| Konu: | Öğretmenlik Meslek Kanunu Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 52 |
| Tarih: | 03.02.2022 |
ALİ KEVEN (Yozgat) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Öğretmenlik Meslek Kanunu Teklifi doğrultusunda grubumuz adına söz almış bulunmaktayım. Sözlerime başlamadan önce, içinde yaşamakta olduğumuz Regaip Kandili'nin tüm İslam dünyası için barış ve adalet getirmesini diliyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; cumhuriyet değerlerinin, laik eğitim sisteminin tam kalbinden vurulmaya çalışıldığı bir dönemde 1,5 milyona yakın öğretmenimizi kapsayan Öğretmenlik Meslek Kanunu Teklifi'ni görüşüyoruz. Salı günü Millet Meclisinin önünde öğretmenlerin iteklendiği, tekmelendiği, susturulmak istenildiği bir günü unutmuyoruz. Meclisin kapısı önünde ve Millî Eğitim Bakanlığı önünde bu yasa teklifine karşı yiğitçe direnen, tavır koyan, duruş sergileyen EĞİTİM-İŞ ve EĞİTİM-SEN'in Başkan, yönetici ve üyelerini, sevgili meslektaşlarımı buradan, Türkiye Büyük Millet Meclisinden selamlıyorum, onlara saygılar iletiyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; getirilen kanun teklifi bu hâliyle, Başöğretmenimiz Atatürk'ün yeni nesilleri emanet edecek kadar güvendiği öğretmenlik mesleğinin hak ettiği yere gelmesini sağlamak bir yana, onları 12 maddelik bir yasaya hapsediyor. Bakınız sayın milletvekilleri, Hâkimler ve Savcılar Kanunu 122 madde olup hâkim ve savcı sayısı Türkiye'mizde 23 bin civarında. Türk Tabipleri Birliği Kanunu 64 madde olup doktor sayısı 170 bin civarında. Öğretmen meslektaşlarımızın sayısı 1,5 milyona yakın ama 12 maddelik bir kanun teklifiyle hiçbir soruna çare olmayan, tamamen dayatma ürünü bir teklifi getiriyorsunuz. Eğitimi, öğretimi ne kadar ciddiye aldığınız görülüyor, ortada.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu kanun teklifi eğitimin paydaşlarının, sendikaların, üniversitelerin, milletin temsilcilerinin görüşleri alınmadan hazırlanmıştır. Bu teklif öğretmenin çalışma koşullarını ve niteliğini artırmaktan uzak olmakla beraber yeni sıkıntılara yol açma potansiyeline sahiptir. Bakınız, kanun teklifi, okuldaki çalışma barışını bozacak ve öğretmenlerimizi kendi arasında bir rekabet sistemine sokacak olup kısır çekişmeler yaratacak ve eğitimde iç barışı bozacaktır. Üstelik, yaptığınız her sınav ve her mülakat bu kadar şaibeli ve şeffaflıktan uzakken meslektaşlarımızı hangi yüzle ve nasıl sınav yapacaksınız merak ediyorum.
Elinizi vicdanınıza koyun ve düşünün, öğretmenlerin tek sorunu uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik midir? Öğretmenlerin sizden talepleri kariyer basamakları mıdır yalnız? 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu madde 43 "Öğretmenlik, Devletin eğitim, öğretim ve bununla ilgili yönetim görevlerini üzerine alan özel bir ihtisas mesleğidir." demektedir yani öğretmenlik zaten bir ihtisas mesleği olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle, tüm öğretmenlerimiz "uzman" olarak kabul edilir. Üstelik, Başöğretmenimiz Atatürk'e verilen "başöğretmenlik" makamının bir kariyer unvanı olarak getirilmesi asla kabul edilemez. Bu ülkenin tek başöğretmeni vardır, o da cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'tür. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Öğretmenlik Meslek Kanunu Teklifi'ni hazırlayanlara tavsiyem, bunun adını "öğretmenleri ayrıştırma kanunu" diye değiştirin çünkü sizin amacınız üzüm yemek değil, resmen bağcıyı dövmek. İşte, salı günü yüce Meclisin kapısında gördük, öğretmenleri bu kapıda dövdürdünüz. Neden? Kendileriyle ilgili bir konuda gelip görüş bildirmesinler diye. Böyle bir şey olabilir mi? Öğretmen konuşmayacaksa bu ülkede sevgili arkadaşlarım, kim konuşacak? El insaf!
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öğretmenlik mesleğinin akademik niteliklerini yükseltmek, kapsamlı bir araştırmayla ve eğitim sendikalarıyla birlikte değerlendirilmelidir. Böyle yarım yamalak bir kanun teklifi olmaz çünkü bu teklifte, özel okullarda asgari ücretle çalıştırılan öğretmenler maalesef yok, halk eğitimde çalışan usta öğretici öğretmenler yok, PIKTES programında çalışan öğretmenlerimiz yok, özel rehabilitasyon merkezlerinde çalışan öğretmenlerimiz yok, sözleşmeli öğretmenlerin mazerete dayalı tayin hakları ve özlük haklarıyla ilgili hiçbir şey yok, ücretli öğretmenlik uygulamasına son verileceği gibi bir madde hiç yok; yani öğretmen yok sevgili arkadaşlarım, öğretmen yok. Bu yasa başından eksiktir, yetersizdir ve eğitimde iç barışı sağlamayacaktır. "Gelin bu meseleyi hep birlikte ortak masada çözelim, istişare edelim yani danışarak çözelim." diyoruz ama siz "Hayır, bizim zaten sayımız yeterli, istediğimiz gibi dayatırız." diyorsunuz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; dünya öğretmenleri açısından bir toplu sözleşme niteliğinde olan ve Türkiye'nin de imzaladığı Öğretmenlerin Statüsü Tavsiyesi kararı eksiksiz olarak hayata geçirilmelidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
ALİ KEVEN (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Öğretmenlik mesleğini güçlendirecek bu tavsiye kararlarına uymanız birçok sorunu da çözecektir.
Tüm bu tavsiyelerimiz ve eleştirilerimiz dikkate alınmadığı sürece ve öğretmenler Meclisin önünde tartaklandığı sürece bunun adı "Öğretmenlik Meslek Kanunu" değil "öğretmeni ayrıştırma kanunu" olacaktır; Öğretmenlik Meslek Kanunu öğretmenleri ayrıştırma kanunu olarak tarihte yer alacaktır.
Bilesiniz ki tarih yalnız direnenleri yazar, diktatörleri asla değil.
Genel Kurulu saygıyla sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından "Bravo!" sesleri, alkışlar)