı hibe olarak ihtiyaç olan ülkelere vereceğiz inşallah.

Değerli milletvekilleri, coronavirüse karşı her vatandaşımız sorumluluk üstlendi, herkes bir şekilde mücadelede yer aldı. Bu süreçte, İstanbul'da 2 ayrı semtte, iki ayda -bu bir mucizedir- pandemi hastanesi yaptık, bu bir örnektir dünyaya. On beş günde, yıllardan beri ithal ettiğimiz ventilatör yani solunum cihazını kendi imkânlarımızla yaptık. Bir de Covid-19'da olmazsa olmaz olan, tedavisinde mutlaka ihtiyaç olan "high flow" diye bir cihaz vardır, bunu da kendi imkânlarımızla on beş günde yaptık ve kendimiz kullanıyoruz, aynı zamanda da ihtiyacı olan ülkelere hibe ediyoruz. Buradan emeği geçen herkese Türk milleti adına teşekkür ediyorum.

Sağlık hizmetlerinde Türkiye büyük yol katetti. Kullandığımız ilaçların yüzde 88'ini yerli imkânlarla üretiyoruz. Dünyada yaklaşık 159 ülkeye, aşağı yukarı her tarafına tıbbi malzeme, ilaç, medikal araç gereç ve sarf malzeme ihracatı yapıyoruz, ihtiyacı olan ülkelere de hibe ediyoruz.

Tıpta başarı yalnızca hekim hizmetleriyle olmuyor. Sürekli yenilikleri, ilmi, bilimi ve teknolojiyi takip etmek gerekiyor. Bugün tıp sektöründe ameliyatlar artık robotik cerrahi sistemiyle yapılmaktadır. Türk tıbbı bu gelişmeleri takip etmekte ve sürekli ilerlemektedir.

Değerli milletvekilleri, biraz da üretimden, istihdamdan bahsetmek istiyorum. Yerli üretim ve gelişmeler yurdumuzda her alanda devam etmektedir. Sanayicilerimiz ve iş insanlarımız her türlü zorluğa, her türlü sıkıntıya rağmen, iki yıldır süren ağır şartlara rağmen yedi gün yirmi dört saat çalışarak organize sanayi bölgelerinde üretime devam ediyor çünkü Türkiye üretmek zorunda. Ya üreterek var oluruz ya da tüketerek yok oluruz. "Türkiye üretmesin, biz üretip Türklere ucuza satarız." anlayışı yok artık. Türkiye, Avrupa'nın ya da ABD'nin pazarı değildir, biz kendimiz üretip ihraç ediyoruz.

Değerli milletvekilleri, Avrupa, statik ve yaşlanmıştır ancak Türkiye dinamik, güçlü ve kararlıdır. Türk malları Avrupa'da ve dünyanın birçok yerinde büyük ilgi görüyor. Bu yıl sonu itibarıyla ihracatımız inşallah yaklaşık 250 milyar doları bulacaktır. Bu rakamların yüzde 51'i Avrupa'ya, yüzde 49'u ise diğer kıtalara olmak üzere pazardaki yerimizi alıyoruz. Dünyanın en güzel coğrafyasına sahip olan vatanımızın turizm sektöründe ilk sıralara yükselmesinin yanı sıra sağlık turizmi alanında da kesinlikle dünyanın en iyilerindeniz.

Coronavirüs salgını döneminde görüldü ki bir takım elbiseyle yaşayabiliyoruz ama gıdasız yaşayamıyoruz. Gıda konusu millî bir konudur. Gıdasını kendi üretmeyen ülkeler asla bağımsız olamazlar. Tarımsal olarak dışa bağımlı olursak yokluktan, kıtlıktan ve ithalattan kurtulamayız. Dünyada en çok bitki çeşitliliği olan nadir ülkelerden biriyiz. Yeryüzünde tarıma en elverişli topraklar bizim topraklarımızdır. Yıllık 18 milyar dolar tarım ürünü ihraç ediyoruz. Her türlü zorluk ve sıkıntıya rağmen hayvansal ürünlerde dünyada 7'nci, Avrupa'da 3'üncü sıradayız. Gecesini gündüzüne katan girişimciler, iş insanları, yatırımcılar, çiftçiler, üreticiler ve ülkemizin büyümesini isteyenlerin her birisi vatansever, kahramandır. Alın teriyle ve emekle üreterek cari açığı kapatacağız.

Türk havacılık sanayisinin temellerini atan hemşehrim Nuri Demirağ'a yapılan yanlış artık tekrar etmeyecektir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Yerli ve millî silah sanayisinin babası olan Nuri Killigil'in izinde giden yatırımcılara engel olmayacağız. Buradan hepsine büyük Türk milleti adına teşekkür ediyorum. Savunma sanayisinin yatırımlarına destek olacağız. Bugün kahraman Mehmetçik'in ve güvenlik güçlerinin kullandığı araç gereç ve silahların yüzde 80'i yerli ve millî üretimdir. Bu silahlar Suriye ve Irak'ta terör örgütlerinin, Karabağ'da Ermeni çetelerinin ve Libya'da emperyalizmin kafasında patlamıştır.

Değerli milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti devleti kendi kararını kendisi veren, 400 milyonluk Türk dünyasının ve 2 milyarlık İslam âleminin umudu, Selçuklu'nun kalbi, Osmanlı'nın vicdanı ve cumhuriyetin aklıyla geleceğe yürüyen güçlü ve büyük bir devlettir. Balkanlarda Adriyatik Denizi'nden Çin Seddi'ne, Kamerun'un kuzeyinden Karadeniz'in kuzeyine kadar kime sorsak "Bizim ikinci vatanımız Türkiye." diyor. Türkiye artık bölgenin süper gücü. Türkiye'nin artık Avrupa'ya ihtiyacı yok, Avrupa'nın bize ihtiyacı var. Türk iş adamları dünyanın her tarafında iş üretmekte, istihdam yaratmaktadır. Bizler yerli üretimden, Anadolu'nun emek kokan topraklarından, teknoloji, sanayi ve yatırımlardan asla vazgeçmeyeceğiz çünkü üretim her şeyin anasıdır; üretim berekettir, zenginliktir; üretmek var olmanın bağımsızlığıdır; üretim bu milletin onurudur, istiklalidir. Geçmişinden miras, geleceğinden ödünç aldığımız bu vatan bize emanettir, Milliyetçi Hareket Partisi bu emanetin yılmaz bekçisidir. Ülkücü milliyetçi hareket olarak Türk milletinin hamurunda, mayasında ve her şeyinde varız.

Türk milliyetçilerinin lideri Doktor Devlet Bahçeli Bey'in dediği gibi "Ne istiyorsak Türk milleti içindir." diyorum, bütçenin tekrar hayırlı olmasını temenni ediyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)