GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Kamuda mülakat mağdurlarına ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:5
Birleşim:42
Tarih:04.01.2022

ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Sayın vekiller, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

2022 yılının bu ilk konuşmasını da ben yapmış oluyorum herhâlde. Bu vesileyle bütün halkımızın, tüm vekillerimizin yeni yılını kutluyorum, yeni yıl hepimiz açısından sağlıklı, mutlu, huzurlu, özgür yarınlar getirsin. (HDP sıralarından alkışlar)

Tabii, burada, gelecek umudu kuran, özgür yarınların umudunu kuran çocukların hayallerinin ortadan kaldırılmasıyla ilgili bir konuda söz aldım. Çocuklar binbir zorlukla büyütülüyor, ondan sonra okullara gönderiliyor, okullara gittikten sonra bir de kendi içlerinde yarışarak birçok sınav maratonuna başlıyorlar ve bu sınav maratonları sonrasında bir şekilde üniversiteyi kazanabilenler kendilerini şanslı hissediyorlar ve bu çocuklar yine ailelerinin imkânlarının kısıtlılığı çerçevesinde, binbir zorluklarla bu üniversite macerasını da tamamlıyorlar ve bir şekilde üniversiteyi de bitiriyorlar. Sonrasında tabii ki esas mücadele başlıyor. Esas hayat mücadelesi, iş bulma üzerine kurulu yani bir yerde çalışmak. Bunlardan bir tanesi de örneğin, devlet kurumlarında özellikle öğretmenler için öğretmen olmak, devletin kurumlarında, okullarında öğretmenlik yapmak. Tabii, KPSS sınavları var; bunlara hazırlanıyorlar, bir hazırlık da burada başlıyor, sınavlara giriyorlar ve sınavlarda çok iyi puanlar alanlar var. İşte, 1'inci olan, 2'nci olan; 90, 80 puanın üzerlerinde alanlar var ve bunlar doğal olarak diyorlar ki: "Tamam, yani ben artık kazandım." Aa, bir bakıyorlar ki mümkün değil. Niye mümkün değil? Çünkü "mülakat" denilen bir sistem oluşturuldu. Ne zaman oluşturuldu bu? 27 Temmuz 2016'da bir KHK'yle böyle bir şey yayınlandı ve artık "mülakat" diye bir şey getirildi. Tabii, mülakat neye yol açıyor? Mülakat bir kere liyakati ortadan kaldırıp sadakati esas alan bir sonuca yol açıyor. Şimdi eğer torpiliniz, referansınız, herhangi bir yerden gelmiyorsanız, partili değilseniz -iktidar açısından- yerleştirilmeniz, aldığınız bu yüksek puanla öğretmenliğe başlamanız da mümkün değil.

Şimdi, sorular -ilginç sorular var- şöyle oluşuyor. Bir tanesi diyor ki bu öğrencilerden, sınava girenlerden: "Sordular mülakatta -yani KPSS sınavında başarılı puan almış- 'Peygamber Efendimiz'in annemden sonra annem dediği kişi kimdir?' diye ve ben o zaman anladım ki torpilim yok, o yüzden bu soru geldi." Bir tanesi diyor ki: "Taksi şoförüyle konuşuyorduk, şöyle dedi: KPSS'de 89 puan almış ve hukuk fakültesini 2'ncilikle bitirmiş -2'ncilikle bitiriyor- ona şu soruluyor, deniliyor ki: 'Reis denilince aklınıza ne geliyor?'" O da tabii ki diyor ki: "Temel Reis." Doğal olarak kaybediyor. 2019'da yine spor uzmanlığı mülakatında "Yatsı namazı kaç rekat?" diye soruluyor. Yani spor uzmanlığı ile namazı nasıl birleştirmişler, nasıl bir araya getirmişler, anlaşılır gibi değil. Yine bir tanesi diyor ki: "Kardeşime hâkimlik mülakatında adını sormuşlar, herhâlde adını bilemedi ki elendi yani bu kadar yüksek puan almasına rağmen." Şimdi, bir tanesine şey sormuşlar ya. "Diyarbakır'ın meşhur tatlısı ne?" diye sormuşlar. "Sütlü nuriye." demiş. "Yok, o değil başka bir şey." demişler, tartışmaya girmişler, onu da elemişler oradan yani. Şimdi, inanılmaz komedi vakalarıyla karşı karşıyayız. Bir tanesine şey sormuşlar: "Pinpon topunun ağırlığı nedir?" diye sormuşlar; o da pinpon topunun ağırlığını bilmiş. Demişler ki: "Bir otobüs kaç pinpon topu alır?" "Ya, otobüs körüklü mü değil mi onu bana söyleyin." demiş. "Hadi, sen bize böyle soru soramazsın!" demişler; onu da elemişler.

Şimdi, yaşanılanlar hakikaten -biz gülüyoruz ya- o kadar acı şeyler ki insanlar binbir umutla KPSS'ye, yazılı sınava, aslında uzmanlık gerektiren sınava giriyorlar ve uzmanlık sonucunda 1'inci oluyorlar ama sonuçta TÜGVA'dan gelmiyorlarsa, partiden imzalı bir dilekçeleri yoksa ya da torpilleri yoksa hiçbir şekilde yerleştirilemiyorlar, kazanamıyorlar.

Şimdi, bu, tabii, insafsızlık, vicdansızlık, hak yemektir ve suçtur arkadaşlar. Bunun suç olduğunu aslında siz de biliyorsunuz, biz de biliyoruz ve bu, bir taraftan da halkın arasına nifak sokmaktır yani siz belli bir kesimi diğer kesimle karşı karşıya getirmiş oluyorsunuz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALİ KENANOĞLU (Devamla) - Başkanım, bitiriyorum.

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

ALİ KENANOĞLU (Devamla) - Çünkü sizin bu uygulamalarınızın bir muhatabı var yani koruduğunuz bir taraf var, ayırdığınız bir taraf var. Siz bunları, bu kumpasları, bu mülakat meselelerinin hepsini, nasıl ekarte edeceğinizi, yandaşı nasıl koruyacağınızı Fetullahçılardan öğrendiniz, en kötü uygulamalarını siz sergiliyorsunuz. Aslında ne yaptığınızı siz de biliyorsunuz, biz de biliyoruz. Siz görmezlikten gelip, üstünü kapatıp, örtbas edip bizim alışmamızı bekliyorsunuz. Başta bu uygulamanızdan mağdur olan Kürtler, Aleviler, sosyalistler ve bilcümle size biat etmeyenler olmak üzere sizin bu vicdansızlığınıza, hukuk tanımazlığınıza, sizin adaletsizliğinize ve sizin bu çarpık düzeninize alışmayacağız. Bütün bunlara karşı sizin bu çarpık düzeninizin karşısında hep birlikte mazlumun sesi olmaya ve haykırışı olmaya devam edeceğiz. Bu düzeni mutlaka biz değiştireceğiz. (HDP sıralarından alkışlar)