HDP GRUBU ADINA HASAN ÖZGÜNEŞ (Şırnak) - Değerli halklarımız, Meclisimiz ve zindanlarda yatan arkadaşlarımızın tümünü saygıyla selamlıyorum.

Burada görüyoruz; demokratik, özgürlükçü, eşitliğe dayalı bir zihniyet devrimini Türkiye'de ve Orta Doğu'da yaratmadığımız müddetçe bizim hâlimiz bu. (HDP sıralarından alkışlar) Balığın koktuğu yer burasıdır, burası. Hiçbir şeye tahammülünüz yok.

HASAN ÇİLEZ (Amasya) - Burası milletin iradesinin tecelligâhı.

HASAN ÖZGÜNEŞ (Devamla) - Dolayısıyla, Avrupalılar Yüz Yıl Savaşlarını, Otuz Yıl Savaşlarını yaşadılar, Birinci Dünya Savaşı, İkinci Dünya Savaşı ama sonunda aydınlar, kadınlar, emekçiler özgürlüğü, eşitliği, inanç özgürlüğünü, halkların eşitliğini getirdiler ve dünyanın merkezi oldular. Biz hâlâ armut topluyoruz, armut; haberiniz var mı? (HDP sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)

HASAN ÇİLEZ (Amasya) - Toplama, toplama.

HASAN ÖZGÜNEŞ (Devamla) - Şimdi, değerli arkadaşlar, bu Meclis AKP ve yandaşları huzurunda, şahsında hamaset, düşman yaratma, kin ve intikam, yalan, iftira ve kumpas, kavga meclisine dönüşmüş; ayıp, ayıp. Dolayısıyla burada sevgiyi, eşitliği ve kardeşliği üretelim.

HALİL ETYEMEZ (Konya) - Kendiniz yapıyorsunuz, kendiniz. Çıkıp orayı provoke ediyorsunuz.

HASAN ÖZGÜNEŞ (Devamla) - Şimdi, dil halkların kimliğidir, dil halkların onurudur, şerefi, haysiyetidir; coğrafyasının rengidir, tarihidir; duygularıdır, rüyalarıdır, yaşamıdır. (HDP sıralarından alkışlar) Bunu yasaklamak insanlık suçudur, ırkçılıktır, ilkel milliyetçiliktir. Onun için diyoruz Sayın Bakan, arkadaşım da söyledi, ben de size söyleyeyim: Dünyada Birleşmiş Milletler üyesi 193 ülkeden bilmem ne kadarı farklı dilden bir şeyler söylüyorlar; Çin'de 51 dil, Hindistan'da 36, Rusya'da 34, Bolivya'da 37, İsveç'te 32, Kanada'da 20. Şimdi, bunlar niye bölünmüyorlar? Siz bu bölünme paranoyasını uydurarak bu toplumu zehirliyorsunuz. (HDP sıralarından alkışlar) Ben size bir şey söyleyeyim: Tarih boyunca Kürtler ve Türkler diğer halklarla ittifak sağlamışlar ve bütün başarıları birlikte sağladılar, cumhuriyeti birlikte kurdular.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Siz bozuyorsunuz, bunu siz bozuyorsunuz.

HASAN ÖZGÜNEŞ (Devamla) - Peki, sonra ne yaptınız? Siz bize "bölücü" diyorsunuz. Lozan'da Rojava'yı bölen kim? Lozan'da Irak'ın kuzeyini, Kürdistan federal bölgesini bölen kim? Sizin zihniyetiniz. Peki, Kasr-ı Şirin Antlaşması'nda İran'a doğu kürdistanı veren kim? Osmanlı zihniyeti. Biz birlikte Misakımillî'yi kurduk. Size şunu söylüyoruz: Biz bu ülkede demokrasiyi, eşitliği, özgürlüğü; halkların özgürlüğünü, kadın-erkek eşitliğini, inançların özgürlüğünü; emekçilere, yoksullara bütçeden daha çok payı ve ekolojinin korunmasını savunan bir hareketiz. İki de bir kalkıp, "törörö" deyip bizi bölücülükle suçlamak temel bölücülüktür; DAİŞ'çiliktir, irticacılıktır, FETÖ'cülüktür, El Nusracılıktır; bırakın bu hikâyeleri.(AK PARTİ sıralarından gürültüler) Anayasa'nın 42'nci maddesinde, siz "kardeşim" dediğiniz Kürtlerin dilini yasakladınız, bütün dilleri yasakladınız. Bu Orta Doğu, insanlığın, medeniyetin, inançların ve dillerin merkezidir. Şark Islahat Planı'yla yasakladınız, 1990'larda Kürtçeyi yasakladınız; şimdi, gelinen nokta itibarıyla bir kelimemize müsaade etmiyorsunuz.

Ben size önce Türkçesini okuyayım kalbi zayıf olan arkadaşlardan özür dileyerek, aman sakın heyecana kapılıp bizi burada mahcup etmeyin: "Süsünden ve durumundan, tatlı ve hoş/ Tatlı ve hoştur Kürt dili/ Hoş makamıyla latif ve nazdır/ Latif ve nazdır Kürt dili." Ben Kürtçesini okuyorum: "..."(x) (HDP sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)

MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, bunu arkadaşlar alışkanlık hâline getirdi. Anayasa'nın hükmü belli, arkadaşlar bunu alışkanlık hâline getiriyor.

İBRAHİM AYDIN (Antalya) - Amaç farklı.

HASAN ÖZGÜNEŞ (Devamla) - Evet arkadaşlar, şimdi, bizim burada mücadelemiz...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Amaç farklı, amaç.

HASAN ÖZGÜNEŞ (Devamla) - Şimdi, siz ister inanın ister inanmayın, biz, insan olduğumuz için halkların birliğini, inançlarını, kültürlerini savunuyoruz; sizin gönlünüze hoş gelsin diye değil. Zaten bunu anlayacak kapasite olsaydı sizde, siz itiraz etmezdiniz arkadaşlar, kapasite yok. (HDP sıralarından alkışlar)

İBRAHİM AYDIN (Antalya) - Ayıp ya! Senin kapasiten yok.

YASİN UĞUR (Burdur) - Bu millet yirmi yıldır onun için mi iktidarda tutuyor bizi? Hakaret etme.

HASAN ÖZGÜNEŞ (Devamla) - Dolayısıyla, biz Orta Doğu'daki halkların kardeşliğini savunuyoruz.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Hakaret ediyorsunuz, hakaret.

HALİL ETYEMEZ (Konya) - Hakaret ediyorsun.

HASAN ÖZGÜNEŞ (Devamla) - Türk halkı bize, Kürtlere; Kürtler Türklere düşman değildir. Bir arkadaşımız çıktı dedi: "Kerkük Türk'tür, Türk kalacak."

YASİN UĞUR (Burdur) - Ne kadar itici bir konuşma.

HASAN ÖZGÜNEŞ (Devamla) - Şimdi, burada şehirleri milletlere mal ederek ırkçılık yapmak, işte Orta Doğu'da yaşandı. Niye diyemiyoruz "Ne mutlu insanım diyene." diye? Niye diyemiyoruz "Kerkük Kürt'ündür, Türklerindir, Arap'ındır, Asuri'nindir, Ermeni'nindir." diye?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Özgüneş...

HASAN ÖZGÜNEŞ (Devamla) - İşte biz buyuz. Siz de oturup savaş üretiyorsunuz. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Özgüneş, teşekkür ediyorum.

HALİL ETYEMEZ (Konya) - Savaş üreten sizsiniz!

HASAN ÖZGÜNEŞ (Devamla) - Savaş üretiyorsunuz, gidin biraz insan olmaya çalışın.