GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:47
Tarih:18.01.2022

ERHAN USTA (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlarım.

Görüştüğümüz 301 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin son maddesine gelmiş bulunuyoruz. Ben şöyle çok kısa bir şekilde bu konuşmamda görüşümüzü toparlayacağım, ifade edeceğim.

Şimdi, burada, tabii, bu kanun teklifinde bizim desteklediğimiz maddeler var. Bunlardan bir tanesi emekli maaşlarının, asgari emekli maaşının 1.500 liradan 2.500 liraya çıkarılması yani bunu yeterli bulmamakla birlikte en azından yapılan bu değişikliği elbette destekliyoruz emeklilerimiz açısından ama emeklilerimizin daha fazla gelire ihtiyacı olduğunu, bu paranın da emeklilerimizin geçinmesi açısından yetersiz olduğunu da ifade etmek gerekir.

Diğer desteklediğimiz bir madde, kamu görevlilerine, işte, ilave 2,5 puanlık bir artış yapılması meselesi. Bu da yine desteklediğimiz maddelerden bir tanesi.

Doğal gazda kademeli fiyat uygulaması meselesi de yine bir nebze de olsa... Tabii, yapılan doğal gaz fiyat artışları çok fahiş oldu, son derece yanlış oldu, insanlar çok sıkıntı çekiyor, sadece hane halkları değil, sanayi de çok sıkıntı çekiyor. Bu kadar doğal gaz artışını gerektirecek yurt dışı emtia fiyat artışı yok yani bunları yurt dışındaki petrol fiyat artışı veya doğal gaz fiyat artışına bağlamak yanlıştır. Bunların sadece -ben, burada Maliye Bakanlığı bütçesinde de Maliye Bakanına sormuştum- bizim hesaplamalarımıza göre yapılan artışların sadece dörtte 1'lik kısmı aslında uluslararası fiyat artışlarından geliyor, dörtte 3'lük kısmı BOTAŞ'ın kötü yönetilmesinden ve kurlardaki, TL-dolar kurundaki çok yüksek artıştan geliyor yani Türkiye'nin kendi meselelerinden geliyor. Dolayısıyla, çok yüksek fiyatla tüketiliyor veya bu faturalar gerçekten el yakıyor. O nedenle kademeli bir uygulama yapılması da yine bizim bu anlamda benimsediğimiz maddelerden bir tanesi fakat bunun yanı sıra sıkıntılı gördüğümüz ve benimsemediğimiz maddeler oldu. Bunlardan bir tanesi Merkez Bankası nezdinde yabancı merkez bankalarınca para, alacak, mal ve hakların haczedilememesi meselesi. Bu hem Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının hem de Türkiye'nin itibarı açısından son derece yanlış olmuştur. Bu maddeyi desteklemiyoruz.

Bireysel emeklilikte devlet katkısının tasarrufları artırıcı etkisi olduğu söyleniyor. Bu, tekniksel olarak da çalıştığımız bir konuydu ancak bunun şu anda üst gelir grubuna ciddi bir şekilde transfer olmaktan öteye gitmediğini, zaten insanların, alt gelir gruplarının bırakın tasarruf etmeyi ihtiyaçlarını zor karşıladığını görüyoruz. Dolayısıyla bu 25'ten 30'a çıkarılması meselesi çok doğru olmamıştır, ciddi bir maliyeti vardır; yaklaşık 1,7 milyar lira sadece bu artışın maliyeti var. Bu keşke yapılmamış olsaydı.

Tabii, en şiddetli karşı çıktığımız madde bu kur korumalı TL mevduat meselesidir. Burada, tabii, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası rezervleri maalesef tüketildi; "128 milyar dolar" olarak sembolleşen, ondan sonra da bu son operasyonlarla, 9 milyar dolar daha yine, arka kapı operasyonlarıyla Merkez Bankasının olmayan rezervleri harcandı. Şimdi Merkez Bankasında biraz rezerv biriktirmek için yapılmadık iş kalmadı. Önce bireylerle başladı bu, şimdi tüzel kişilere getiriliyor; yarın onun kurumlar vergisi istisnası büyük ihtimal Mecliste görüşülecek. Yani, bu şekilde sürekli genişletiliyor. Bunlar son derece yüksek maliyetli operasyonlardır. Ne olacağını da kimse bilmiyor. "Faiz artışına karşıyız, faiz indiriyoruz." derken Hükûmet burada zımni ve sınırsız bir faiz artışına gitmektedir ve aslında, çok üst gelir grubunu destekleyen bir madde olmuştur. Alt gelir gruplarından veya 84 milyondan topladığımız vergilerin, faiz geliri elde eden bir kısım kişilere aktarılmasından başka bir şey değildir. Dolayısıyla çok ciddi riskleri bünyesinde barındırmaktadır. Bu maddeye bu nedenle şiddetle karşı çıkıyoruz. Keşke bu düzenleme yapılmasaydı, keşke bu madde bu kanun teklifi içerisinden çıkartılsaydı. Yine, bununla paralel bir şekilde, yatırım fonlarından elde edilen kâr paylarına da kurumlar vergisi istisnası getirilmektedir. Yani bu Hükûmetin bir yandan "faiz lobisi" derken, bir yandan "Üst gelir gruplarını daha fazla vergilendireceğim." diye birtakım söylemleri var ancak uygulaması ve yaptığı düzenlemeler tamamen üst gelir gruplarını ödüllendiren niteliktedir, bunu net olarak da görmek lazım, milletimizin de bunu bilmesini ifade ediyorum.

Bütün bunlara rağmen, eğer kanun teklifi geçecekse bizim nihai oyumuz "hayır" olacaktır ama ülkemize de hayırlı olmasını temenni ediyor ve hepinize iyi akşamlar diliyorum.

Sağ olun. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)