GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:47
Tarih:18.01.2022

MURAT ÇEPNİ (İzmir) - Teşekkürler Başkan.

Genel Kurul ve değerli halkımız; 13 milyon emekli yurttaşımız bugün açlığa mahkûm edilmiş durumda. 13 milyon emekli, AKP'den yardım talep etmiyor ama AKP, 13 milyon emekliye "havadan para isteyen, oturduğu yerden destek isteyen insan" muamelesi yapıyor oysa emeklilik, çalışmaya bağlı bir haktır. Yani insanlar sizden yardım istemiyor, insanlar sizden özel olarak yardım dilenmiyor, haklarını istiyorlar. Bir başka deyişle, sizin onlardan çaldığınız emekleri geri istiyorlar; emekliler, devlete verdikleri emeklerin karşılığını istiyorlar. Yani çalıştılar, ürettiler ve şimdi kazandıkları hakkın gereğini istiyorlar. Açlık sınırı 4 bin TL, emekli maaşı ise 2.500 TL ve bunu büyük bir lütuf olarak sunuyorlar, AKP bunu büyük bir lütuf olarak sunuyor.

Emekliler, 2000'li yıllardan itibaren çok ciddi hak gasplarıyla karşı karşıya kaldılar. AKP'li yıllar içerisinde maaşların rakamsal olarak artışını yine AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan "büyük bir başarı" olarak sunuyor oysa meseleye alım gücü açısından baktığınızda durum tam olarak tersi. Bakın, Cumhurbaşkanı, açıklamalarında 2002'den 2021'e kadar millî gelirin 18,36 kat büyüdüğünü açıklıyor ama aynı dönemde emekli maaşları 9,72 kat büyümüş. Yine SSK emeklisi, 2002 yılında 9,5 adet çeyrek altın alabilirken şimdi sadece 1,5 adet alabiliyor yani AKP'nin rakamlara takla attırarak gerçekleri örtmesi mümkün değil, her şey gün gibi ortada, insanlar yaşadıkları mağduriyeti zaten çok net olarak hissediyorlar.

Yine, 2002'de emekli maaşı asgari ücretin yüzde 39 üzerindeyken bugün asgari ücretin yüzde 42 altındadır yani toplam payı yüzde 81. Yine bir aldatmaca daha söz konusu bu düzenlemede. Sözüm ona bütün emekli maaşlarını 2.500 liraya çıkartarak yine büyük bir adım atmış oluyorlar. Oysa, enflasyon oranlarına göre 2.500 olacak olan maaşlar zaten kendi mecrasında yürüyor fakat artışla 2.500 lira olamayacak olan emekli maaşları peşin zam alıyorlar yani insanlar süreç içerisinde alacakları zammı peşinen almış oluyorlar, ortada bir zam olmadığını söylemek de mümkün. 13,5 milyon emeklinin 9,5 milyonu kendi ödediği prim karşılığı maaş alıyor, yaklaşık 4 milyonu ise dul ve yetim maaşı alıyorlar ve bu insanlar yakınlarından kalan maaşın yüzde 50'sini aldıkları için 2.500 TL zaten alamayacaklar yani burada da bir mağduriyet söz konusu.

Evet, emekli örgütleri, emekli sendikaları bu konuda açıklamalar yaptılar ve emeklilerin, bu 13,5 milyon emeklinin talepleri şunlar: Emekli maaş alt sınırı en az asgari ücrete eşitlenmelidir, maaşlar millî gelire endeksli olmalıdır, ücret farkları giderilmelidir, EYT mağduriyeti, gaspı giderilmelidir, sağlık hizmetlerinde katkı payı kaldırılmalıdır, emekli sendikalarına kapatma davaları geri çekilmeli, örgütlenmenin önündeki engeller kaldırılmalıdır. Emeklilerin sorunu çalışanların sorunudur. Çalışırken kölece çalıştırılan, açlıkla, işsizlikle, iş cinayetleriyle yaşamları çalınan emekliler, emekli olabilirlerse de insan yerine konulmuyorlar; zamanı geçmiş makine parçası gibi hayatın dışına atılıyorlar. Emeklilere para yok "Bütçede sıkıntı var." diyor AKP; oysa sadece yazlık, kışlık sarayların bakımı, onarımı, donanımı için harcanacak bu yılki para 470 milyon TL. Evet "saray" dediğiniz de bir avuç kan emicinin ekonomisidir, "saray" dediğiniz halka açlık, yoksulluk, din, iman; kendilerine ise şatafat, maaşlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

MURAT ÇEPNİ (Devamla) - Evet, emekli maaşları gündeme geldiğinde AKP'den bir ses geldi; dertleri neymiş? Emekli vekillerin yaşadıkları mağduriyetmiş. Bütün bu tablo içerisinde dikkat çektikleri tek şey, emekli vekillerin -maaşlarının- yaşadığı mağduriyetmiş. Evet, şimdi tablo bu; tablo açlık, yoksulluk ve işsizlik tablosu. Peki, bu tablo nasıl yönetilecek? Yine, hamasetle yönetilecek.

İşte -burada adını anmak istiyorum- Sezen Aksu örneğinde olduğu gibi, yine ne olduğu belli olmayan, kaçak polis kimlikleriyle dolaşanların, ülkenin her türlü varlığının peşkeş çekildiği koşullarda yine vatan, millet, din, iman edebiyatıyla bu açlık ve yoksulluk tablosu ortadan kaldırılmaya çalışılıyor. Evet, Sezen Aksu'ya biz de destek oluyoruz, Sezen Aksu'ya sahip çıkıyoruz. Saraya biat etmeyen sanatçıların yanındayız, saraya biat etmeyen sanatçıları buradan bir kez daha selamlıyoruz, yüreği kocaman minik serçeyi buradan selamlıyoruz. (HDP sıralarından alkışlar)