| Konu: | Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Celal Adan'ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadeleri ile Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın 281 sıra sayılı 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 282 sıra sayılı 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin sekizinci tur görüşmelerinde yürütme adına yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 36 |
| Tarih: | 14.12.2021 |
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Çok teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Biz, muhalefet partisiyiz; diğer muhalefet partileri gibi Hükûmetin uygulamalarını Türkiye Büyük Millet Meclisinin hür kürsüsünden dile getirmeyi de şeref sayarız. Elbette ki icra sorumluluğunu üstlenmiş kişilere yönelteceğimiz sorular olacaktır ve bütün bunları yaparken de asgari saygıyı bile göremememize rağmen azami saygı gösterdiğimiz de hem bu Meclisin hem de bu aziz milletin malumudur.
"Sorular sorarız." dedim ama Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı kürsüye çıktı, oldukça da mütecaviz bir üslupla, partimizin sıralarına da yönelerek hakaret boyutuna varan ifadelerde bulundu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Kendisine iade ediyorum sözlerini ve kendisine muhalefetin eleştirilerine tahammül gösterecek bir feraset sergilemesi sorumluluğunu da Türkiye Büyük Millet Meclisinin bir mensubu olarak yüklüyorum.
Şimdi, bizim partimizin adı İYİ Parti, tüzüğümüzde o yazıyor; siz iyiyle, iyilikle, iyiliğe çok aşina olmamış olabilirsiniz, bize "İP" diye hitap ettiniz. Biz, ipini başkasının eline verip sonradan özür dileyenlerden değiliz Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)
Sorularımıza cevap isterdik, Türkiye'nin sıkıntılarıyla ilgili dertlerin tarafınızdan dile getirilmesini -pek tabiidir ki- beklerdik, ortada kaldı sorularımız. Sayın Sakarya Milletvekilimiz tankın ne zaman geleceğini sordu, ben bize yönelik hakarette bulunmanız yerine o sorulara cevap vermenizi beklerdim.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY - Detaylarıyla anlattım.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Şimdi, bakın, ben ne kadar oldukça uygun bir dil kullanmaya çalışıyorum ve zaman zaman yorgunluktan kaynaklı, gerginlikten kaynaklı strese dayalı olmak kaydıyla bazen insanların ağzından istemediği şeyler de çıkabilir, benim de ağzımdan çıkarsa özür dilerim; özür dilemek erdemdir ama en ağır lafları belagat yeteneğimizi kullanarak yumuşak hâle getirebiliriz biz. Şimdi, Sayın Bakan döndü bizim sıralara, sınır ötesi operasyonlarında Hükûmetin tezkeresine "evet" oyu verdiğimizi unutmuşçasına bize suçlamalarda bulundu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Yetmedi, kapalı kapılar ardında karanlık mahfillerle ve dış güçlerle pazarlık yaptığımızı ve görüşmelerde bulunduğumuzu ima etti; konuşması esnasında ben bunu kime söylediğini somutlaştırmasını istedim, buradan da tekrar tekrarlıyorum o talebimi, somutlaştırabilirse çok memnun olacağım ama yok somutlaştırmaz, tıpkı kürsüde olduğu gibi kaçarsa ben kendisine kapalı kapılar ardında ve karanlık mahfillerde kimlerle nerede görüşüldüğünü hatırlatırım, Oslo'ya atıfta bulunurum, Dolmabahçe'ye atıfta bulunurum, Kandil'e ve İmralı'ya gönderilen kuryelere atıfta bulunurum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Türkiye Cumhuriyeti devleti ve şanlı Türk Silahlı Kuvvetleri sınır ötesinde operasyonlar yapıyor. Biz, bunu, İYİ Parti olarak, bir Türk vatandaşı olarak, bir millî mesele olarak telakki ediyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Bunun iç siyaset malzemesi yapılarak muhalefete karşı ve özellikle İYİ Parti'ye yöneltilmiş bir isnada dönüştürülmesini de şiddetle kınıyoruz. Biz Millî İstihbarat Teşkilatının bütçesine, Savunma Sanayisinin bütçesine, Jandarma Genel Komutanlığının bütçesine, İçişleri Bakanlığına bağlı Emniyet Genel Müdürlüğünün bütçesine, Sahil Güvenliğin bütçesine "evet" oyu veren bir siyasi partiyiz ve bunu, bir millî sorumluluk olduğu için yapıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısının da bunu anlamasını istiyoruz.
Şimdi, bu iktidar ve bu iktidarın sözcüleri, özellikle bozdukları şeyleri düzeltmeye çalışırken bundan kendilerine bir kahramanlık devşirmeye gayret sarf ediyorlar. Neleri bozduklarına bakmak lazım...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Biz bu Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemini eleştiriyoruz. Neden eleştiriyoruz? Yani biz durup dururken eleştiri serdeden, serdettiği eleştirilerin mesnedini, dayanağını oluşturamayan cahil insanlar değiliz ki. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin yürürlüğe girdiği tarihte dolar 4 lira 53 kuruştu, şimdi 14 lira 40 kuruş; bunun cevabını verin. (İYİ Parti sıralarından alkışlar) Euro 5 lira 33 kuruştu, şimdi 16 lira 10 kuruş; bunun cevabını verin. Yeni ekonomik modeller üretmeye çalıştığınızı söylüyorsunuz; Cumhurbaşkanınız ayrı söylüyor; siz ayrı söylüyorsunuz, Hazine ve Maliye Bakanı ayrı söylüyor; bunun cevabını verin. Bu ülkede yokluk var, bu ülkede fukaralık var, bu ülkede açlık var, çiftçi toprağa düşürdüğü terin karşılığını alamıyor, tencere kaynamıyor, ekonomik sıkıntılar her geçen gün üst üste birikerek intiharlara sebep teşkil ediyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayalım.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Sizin haberiniz var mı gazetelerin polisiye haberlerini içeren 3'üncü sayfalarından? Buna cevap verin. Ama siz, yok, efendim, dış politika alanında şunları yaptınız, bunları yaptınız... O alanda da siz, yine bozduğunuzu düzeltmeye çalışırken kendinize kahramanlık çıkarıyorsunuz. Siz bu hatadan mümkün mertebe vazgeçmeye çalışın çünkü siz, Büyük Orta Doğu Projesi Eş Başkanlığıyla da iftihar ediyordunuz. (İYİ Parti sıralarından alkışlar) Siz, Irak'ta ve Suriye'de geçmişe dayalı yanlış politikalarınızı savunurken de oldukça iddialı davranıyordunuz. Mısır'la münasebetlerinizi kestiniz -defalarca uyarıldınız o konuda- şimdi Mısır'la iyi temaslar kurmaya gayret sarf ediyorsunuz, bununla övünüyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayalım lütfen.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Birleşik Arap Emirlikleri'ne, talimatla manşet attırdığınız gazetelerde "şerefsiz" dediniz, şimdi kırmızı halılar sererek onları karşılıyorsunuz -oranın prensini- bununla iftihar ediyorsunuz. Bu Hükûmetin bizim tarafımızdan bakıldığında sabıka karnesi oldukça kabarıktır. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Milletin sizden beklentisi var. Bakın, burada söylüyorum: "Küstah" lafına ziyadesiyle alındığınızın farkındayım. Türk Dil Kurumunun sözlüğüne baktığınızda küstah, "saygısızca davranma" anlamına geliyor. Beni bağışlayınız Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım, siz de çok saygılı davranmıyorsunuz. (İYİ Parti sıralarından alkışlar) Sizden, bize saygı gösterme hususunda özen göstermenizi hassaten istirham ediyorum.
Kamuoyunun bir beklentisi var. Bu bütçe, Komisyondan Meclise gelinceye kadar üçte 1'den fazlası ve hatta yüzde 40'ı eriyerek geldi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Son cümlem...
BAŞKAN - Buyurun.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Ekonomiyle ilgilenen yerlerden, kişilerden ve bütün bu olup bitenlerden zarar görenlerden bize sorulan bir soru var, o soruya da cevap vermenizi rica edeceğim. Bu bütçeyle bu ülke yönetilemez, bu bütçeyle bu devlet yönetilemez. Acaba bir ek bütçe hazırlığınız olacak mı? Bu konuyla ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisini aydınlatmanızı diliyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkanım, zatıalinize de müsamahanız için çok teşekkür ediyorum efendim. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)