| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 43 |
| Tarih: | 05.01.2022 |
HDP GRUBU ADINA MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öğretmen atamalarında uygulanan sözlü sınavların araştırılması önergesi üzerine düşüncelerimi sizinle paylaşacağım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, 657 sayılı Devlet Memurları Yasası 4 tane istihdam biçimi düzenlemişti: Memurlar, sözleşmeli personeller, geçici personeller ve işçiler. Geçici personel uygulaması sona erdi ama sözleşmeli personel uygulaması devam ediyor. Kanun, sözleşmeli bir personel istihdamının gerekçesini şu şekilde açıklıyordu, diyordu ki: "Eğer büyük bir proje hayata geçirecekseniz, bunun hazırlığı aşamasında, yürütülmesi aşamasında, tamamlanması aşamasında özel ihtisas gerektiren, bir uzmanlık gerektiren personel ihtiyacınız varsa o mali yılla sınırlı olmak üzere ve geçici olarak sözleşmeli personel istihdam edebilirsiniz." Peki, öğretmenlik böyle bir iş mi? Hayır, değil, yedi gün yirmi dört saat devam eden bir hizmet öğretmenlik mesleği ama siz 2006 yılında bunu değiştirdiniz, öğretmenlerin de sözleşmeli personel olarak çalıştırılmasının önünü açtınız. Ama kanun bunu da istisnai olarak düzenlemişti, diyordu ki: "Kadrolu atamayla karşılayamayacağınız durumlarda sözleşmeli öğretmen atayabilirsiniz." Bir, sözleşmeli personel istisna; iki, öğretmenlerin sözleşmeli personel olarak çalıştırılması istisna. Ama siz öyle yapmadınız, 2016 yılından bugüne kadar atadığınız en az 190 bin öğretmenin tamamını sözleşmeli personel olarak atadınız. Şu anda Millî Eğitim Bakanlığında görev yapan öğretmenlerin 4'ünden 1'i sözleşmeli olarak görev yapıyor. Aynı eğitim kurumundan, aynı üniversiteden mezun bir öğretmen sözleşmeli, bir öğretmen kadrolu olarak görev yapıyor. Ama size bu da yetmedi, dediniz ki: "Bu istisna da bana yetmez, ben bu öğretmenleri bir de sözlü sınavla atayacağım." Dört yıl ilkokul okumuş olabilir, dört yıl ortaokul okuyabilir, dört yıl lise okuyabilir, yüzlerce sınavda başarılı olabilir, Türkiye'deki en zor sınavlardan birini kazanabilir, üniversite sınavında başarılı olabilir, üniversiteyi bitirebilir, yüzlerce sınavda başarılı olabilir, üstüne KPSS'yi kazanabilir, üstüne öğretmenlik alan bilgisi sınavını kazanabilir ama diyorsunuz ki: "Bana yetmez, ben bütün bu sınavlarda başarılı olsa da beş dakika içerisinde yapacağım bir sözlü sınavda kimin öğretmen olacağına karar vereceğim." Bundan daha büyük bir hırsızlık olamaz. Bir insanın cebindeki paranın çalınmasından çok daha büyük bir hırsızlıktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım.
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Devamla) - Çünkü bir anne ve babanın gece gündüz demeden çalışarak okuttuğu, emek verdiği, göz bebeği gibi baktığı çocuğunun emeğini, on iki yıllık emeğini beş dakikalık bir sözlü sınavla çalmak anlamına gelir.
Şimdi "Sözlü sınav uygulamasına son verin." diyeceğiz, kabul etmeyeceksiniz. "Bu araştırma önergesine 'evet' deyin, haksızlıklar var sözlü sınavlarda, araştıralım." diyeceğiz, yine "hayır" diyeceksiniz. Ama sözlü sınava "hayır" denilecek bir gün gelecek, ne zaman biliyor musunuz? Halk size "hayır" dediğinde sözlü sınavlara da "hayır" demiş olacak diyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)