| Konu: | Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Moldova Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kongaz Süleyman Demirel Moldova Türk Lisesi Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 55 |
| Tarih: | 17.02.2022 |
MHP GRUBU ADINA YAŞAR KARADAĞ (Iğdır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan uluslararası anlaşmalar hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Gazi Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Orta Asya cumhuriyetleriyle ilişkilerimiz dış politikamızın temel ve stratejik önceliklerinden biridir. Asya'nın kalbinde yer alan Orta Asya, Türk kimliğinin doğduğu ve yeşerdiği yerdir. Soğuk savaşın sona ermesinden sonra ülkemizin bölge ülkeleriyle ilişkilerinin yeniden tesisi, Türk dış politikasında yeni bir boyut olarak öne çıkmıştır. Türkiye için Kafkasya'yla ilgilenmek her bakımdan zorunludur. Üstelik Kafkaslar Türkiye'yi Orta Asya'ya bağlayan kuşak içinde stratejik açıdan anahtar konumda olduğu gibi, Kafkas ülkeleri için de Türkiye onların Batı dünyasına açılan kapısıdır. Bu kapsamda, Türkiye'nin bölgeye yaklaşımı, özgürlüklerine kavuşan bu ülkelerin bağımsızlıklarının pekişmesi, siyasi ve ekonomik istikrara kavuşmaları, kendi aralarında ve komşularıyla iş birliği içerisinde demokratik değerleri benimsemiş devletler olarak varlıklarını sürdürmelerinin desteklenmesi gibi parametreler üzerinde şekillenmiştir. Bağımsızlıklarını kazanmalarından itibaren bölge ülkeleriyle ilişkilerimiz her alanda pekiştirilmiş, karşılıklı üst düzey ziyaretler, yüksek düzeyli stratejik iş birliği konseyleri, ortak stratejik planlama grupları, karma ekonomik komisyonlar gibi mekanizmalarla iş birliğimiz kurumsallaştırılmıştır.
Değerli milletvekilleri, bağımsızlığını ilan eden Türk devletlerinden biri de coğrafi konumu, doğal kaynakları, nüfusu ve yetişmiş insan gücüyle Orta Asya'nın itici gücü olan Özbekistan'dır. 34 milyonu aşkın nüfusuyla Orta Asya Türk Cumhuriyetleri arasında en kalabalık ve en genç nüfusa sahip ülkedir. Ülkede tarım ürünleri ve zengin yer altı kaynaklarına bağlı çeşitli sanayi kolları gelişmiştir. Bunların başında tarım ve tekstil makinaları, gıda, gaz ve otomobil sektörü gelir. Orta Asya'nın en büyük tekstil fabrikası ve tek uçak fabrikası Taşkent'tedir.
Eskiden "Turan", Orta Çağ'da "Türkistan", günümüzde "Özbekistan" denilen bu topraklar zengin bir tarihî geçmişe sahiptir. Buhara, Semerkant, Taşkent gibi şehirleri görmek insana huzur vermektedir. Yüzyılların verdiği bütün tahribata rağmen, bırakılan eserler o dönemde oluşmuş medeniyetin mükemmelliğini yansıtmaya yetiyor. Köklerimizi ve kültürel değerlerimizi anlamak açısından mutlaka gidilmesi ve görülmesi gereken bir ülkedir.
Sovyetler Birliği sisteminin çökmesiyle birlikte 31 Ağustos 1991 tarihinde Özbekistan Cumhuriyeti bağımsızlığını ilan etti. Orta Asya'da yaşayan diğer Türk boyları gibi Özbekler de Orhun Yazıtları'nı ve eski Uygur metinlerini ilk edebî eserleri olarak kabul etmektedir. Bugün Özbekistan sınırları içerisinde yer alan Fergana ve Siriderya havzasında 20 civarında runik Türk yazıtı bulunmuştur. Buradan şunu da belirtmeliyim ki Kırgızistan'da kurulan Manas Üniversitesi, Kazakistan'daki Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesi gibi bir üniversitenin Özbekistan'da da kurulması şarttır.
Değerli milletvekilleri, Türkiye, 16 Aralık 1991 tarihinde Özbekistan'ın bağımsızlığını tanıyan ilk ülke olmuştur. 4 Mart 1992 tarihinde ise iki ülke arasında diplomatik ilişkiler tesis edilmiştir. İlişkilerin hukuki temelini oluşturmak amacıyla bu ülkeyle 100'ün üzerinde ikili anlaşma ve protokol imzalanmış, karşılıklı çok sayıda üst düzey ziyaretler yapılmıştır. Hatta, bu kapsamda en son 9 Şubat 2022 tarihinde Tarım ve Orman Bakanlıklarımız arasında tarımsal iş birliğinin geliştirilmesi alanında birtakım protokoller de imzalanmıştır. Sayın Cumhurbaşkanımızın Özbekistan'ı ziyareti sırasında ülkelerimiz arasındaki Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi mekanizmalarının ihdası ve yapılan çalışmalar büyük önem arz etmektedir. Özbekistan'la aramızda oluşturulan ticari ve ekonomik ilişkiler her iki ülkenin de ticaret hacmini büyük oranda artırmıştır. Öyle ki Özbekistan'la ikili ticaret hacmimiz 2021 yılında 3,4 milyar dolara ulaşmıştır. Ülkemiz tarafından da yakından takip edilen Özbekistan'da hayata geçirilen reformların olumlu etkisi ve Özbekistan'ın vize muafiyeti getirmesinin bu ticaret hacmini daha da artıracağı düşüncesindeyiz.
Değerli milletvekilleri, Orta Asya Türklüğün beşiğidir. Atılacak her adım Türk dünyasını şahlandıracaktır. Özbekistan'ın 15 Ekim 2019 tarihinde Bakü'de gerçekleştirilen Türk Konseyi 7'nci Zirvesi'ne tam üye olarak katılması da bu anlamda adımların hızla atıldığının göstergesidir.
Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli'nin dediği gibi, bugün Türk dünyası uyanmaktadır, Türkistan ruhu dirilmektedir, rüyaların gerçeğe dönüşmesi için güçlü adımlar atılmaktadır. 2009'da Nahçıvan'da imzalanan Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi, Türk dünyasının siyasi çatı konumunu oluşturmuştur. Bu anlamda, Türk birliği projesinin en etkili zeminidir. Bu konsey, 12 Kasım 2021'de İstanbul'da toplanmış, bu toplantıda Türk Dili Konuşan Ülkeler Konseyinin adı da "Türk Devletleri Teşkilatı" olarak değiştirilmiştir.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bravo!
YAŞAR KARADAĞ (Devamla) - Türk Devletleri Teşkilatı, Orta Asya'daki yeni yüzyıla dair hedeflerimizi, hayallerimizi, bağlarımızı hiç kuşku yok ki daha da genişletmiş ve heveslerimizi artırmıştır. Türk Devletleri Teşkilatının 2'nci zirvesinin de 2022'deki Özbekistan'da yapılacak olması ayrı bir önem arz etmektedir. Özbekistan'la ilişkilerimize her alanda karşılıklı saygı, eşitlik ve ortak fayda temelinde, kardeşlik hukukuna uygun biçimde devam etmek de son derece elzemdir.
Değerli milletvekilleri, vaktiyle Türkiye dışındaki Türklerin dertleriyle dertlenenler faşistlikle, ırkçılıkla suçlanıp sıkıyönetim mahkemelerinde yargılanırken, kardeşlerimiz esaret altında işkence görürken, Türkistan işgal altındayken, 1940'lı yıllarda bayrak şairimiz ve 9'uncu Dönem Seyhan Milletvekilimiz Sayın Arif Nihat Asya, acılarımızı "Bir Bayrak Rüzgar Bekliyor" eserindeki "ağıt" şiiriyle dile getiriyordu. Arif Nihat Asya diyordu ki:
"Ağlayın, parmakları nur
Sularından kınalı kızlarım
Ağlasın Meraga göklerinden
Meraga'ya bakıp yıldızlarım
Yollara Kürşadlar uzanmış ölü
Ağlasın Akülke, ağlasın Sütgölü
Yiğitlerim uyur gurbet ellerde
Kimi Semerkant'ta bekler beni
Kimi Caber'de
Caber yok, Tiyanşan yok, Aral yok
Ben nasıl varım?
Ağla ey Tanrı dağlarından
İndirilmiş Tanrım
Şu yakın suların
Kolu neden bükülmez
Fırat niçin, Dicle niçin, Aras niçin
Benden doğar, bana dökülmez?
Ben ki ateşle konuşurdum, Selle konuşurdum
İdil'le Tuna'yla Nil'le konuşurdum
'Sangaryos'u 'Sakarya' yapan
'İkonyom'u 'Konya' yapan
Dille konuşurdum" (MHP ve AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)
Şimdi ise Gazi Meclisimizin çatısı altında anımızın bir, tasamızın bir, kökümüzün bir olduğu bu kardeş ülkelerimizle alakalı, birbirimizin gücüne güç katacak uluslararası anlaşmaların oylanması için el kaldırıyor olmanın büyük gurur ve mutluluğunu yaşıyoruz.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak elli üç yıllık mazimizde siyasetimizin mihenk taşını oluşturan Türk milleti ve Türk dünyası için bu anlaşmaların hayırlı uğurlu olmasını diliyor, Gazi Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)