GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:41
Tarih:22.12.2021

MUAZZEZ ORHAN IŞIK (Van) - Teşekkürler.

Kurulu selamlıyorum.

Son iki haftada adaletsizliğinizin cezaevlerinde öldürdüğü Garibe Gezer, Vedat Ekmen, Abdülrezzak Şuyur ve Halil Güneş şahsında yaşamını yitiren tutsakları saygıyla anıyorum. Yaşamları devletin güvencesinde olan bu insanların ölümlerinden sorumlusunuz ve bir gün mutlaka hesap vereceksiniz. Bu ülkede işkence ve ölüm evlerine dönüşen cezaevlerinde olduğu gibi üniversitelerden yargıya, ekonomiden medyaya, iç işlerinden dış politikaya, saraydan yandaşa, her yerde haksızlık ve hukuksuzluk düzeni vardır. Sayın Abdullah Öcalan şahsında İmralı'da başlayan ve tüm cezaevlerinde uygulanan tecrit rejimi bugün tüm kurumlara ve topluma sirayet etmiştir. Tecrit sistemi ülkeyi her yönüyle krize sokmuştur. Parti çete devletine dönüşen tecritçi ve kayyumcu saray rejimi 84 milyonun sofrasını küçültüyor, yaşamını karartıyor. Ancak savaşta, işgal veya darbe rejimi altında olan bir ülke bu kadar zarar görürdü. Ülke OHAL'den medet uman, kayyum zihniyetine bel bağlayan, AİHM ve Anayasa Mahkemelerini tanımayan anlayışla rant ve sermaye odaklarına peşkeş çekilmektedir. Dilinden millîlik ve yerliliği düşürmeyen saray ülke itibarının, güveninin ve parasının değerini sıfırlamıştır. Bu "sıfırlama" lafını bir yerden hatırlıyor olmalısınız; ayakkabı kutularını, para sayma makinelerini reddedemediğiniz 17-25 Aralık "tape"lerini tekrar hatırlatayım.

Değerli halkımız, dünya tarihinde yurttaşına bu kadar "terörist" diyen başka bir hükûmet yoktur. Ülkede neredeyse her 2 kişiden 1'i terörist ya da hain ilan ediliyor. Kendine ihale veren Ticaret Bakanına, pudra şekercilerine ve suç işleri bakanına dokunamayan yargı, Şenyaşar ailesinin adalet çığlığına, Cumartesi Annelerinin sesine, her gün öldürülen işçilerin, kadınların, adalet arayışına mı cevap olacak? Evet, yolsuzluk yapanları yargılamadınız; sadece yolsuzluk yapanları değil Roboski katillerini, Taybet anayı, Servet Turgut'u, Kemal Kurkut'u ve daha nicelerini katledenler yargılanmadı. İddia edilen suçla hiçbir alakası olmadığı mahkemelerinizin topladığı tüm belge ve delillerle ispatlandığı hâlde, talimatlı yargınız 14 yaşındaki Mazlum'a ağırlaştırılmış müebbet cezası verirken; silahlarıyla suçüstü yakalanan Umut Kitabevi bombacılarını beraat ettirdi. Bu suçluları, halk suçüstü yakalayarak savcı ve Emniyet görevlilerine teslim etmişti. Suçüstü yakalananları bile aklayan yargı gücünüz, düşüncesini ifade edene, "tweet" atana, hak arayana, saraya karşı söz söyleyene kullanılıyor. Şahsım rejiminin partimize yönelik çöktürme siyasetinin, kapatma ve Kobani kumpas davalarının arkasında, soygun ve suçlarını perdeleme ve aklama anlayışı vardır. Hukuksuzluğunuzu, adaletsizliğinizi, yolsuzluğunuzu ifade eden herkese karşı hemen beka söylemlerine sarılıyorsunuz. Herkes de biliyor ki bu beka ülkenin değil, iktidarınızın bekasıdır. Halkın hakkını, ekmeğini, emekçinin ücretini Libya'dan Azerbaycan'a, Efrin'den Etiyopya'ya fonladığınız çetelerle harcadınız. Varlık Fonu, İşsizlik Fonu, Bireysel Emeklilik Fonu gibi ülkedeki tüm birikimleri iktidarınızın bekası için "güvenlik ve terörle mücadele" adı altında harcadınız. Geldiğimiz aşamada, dolar ve faiz kararlarınızla yandaş bir kesimi zenginleştirip halkı daha da yoksullaştırdınız. 5'li çeteniz ve çok maaşlı avaneleriniz dışında bir bütün olarak ülke yoksulluk sınırının altında yaşamaktadır. Politikalarınız her gün yüzlerce haneye ateş düşürmektedir. İktidarınız açlık, yoksulluk, işsizlik ve ölüm saçmaktadır. Elektrik faturasını ödeyemediği için çocuklar ölüyor. Daha dün Silvan'da DEDAŞ'ınız elektriği kestiği için astım hastası olan ve oksijen tüpü kullanan 2 yaşındaki Yunus Emre soğuktan astım krizine girerek yaşamını yitirdi. Başta İmralı olmak üzere yaşamın her alanında tecridi derinleştirdiniz, Anayasa'yı askıya aldınız, halkların iradesini gasbettiniz; hukuku, emeği, demokrasiyi ayaklar altına aldınız, savaş politikalarıyla ekonomiyi çökerttiniz, yandaş bir zümreyi de besleyerek tekçi, Türk tipi şahsım sistemini kurdunuz. İşte, şahsım sisteminizin fotoğrafı. Çarkınız dönsün diye yaşamının ve emeğinin peşinde olan halka "Bir mermi kaç lira biliyor musunuz?" diyerek halkın emeğine kan doğradınız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

MUAZZEZ ORHAN IŞIK (Devamla) - Bu sisteminizle halkın emeğini, yaşamını sömürüp saltanatınızı yaşarken halkı kuru ekmeğe mahkûm ettiniz. Kadınlara, çocuklara, gençlere, köylüye, emekçiye açlığı, sefaleti, gözyaşı ve ölümü dayatıyorsunuz. Elbette ki bu devran böyle dönmez, bu çark da böyle dönmez artık. Bu ülkenin gerçek sahipleri olan kadınlar, gençler, emekçiler, yok saydıklarınız, ötekileştirdikleriniz en kısa zamanda bunun hesabını sizden mutlaka soracaktır. Daha önceki savaş hükûmetleri gibi siz de iflas ettiniz. Bu ekonomik, diplomatik, hukuki, siyasi, kaos ve kriz durumunu daha fazla yürütemezsiniz, yolun sonuna geldiniz; yolcudur Abbas, bağlasan durmaz.

Saygılarımla. (HDP sıralarından alkışlar)