GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Tümü münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:39
Tarih:17.12.2021

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, eğer, bir konuşmacı kürsüden konuşurken Mecliste, Meclis Genel Kurulunda kavgaya yönelik bir gürültü çıkmışsa Meclis Başkan Vekili, buna "Ben ara veriyorum; beş dakika, üç dakika ara veriyorum." der; konuşmacı o sıfatla yerine geçer, ondan sonra da ne yapılması gerekiyorsa kürsü arkasında yapılır, burada da işlemler devam eder. Ancak, Meclis Başkanı burada konuşmacıyı yerine oturttu; konuşmacı ise Türkiye Büyük Millet Meclisinin bir milletvekili değil. Konuşmacı -buradan, bir milletvekili olarak kendisine hatırlatıyorum- gelip de Türkiye Büyük Millet Meclisinin Başkanına elini kolunu sallayarak kürsüde ders vermeye kalkamaz, burası Türkiye Büyük Millet Meclisi. Herkes haddini bilecek! Burası saray değil, burası Türkiye Büyük Millet Meclisi. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Özkoç, ben kendimi savunurum, merak etme.

ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) - İkide bir "Benim başım dik." diyorsun. Senin kibirli başından Meclise ne! Biz milletin başı ne hâlde ona bakıyoruz, onların başlarını öne eğdiniz. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar) Türkiye Büyük Millet Meclisine çıkıp konuşma yapacaksın, ya, hiç olmazsa bu Mecliste ne konuşuluyor, ne yapılıyor bir baksana, bir öğrensene; liyakatle ilgili bir ders alsana! Hayvan haklarıyla ilgili bütün gruplar bir araya gelip altına imza atıp birlikte bu kararı çıkardık. Şimdi, senin bilgin yok ama fikrin var, diyorsun ki: "Burada hayvan haklarıyla ilgili muhalefet ettiler." Yani seni kime şikâyet edeyim bilmiyorum, hayvanlara şikâyet edeceğim onlar da sana kızacaklar. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)

Arkadaş, belediyeden sana ne? Sen Tevfik Göksu musun, burası belediye meclisi mi? (CHP sıralarından alkışlar) Sen bulunduğun yerin sıfatına baksana! Ha, içimizde bir yara var "İstanbul giderse Türkiye gider." demiştin ya, İstanbul da gitti, Adana da gitti, Mersin de gitti, Antalya da gitti; sıra Türkiye'yi Millet İttifakı'yla almaya geldi. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)

Sayın Elitaş, Değerli Grup Başkan Vekilim, oranlardan bahsediyorsun ya, benim ilçemde AKP'li bir arkadaş geldi, dedi ki: "Mahallede oylarımızı yüzde 100 artırdık." "Kaç oyunuz vardı?" dedim, "1 oyumuz vardı." dedi. Yüzde 100 artırınca 2 oyu oluyor, tamam mı? Oranlar her zaman ekonomide gerçek rakamları göstermez. İktisat okumakla olmuyor bu işler. (CHP sıralarından alkışlar)

Şimdi, ben oranlarla anlatacağım hepsini; nasıldır, ne değildir. Mesela, bir oran veriyorum: "İhracat, ihracat, ihracat..." diyorsunuz ya; yahu, ihraç ettiğiniz malların yüzde 70'ini üretebilmek için ithal ediyorsunuz. Yani şimdi bunu bilmeden bu kürsüye çıkılır mı?

Değerli arkadaşlarım, Engin Altay, bundan bir yıl önce "Millet kuru ekmeğe muhtaç." demişti, AKP'den bir milletvekili "İyi ya, kuru ekmek yiyorlarsa aç kalmıyorlar." demişti. Şimdi "Asgari ücrete yüzde 50 zam yaptık; bu, tarihte hiç görülmemiş." diyorlar. Ben size söyleyeyim: 95'te yüzde 99 yapıldı.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Enflasyon yüzde 120.

ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) - Ya, rakamlara baksanıza; 96'da yüzde 102 yapıldı, 97'de yüzde 199 yapıldı.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Enflasyon kaçtı?

ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) - 98'de yüzde 47 yapıldı, 99'da yüzde 103 yapıldı.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Enflasyon kaç?

ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) - Hiç mi rakamlara bakmıyorsunuz? Hiç mi iktisat bilginiz yok? (CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Enflasyon 3 haneliydi o zaman.

ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) - Ekonominin bozuk olmasının temel nedeni Türkiye'deki iktidara güvensizliktir. Neden güven yok, çok hızlı anlatmak zorundayım, zamanım kısıtlı.

Ethem Sancak gibi nitelikli bir dolandırıcıya, ilk önce, 751 milyon yani o zamanki kurla 360 milyon dolara BMC'nin arsa fiyatına BMC'yi verdiniz. Defalarca buradan söyledim, bu nitelikli dolandırıcı "'Gittim saraya, Katar'a beni ortak et.' dedim." dedi. Bu nitelikli dolandırıcı aldı ya 360 milyon doları, Katar'a yarısını 300 milyon dolara sattı. Daha sonra Talip Öztürk'e -Tayyip Erdoğan'ın köylüsüne- yüzde 25'ini de 150 milyon dolara sattı. Girdi mi cebine iki ayda 90 milyon dolar? Peki, daha sonra biz bu adama ne yaptık? Bu adama, biz bu Ethem Sancak'a ilk önce Sakarya'nın Karasu ilçesinde denize nazır 2 milyon metrekare araziyi bedava verdik, bedava! (CHP sıralarından "Haram olsun!" sesleri)

60 milyon TL altyapı parası verdik; 1,4 milyar TL büyük teşvik verdik. Daha sonra bu Ethem Sancak'a 3 milyar dolarlık ALTAY tankı ihalesini verdik. Bu Ethem Sancak, aradan zaman geçti, bu arada -üç yıl içerisinde- ne fabrikayı yapabildi ne de tankı yapabildi. Ne oldu biliyor musunuz arkadaşlar? 480 milyon dolara kendi hisselerini satıp 330 milyon dolar kâr elde eden -Tank Palet Fabrikasını peşkeş çektiğiniz- nitelikli dolandırıcı Ethem Sancak kayboldu gitti. Allah bunun hesabını öbür dünyada da bu dünyada da sizden soracak, bundan kimsenin kuşkusu olmasın. (CHP sıralarından alkışlar)

5'li çete: "5'li çete" diyorsunuz ya, oran veriyorum Sayın Grup Başkan Vekilim. Cengiz Holding 242 milyar dolarlık ihale aldı; o gün 309 milyar liraydı, bugün 676 milyar lira. Kolin 40,4 milyar dolarlık ihale aldı; o gün 296 milyar liraydı, bugün 650 milyar lira. "Oran yok." diyorlardı ya, oranlara bakın, oranlara. Kalyon 36,6 milyar dolarlık ihale aldı; o gün 268 milyar liraydı, bugün 590 milyar lira. Şimdi, diyorum ki böyle bırakın boş, hava lafları. Diyorsunuz ya "Dünya 5'ten büyüktür, küçüktür..." Yahu, 5'li çete 83 milyondan büyük mü? Bunlar Türkiye'yi dolandırıyorlar, ceplerine milyon dolarları koyuyorlar, siz, milletin karşısına çıkıp "1.400 lira verdik." diye burada hava atıyorsunuz. Yazıklar olsun size ya, yazıklar olsun! (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlarım, şimdi, bir şeyi daha söyleyeyim. Ya, bu devlet ne duruma geldi? Sezgin Baran Korkmaz; adam kara para aklayıcısı.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Patron, patron...

ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) - 134 milyon dolar kara para aklamış Sezgin Baran Korkmaz. Hemen Amerika bildirmiş; bu adam suçlu. 3, 4 ve 8. Sulh Ceza Mahkemeleri mal varlığına el koymuş, yurt dışına çıkma yasağı derhâl konulmuş; aradan bir ay geçmiş, birisi düğmeye basmış, Savcı İrfan Fidan, Savcı Yardımcısı Hasan Yılmaz mal varlıklarına el koymayı kaldırmışlar, yurt dışına çıkma yasağını da kaldırmışlar. Adam 4 Martta yani yurt dışına çıkmadan bir gece önce elini kolunu sallayarak İçişleri Bakanının makamına gitmiş, görüşmüş, öteki gün de yurt dışına çıkmış; arkasından hemen mal varlıklarına el koyma kararı, kaçan adama yurt dışına gitmeme kararı ve MASAK tarafından "Bu, kara para aklayıcısıdır." kararı. Şimdi, ben bunu İçişleri Bakanına sordum. Arkadaşlar, gerçekten buna dikkat edin, Sezgin Baran'la ilgili ne cevap verdi biliyor musunuz?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Özkoç...

ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) - Teşekkür ederim.

"Devletin bütün kurumlarıyla yukarıdan aşağıya öyle bir karar aldık ki, meselenin içerisine öyle bir daldık ki Amerika'yı açığa düşürdük, bu işten kurtulduk." diyor. Yani "Sezgin Baran Korkmaz'ı devletin bütün birimleriyle kaçırdık." diyor. Şimdi, burada, bunu ben demiyorum, işte kayıtlar, işte kayıtlar. Sezgin Baran Korkmaz'ı kaçırdılar, bir Adalet Bakanı çıkıp da "Bizim mahkemeleriz öyle al takke ver külah, böyle mahkemeler değil, Türkiye'de adalet var." demez mi kardeşim!

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Yok ki!

ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) - Bir İçişleri Bakanı bundan dolayı sorgulanmaz mı? Hayır, sorgulanmadı. Arkadaşlar, daha korkuncunu söylüyorum: Kolombiya'da 4,9 ton kokain yakalandı, Mersin Limanı'na gelecek.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Özkoç, bir dakika ek süre...

ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) - İçişleri Bakanına sordum: Kolombiya'dan gelen bu belge doğru mu dedim? "Doğru." dedi. Peki, aradan bir buçuk yıl geçti, burada konteyner numaraları var yani kokainin yüklü olduğu konteyner numaraları, kardeşim, Mersin'den bunu kim alacaktı, bu uyuşturucu baronunu hemen tespit edip de neden yakalamadın İçişleri Bakanı, neden yakalamadın? (CHP sıralarından alkışlar) Bunlar korkunç şeyler. Neden biliyor musunuz? Onlarla kol kola girdiği için yakalamadı, kol kola girdiği için, mafyayla kol kola olduğu için, uyuşturucu baronlarıyla kol kola olduğu için. (CHP sıralarından alkışlar) Şimdi, bu iktidara millet güvenir mi? Bu iktidara güvenilip de gelir de burada yatırım yaparlar mı? Yapmazlar.

Arkadaşlar, bu kim biliyor musunuz, bu kim? Bu, El Kaide'nin bir alt örgütünün lideri.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) - Bu adam dünyada aranıyor. Bu adama İçişleri Bakanı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını vermiş. Şimdi ben soruyorum: Kaç El Kaide militanına, kaç El Nusra militanına, kaç Afgan ajanına sen gidip de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı verdin? (CHP sıralarından alkışlar) Sen bu milletin İçişleri Bakanı mısın, bu millete ihanet mi ediyorsun? Bunu çıkıp açıklaman lazım, açıklaman lazım.

Değerli arkadaşlarım, en çok içimi ne acıtıyor biliyor musunuz? Hepinizin huzurunda bir kere daha söylüyorum: İşte, vicdan böyle bir şeydir; işte, Allah'tan korkmak böyle bir şeydir. Şimdi, 15 Temmuz harekâtı oldu, şehitlerimiz oldu, bir de Beşiktaş'ta şehit düşen polislerimiz oldu. Sayın Binali Yıldırım'ın talebi doğrultusunda 330 milyon lira yardım toplandı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SALİH CORA (Trabzon) - Darbeye "harekât" diyorsun, darbeye "harekât" diyorsun!

MUSTAFA AÇIKGÖZ (Nevşehir) - Aklındakini söylüyorsun, darbeye "harekât" diyorsun!

BAŞKAN - Buyurun Sayın Özkoç.

ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) - Arkadaşlar, bu iktidar şehit paralarının üzerine oturdu, şehitlere paralarını vermedi, en çok içimi acıtan budur. (CHP sıralarından alkışlar) Bu iktidar şehide karşı Allah'tan da korkmayan bir yapıyı sahiplenmiştir.

Şimdi, peki, biz ne yapacağız, biz? İşte, Millet İttifakı'nın üyeleriyle birlikte, vatanına ve milletine sahip çıkanlarla, Allah'tan korkanlarla, kul hakkı yemeyenlerle, Mustafa Kemal Atatürk'ün devrimlerine sadık kalanlarla, "Yurtta barış, cihanda barış." diyenlerle, gençlerimizle, emekçilerimizle... İsteseniz de istemeseniz de hesabını vereceğiniz iktidar dönemi geliyor. (CHP sıralarından alkışlar)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Özkoç.

ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) - Geliyor gelmekte olan! (CHP sıralarından "Bravo." sesleri, alkışlar; İYİ Parti sıralarından alkışlar)