GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 6'ncı Tur Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:34
Tarih:12.12.2021

MHP GRUBU ADINA YAŞAR KARADAĞ (Iğdır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Millî Eğitim Bakanlığının 2022 yılı bütçesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Gazi Meclisi ve aziz Türk milletini saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, Başöğretmenimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "Gençliği yetiştiriniz. Onlara ilim ve irfanın müspet fikirlerini veriniz. İstikbalin aydınlığına onlarla kavuşacaksınız. Hür fikirler tatbik mevkisine konduğu vakit Türk milleti yükselecektir." sözünden hareketle millî eğitimin istikbalin inşası, istiklalin güvencesi olduğu unutulmamalıdır. Eğitim politikamız, Türk milletine mensubiyetinin gurur ve şuuruna sahip manevi ve ahlaki değerlerimize bağlı, çağımızın bilimsel gerçeklerine açık, analiz eden, üreten, problem çözen, inançlı, duyarlı nesiller yetiştirmek olmalıdır. Genç bir nüfusa sahip ülkemiz, 21'inci yüzyıldaki hedeflerine ancak eğitimle ulaşabilecektir. Bugün 84 milyon nüfuslu ülkemizde, 70 bin civarında okulumuzda, 1 milyonun üzerinde öğretmenimizle yaklaşık 19 milyon evladımız ilk ve ortaöğretimde, 8 milyon gencimiz ise yükseköğretimde öğrenim görmektedir. Dolayısıyla, görüşmekte olduğumuz Millî Eğitim Bakanlığı bütçesi, ülkemizin bugününü ilgilendirdiği gibi geleceğini de ilgilendirmektedir. Bu nedenle, okul öncesi eğitimden başlayarak her kademede sağlam bir eğitim politikası oluşturmak zorundayız.

Değerli milletvekilleri, Sanayi Devrimi sonrasında eğitimli bireylere olan talep artmıştır. Modern ulus devletlerinde eğitim ile ekonomi arasında oldukça önemli bir ilişki vardır. İçinde bulunduğumuz bilgi çağıyla birlikte bu ilişkinin önemi giderek de artmaktadır. Bu kapsamda, okul öncesi eğitime erişimin artırılması, okullar arası imkân farklılıklarının azaltılması, mesleki eğitimin güçlendirilmesiyle birlikte öğretmenlerimizin mesleki gelişimlerinin desteklenmesi de şarttır. Güçlü ekonomiye sahip olmak nitelikli personelden geçer. Bir personelin nitelikli olmasıysa mesleğinde almış olduğu eğitim ve teknik donanımıyla olur. Bakanlığımızın mesleki eğitimle ilgili çalışmalarını yakından takip ediyoruz. Sayın Bakanımız Mahmut Özer'in bu konudaki çalışmalarını da takdirle karşılıyoruz. 11 Ekim 2021'de Sayın Cumhurbaşkanımızın Mesleki Eğitimde 1.000 Okul Projesi Kapanış ve 50 AR-GE Merkezi Açılış Töreni'nde mesleki eğitim konusunda yaptığı açıklamalar ve verdiği müjdeleri de önemli buluyoruz.

Değerli milletvekilleri, mesleki eğitimin teşvik edilmesine, yaygınlaştırılmasına ve özendirilmesine yönelik çalışmalar âdeta bir millî seferberlik hâlinde yürütülmelidir. Mesleki eğitimde okul temelli ve iş yeri temelli modeller birleştirilerek ikili eğitim modeli oluşturulmalı, bu okulların sayıları artırılmalı ve kaliteleri yükseltilmelidir. Ortaöğretim içindeki payları yüzde 35'lerden çok daha yükseklere çıkarılmalı, geleneksel çıraklık, kalfalık, ustalık eğitimi veren mesleki eğitim merkezleri teşvik edilmelidir. Mesleki eğitim merkezleri ile sanayi ve KOBİ'ler arasında sektörel bağ kuran bir yapı oluşturulmalıdır. Maalesef bugüne kadar meslek liseleri, düşük kaliteli eğitim veren, üniversite yolu kapalı kurumlar olarak görülüyordu. Son zamanlarda Millî Eğitim Bakanlığımızın yaptığı çalışmalarla bu imaj yok olmaya başlamıştır ancak bunun daha da geliştirilerek meslek liselerinin daha cazibeli ve tercih edilen kurumlar hâline getirilmesi gerekmektedir. Üniversite sınavlarında kendi alanlarını tercih eden öğrencilere ek puanlar verilmeli, mesleki eğitim kurumlarında başarılı öğrencilere burs desteği sağlanmalı, mezunlara istihdamda öncelikler verilmelidir. Güçlü Türkiye, güçlü ekonomi, güçlü sanayi için mesleki eğitim önceliğimiz olmalıdır. Ayrıca, mesleki teknik öğretmenleri yetersiz kontenjanlardan dolayı atanamıyor; bu öğretmenlerimize de kontenjan açılarak atamaları yapılmalıdır.

Değerli milletvekilleri, eğitim sisteminin mihenk taşı olan öğretmenlerimizin yaşadıkları sorunları biliyoruz. Öğretmenlerimizin sorunlarının çözümü için öğretmenlik meslek kanununun çıkarılması gerektiğini geçtiğimiz yıllarda defalarca dile getirmiştik. Bu konuda da Sayın Cumhurbaşkanımız 20'nci Millî Eğitim Şûrası açılış töreninde öğretmenlerimize müjdeyi verdi. İnşallah, kanun en kısa sürede Gazi Meclisimize gelecek, öğretmenlerimizin problemleri çözülmüş olacaktır. Bu kanun, öğretmenlerimizin mali, sosyal ve özlük haklarını iyileştirecek; uzman öğretmen, başöğretmen uygulamasını hayata geçirecektir. Sözleşmeli öğretmenlik kaldırılarak sözleşmeli öğretmenlerin de sosyal hakları kadrolu öğretmenlerle aynı olacaktır.

Değerli milletvekilleri, atama bekleyen öğretmen adaylarımız var. Milliyetçi Hareket Partisi olarak bizim amacımız, boş kadrolara hak eden adayların atanmasıdır. Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli'nin de dediği gibi "Atanamayan öğretmen konusuna neşter vurulmalı, bu konu artık kapanmalıdır." Öğretmenin sözleşmelisi, ücretlisi olmaz. Öğretmenlerimiz hak ettikleri kadroya kavuşmalıdır. Ayrıca, sistemde tercihi olan, bütün şartları taşıyan 900 ücretli öğretmenimiz var. Bunlar, haksızlığa uğradıklarını söylüyorlar, yıllardır dile getiriyorlar. Bu konuda da bir çalışmanın yapılmasını bekliyoruz. Bununla birlikte, geleceğimizi şekillendiren vefakâr öğretmenlerimizin ekonomik durumları maaş ve ek ders ücreti bazında iyileştirilmelidir. Öğretmen, kirasını, faturasını nasıl ödeyeceğini, ay sonunu nasıl getireceğini düşünmeden, huzur içinde sınıfına girip çıkmalıdır. Sorunsuz öğretmen, sorunsuz eğitim öğretim demektir. Ayrıca, 3600 ek gösterge öğretmenlerimiz tarafından da beklenilen bir talep, kaldı ki zaten Milliyetçi Hareket Partisi olarak hem 3600 ek gösterge hem de eğitim öğretime hazırlık ödeneğinin iyileştirilmesi hakkında kanun teklifimizi Türkiye Büyük Millet Meclisine sunmuştuk. Bu sorunun da meslek kanunuyla birlikte çözüleceği inancındayız.

Öğretmenlerimizin yaşadığı en büyük sorunlardan biri de öğretmene şiddet konusu. Gerek fiziki gerekse psikolojik şiddete uğrayan birçok öğretmenimiz var. Yapılan bir araştırmaya göre öğretmenlerimizin yüzde 48'i şiddete maruz kalıyor, yine aynı araştırmaya göre öğretmenlerin yüzde 56'sı kendilerini okulda güvenli hissetmiyor. Bu gerçekten üzücü bir durum, öğretmenlerimizin bu konuda sonuna kadar yanında olduğumuzu ve olacağımızı belirtmek istiyorum. Zaten konuyla ilgili de eğitim çalışanlarına yönelik şiddeti önleyici tedbirlerin artırılması ve müeyyideler getirilmesi amacıyla 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'mizi Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunmuştuk, çözüme kavuşturulmasını bekliyoruz.

Son olarak bir de şunu dile getirmek istiyorum: Üniversite sınavını kazanan ancak süreç içerisinde dönemin şartlarının doğurduğu farklı sebeplerle birçok üniversite öğrencisi eğitimlerini yarıda bırakmak, ayrılmak zorunda kalmışlardır. Terör suçu işleyenler ya da herhangi bir terör örgütü mensubiyeti olanlar hariç diğer öğrencilerimizin eğitimlerine devam edebilmesini sağlamak amacıyla yeni bir öğrenci affının yürürlüğe girmesi uygun olacaktır. Yüz binlerce gencimizin geleceği yeniden şekillenecek, aileleriyle birlikte milyonlarca vatandaşımızın hayatı da olumlu etkilenecektir.

Bütün bu görüş ve beyanlar doğrultusunda, manevi ve kültürel değerlerimizi özümseyen, muasır medeniyetler seviyesine erişmeyi hedef edinen yeni nesillerimizin yetişmesi arzusuyla Millî Eğitim Bakanlığının şehit, gazi eş ve çocuklarına ücretsiz sınav yapan, yılda yaklaşık 50 sınavla 11 milyon adayın sınavını gerçekleştiren ÖSYM'nin, Yükseköğretim Kurulunun ve üniversitelerimizin 2022 yılı bütçesinin hayırlara vesile olmasını diliyor, tüm şehit öğretmenlerimizi saygı ve rahmetle anıyorum.

Gazi Meclisi ve aziz Türk milletini saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)