| Konu: | Öğretmenlik Meslek Kanunu Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 52 |
| Tarih: | 03.02.2022 |
MUAZZEZ ORHAN IŞIK (Van) - Teşekkürler Sayın Başkan.
AKP iktidarının piyasaya teslim ettiği, içini boşalttığı temel kamu hizmetlerinden biri de eğitimdir. Hiçbir dönem eğitimin içi bu kadar boşaltılmamış, öğretmenlik de böyle itibarsızlaştırılmamıştır.
Öğretmenlik Meslek Kanunu Teklifi'ni görüşüyoruz ancak öğretmenlerin yapısal sorunlarını çözmeyen ve hatta görmeyen bir yasa teklifi önümüze getirilmiş durumdadır. Bu teklifle, kamuda sayısı 1 milyon olan, yüz binlercesi özelde çalışan öğretmenlerin sorunlarının çözümü yine ertelenmektedir.
Peki, öğretmenlerin sorunları nelerdir? Atanmamadır; düşük ücretle çalışmadır; mobbingdir; tayin, terfi ve atamalarda liyakatsizlik ve mülakat uygulamalarıdır; eğitime en büyük darbeyi vuran OHAL KHK hukuksuzluğudur. Masumiyet karinesini ihlal eden OHAL KHK'leri AKP'nin nişanesi, adaletsizlik göstergesi olmuştur. OHAL KHK'leriyle AKP 50 bin öğretmeni hukuksuzca işinden etmiştir. Zulmünüze dayanamayıp yaşamdan koparttığınız öğretmenler var, öldükten sonra işe iade edilen öğretmenler var. Kazım Ünlü, Emine Yürükçü, Mehmet Nasır Sönmez, Atilla Yalçıntaş, Gökhan Açıkkollu, Mustafa Çamaş, Yahya Barça ve Salman Taş Öğretmenlerimizin vebali boynunuzadır.
Değerli milletvekilleri, bu kanun teklifi, biçimi ve içeriğiyle bir meslek kanunu olmaktan oldukça uzaktır. Bu kanun teklifinde, özel okullar ve kurslarda çalışan ve devlet okullarında çalıştırılan yüz binlerce ücretli öğretmenin haklarına dair bir düzenleme yapılmamıştır. Öğretmenlik mesleği gibi önemli bir konunun, birkaç kanun maddesi üzerinden statü farklılaştırılması ve maaş artışına indirgenmesi kabul edilecek bir şey değildir. Bu kanun yürürlüğe girdiğinde aynı okulda 6 farklı statüde yani ücretli, aday, sözleşmeli, kadrolu, uzman öğretmenler ve başöğretmenler aynı derslere girecek ve farklı ücret alacaktır. Bu durum, öğretmenler arasında iş barışını ve motivasyonu bozacaktır. Zaten bir uzmanlık mesleği olan öğretmenliği hiyerarşik basamaklara ayırmak ilkesel olarak da doğru değildir. Bu düzenlemeyle, eğitimin temel ahlaki ilkelerine aykırı bir rekabet anlayışı geliştirilecek; veli, öğretmen ve okul idaresi arasında sorunlara neden olacak; böylece eğitimin niteliği daha da düşecektir. Öğrencileri sınav sistemiyle bir yarış atına dönüştüren AKP iktidarı, şimdi de öğretmenleri aynı uygulamaya zorlamaktadır. On yıl öğretmenlik yapmış birinin yeniden sınava tabi tutulması, kişinin emeğini yok saymak ve mesleğini itibarsızlaştırmaktır.
Eğitim, süreklilik arz eden bir alandır, iki üç yılda bir yapılan ideolojik düzenlemelerle verim ve nitelik kazandırılamaz. İktidar, eğitim alanını yapboz tahtasına dönüştürmüştür. Eğitimde reform yapmayı bina inşa etmekten ibaret sanan AKP iktidarı bugün eğitimde reformun önündeki en büyük engeldir.
Değerli milletvekilleri, kamuda binlerce öğretmen açığı varken ataması yapılmayan 700 bine yakın da öğretmen var. Öğretmenlerin yüz binlercesi işsiz, bir o kadarının da farklı işlerde çalışmak zorunda kaldığını hatta bu yüzden iş cinayetlerinde hayatlarını kaybettiklerini biliyoruz. Atamayı bekleyen öğretmenlerden KPSS'de yüksek puan alanların mülakatlarda elenerek nasıl mağdur edildiğini de görüyoruz. AKP'nin yapılan bu mülakatlarda yandaşlarını kayırdığını, bunu da yandaş sendika eliyle yaptığını da görüyoruz.
Açıkça bir torpil mekanizması hâline gelecek olan bir diğer uygulama da Adaylık Değerlendirme Komisyonudur. Adaylık döneminin sonunda yapılan yazılı sınav kaldırılarak Adaylık Değerlendirme Komisyonunun getirilmiş olması yine yandaş kayırma amacı gütmektedir. Oluşturulan bu Komisyonla eğitim alanı siyasal müdahalelere daha çok açık hâle getiriliyor. Bu Komisyonun AKP ve yandaş sendikasının etkisinde olacağı da açıktır. İktidarın yandaş sendikasına üye olanlar ile olmayanlar arasında zaten var olan ayrımcılık artarak devam edecektir çünkü yaşanan budur. Bu Komisyonun nasıl kurulacağı, kimlerden oluşacağı, neye göre karar vereceği belirtilmemiştir. Adaylık Değerlendirme Komisyonunun işleyişi ve diğer adaylık süreçlerinin yönetmelikle değil, yasayla düzenlenmesi ve keyfî uygulamalara müsaade edilmemesi gerekir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
MUAZZEZ ORHAN IŞIK (Devamla) - Sonuç olarak, öğretmenlerin bu yasayla sorunları çözülmeyecek, öğretmenler işsizlikten ve yoksulluktan kurtulmayacaktır. İktidar ve yandaş sendikasının öğretmenlik mesleğinin itibarını düşüren politikalarına son verilip toplum yararına bir eğitim ve eğitimci politikası oluşturulmalıdır. Eğitim, kurumsal, ana dilde laik, bilimsel ve herkese erişebilir olacak şekilde düzenlenmelidir.
Değerli halkımız, 21'inci yüzyılda bir halkın ana dilini seçmeli dersle öğrenmesinin bu ülke için büyük bir utanç olduğunu söylemek istiyorum ve herkesi Kürtçe dersini seçmeye davet ediyorum. "..."(x) (HDP sıralarından alkışlar)