| Konu: | İYİ Parti Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 46 |
| Tarih: | 13.01.2022 |
HDP GRUBU ADINA MURAT ÇEPNİ (İzmir) - Evet, teşekkürler Başkan.
Genel Kurul ve değerli halkımız; içinde bulunduğumuz ekonomik kriz, zam, enflasyon, hayat pahalılığı ortamında belki de halkın yaşadığı sıkıntılarla en çok karşı karşıya kalan kesim fırıncılar. Fırıncıların içinde bulunduğu durum gerçekten içler acısı çünkü iki arada bir derede kalmış durumdalar. Bir taraftan, artan maliyetler dolayısıyla fiyatlara yansıyan zamlar ve bir taraftan da halkın genel olarak ekmek mücadelesi şimdi somut olarak bir ekmek mücadelesine dönmüş durumda. Şimdi, tabii, fırıncıların durumunu tartışırken işin merkezine bakmak lazım yani nerede kaybettiysek oraya bakmamız lazım çünkü bu ekonomik kriz AKP'nin bugüne kadar yürüttüğü beton ekonomisinin, ithalata dayalı ekonominin, ranta ve talana dayalı ekonominin doğrudan sonuçlarıdır; bundan bağımsız tartışma şansımız yoktur. Bakın, sadece 2002'de 1,1 milyon ton buğday ithalatı yapılırken 2020'de 9,8 milyon tona çıkmış ithalat; şimdi deniyor ya "İhracatçıyız." diye, bakın, AKP 2021 yılında da ithalata 2 milyon ton daha eklemiş. Şimdi, 1991 yılında Türkiye nüfusu 56 milyon, yıllık buğday üretimi 20,4 milyon ton iken; 2021'de nüfus 84 milyon, üretim ise 17,7 milyon tona düşmüş durumda.
Şimdi, AKP dediğimizde bir demagoji siyasetiyle karşı karşıya kalıyoruz. Oysa, halkın ekmeğinin, çıplak ekmeğinin bile karşı karşıya kaldığı zulüm tam olarak bu. 50 kiloluk unun çuvalı son iki haftada 200 TL'den 360 TL'ye kadar çıkmış durumda. Şimdi bu koşullarda İstanbul Fırıncılar Odasının yaptığı açıklamalar var, genel olarak fırıncıların yaptığı açıklamalar var. Bu denklem içerisinde ekmeğin fiyatının neredeyse 5 TL olması gerekiyor ama 5 TL olması koşullarında da halkın gerçek anlamda ekmeğinin de elinden alınması söz konusu. Peki, ne yapmak lazım? Birincisi, nerede kaybettiysek orada aramak lazım. Bu iktidardan, bu ithalatçı iktidardan, bu halkın olanı şirketlere peşkeş çeken, hortumlayan iktidardan kurtulmak lazım, bu ithalatçı politikalardan kurtulmak lazım. Türkiye, Anadolu ve Mezopotamya coğrafyası tahıl ambarı bir coğrafyadır fakat bu coğrafyada en son kuraklıklarla birlikte de tahıl üretimi son derece düşmüş durumdadır.
Bakın arkadaşlar, TÜİK'e göre bile 2020 yılında 20,5 milyon ton olan buğday üretimi 2021 yılında yüzde 14 düşerek...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
MURAT ÇEPNİ (Devamla) - ...17,7 milyon tona düşmüş durumda. Dolayısıyla, halkçı bir doğa, bir tarım politikasına ihtiyaç var. Tarım alanlarının halkın kullanımı noktasında, halkın ihtiyaçlarına bağlı olarak, üretime bağlı olarak kullanılması noktasında bir politikaya ihtiyaç var. Tarımda yabancı girdilerin engellenmesine ve yerli tohum başta olmak üzere, bunların geliştirilmesine ihtiyaç var. Örneğin, Konya Ovası'nda suya fazlasıyla ihtiyaç duyan ürünlerin kullanılması yerine daha farklı ürünlerin kullanımının devreye konulması lazım. Yani bir bütün olarak tarım politikasının ekolojik krize bağlı olarak da küresel iklim krizine bağlı olarak da yeniden düzenlenmeye ihtiyacı vardır diyorum.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)