GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: A400M Uçağı'nın İş Birliği İçinde Geliştirilmesi, Üretimi Evresi ve Başlangıç Desteğine İlişkin A400M Program Üst Kurulu Kararına Dair 4 Sayılı Değişikliğin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna İlişkin Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:56
Tarih:22.02.2022

BAYRAM YILMAZKAYA (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, Cumhurbaşkanının dediği gibi, ülkemiz nereden nereye geldi? Ben size hangi konularda nereden nereye geldiğinizi anlatmak istiyorum, bu kısa zaman içinde bir kısmını saymaya çalışacağım. Hepsi birbirinden önemli ama en başta adalet ve hukuk sistemimiz nereden nereye geldi. Basit olarak, adalette terazi bırakmadınız, can çekişir hâle geldi. Özgürlükler ve yaşam şartları, insan hakları, düşünce ve basın özgürlüğü, güvenlik nereden nereye geldi. Mesleklere verdiğiniz değer ve devletteki liyakat, özellikle öğretmenlik ve sağlıkçıların durumu nereden nereye geldi arkadaşlar. Döviz kurları, özellikle 1,5 liradan aldığınız dolar nereden nereye geldi. Enflasyon nereden nereye geldi. Tarlasına ve hayvanına sahip çıkan çiftçimizin ve köylümüzün sayısı, ekilen tarım arazilerinin miktarı, alın teri döken işçimiz, esnafımız, emekçimiz, memurumuz, emeklimiz nereden nereye geldi. Elektrik ve doğal gazın fiyatı, yapılan zamlar, kömürün ve gübrenin ton başına fiyatı, akaryakıt ve su, ulaşım masrafları, kiralar, ev fiyatları, hastane, okul, eğitim masrafları, mevsimsel ihtiyaçlar, gıda ve mutfak masrafları ve daha sayamadığım birçok unsur sizin iktidarınızda, değerli arkadaşlar, nereden nereye geldi. İntihar eden vatandaş sayısında ve kadına şiddet sayısında nereden nereye geldik. Aslında sokağa çıkacak hâliniz kalmamış ama bir çıksanız da görseniz, gerçekten, memleketi nereden nereye getirdiniz. Daha size ülkenin dış politikadan nereden nereye geldiğini de söylemiyorum, Suriyelilerden de bahsetmiyorum.

Basit olarak söylenmek istenirse, siz ülkeyi devraldığınızdaki ülkenin durumunu gelin tartışalım ancak kesin olan bir şey var ki siz ülkeyi perperişan hâle getirdiniz değerli arkadaşlar. İnsanlarımızın tüm bu şartlara, pahalılığa rağmen bu kadar zorda kaldığı ülkemizde tek şansınız nedir biliyor musunuz değerli arkadaşlar? O kadar uğraşmanıza rağmen yok edemediğiniz dayanışma ve paylaşma kültürümüz, aile törelerimiz sayesinde ülkemiz hâlen ayakta kalabilmekte, biliyor musunuz? Ömrünün belki on on beş yılını rahatlıkla yaşayabilme planı yapan babalarımız, dedelerimiz veya büyüklerimiz çocuklarına, torunlarına veya konu komşu birbirlerine sahip çıkabildiği için insanlarımız aç da olsa hayatta kalabilmektedirler. İşsiz oğluna, işsiz kızına, aç kalacak torununa sahip çıkan büyüklerimiz sayesinde ülke hâlen ayakta durabilmektedir, biliyor musunuz? Ancak hayat pahalılığını öyle bir hâle getirdiniz ki artık 13,5 milyona varan emeklilerimiz de büyük sıkıntı içine girdiler, onlar da artık kendilerine dahi zor bakar hâle geldiler maalesef, nereden nereye.

Ülkeyi getirmiş olduğunuz perişan hâlden utanmayıp bir de neler söylediğinizi biliyor musunuz? Ben size söyleyeyim: Halktan kopuk bir şekilde sarayında yaşayan Fransa kraliçesi gibi -hani o kuru ekmeği bile bulamamaktan yakınan halka hitaben "Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler." demişti ya- şimdi halktan kopuk bir şekilde sarayında yaşayanlar geçinemeyen vatandaşlara "Porsiyonlarını küçültün." diyor, Enerji Bakanı soğuktan donan ve gaz alamayan vatandaşa "Kombileri kısın." diyor vicdanı sızlamadan; bakanlarda da nereden nereye geldik arkadaşlar.

Halk yoksullaştıkça siz zenginleşiyorsunuz, yandaşlarınız zenginleşiyor, çoluk çocuğunuz zenginleşiyor; daha arabada kokain içenleri de söylemiyorum. İşçiye, memura, emekliye, çiftçiye "Para yoktur." deniliyor, yandaşların milyarlarca liralık vergi borcu bir gecede siliniyor fakat nereden nereye geldik!

Neyse arkadaşlar, burada bir diğer önemli konuya, sağlıkta şiddet konusuna değinmek istiyorum. Kime olursa olsun, kime yapılırsa yapılsın fiziki ya da sözlü şiddetin her türlüsüne karşıyız ve şiddete "Hayır." diyoruz. Son dönemlerde Türkiye'nin hemen hemen her yerinde sağlık emekçilerimize yapılan saldırılar, sağlıkta şiddet olaylarında gelinen noktanın vahametini gözler önüne sermektedir. Sağlık emekçilerimize yönelik "Sen kim oluyorsun lan.", "Seni mermi manyağı yaparım.", "Seni döve döve öldürürüm.", "Senin ağzını burnunu kırarım.", "Senin gibi doktorun...", "Bana ne zaman bakacaksın lan?", "Bunun hesabını size soracağım.", "Benim sıram ne zaman gelecek?", "Sen benim kim olduğumu biliyor musun?" gibi sözlü ve fiziki saldırılar devamlı yapılmaktadır. Şimdi, değerli arkadaşlar, bu sözlü ve fiziki saldırıları bir hâkime, bir savcıya, bir Emniyet mensubuna, bir subaya yapamayan vatandaş, sağlık çalışanlarını istediği gibi tehdit edebilmekte, onlara sözlü veya fiziki şiddet uygulayabilmektedir ve bununla da övünebilmektedir. Bakın, nereden nereye!

Öncelikle, bu saldırı eylemlerinde bulunanları kınıyor, yargı mensuplarına karşı işlenen suçlarda olduğu gibi sağlıkçılara karşı yapılan saldırılarda da iki yıldan dört yıla kadar hapis cezasının uygulanması adına Hükûmetin bu yönde gerekli düzenlemeleri yapmasını bekliyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz efendim.

BAYRAM YILMAZKAYA (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bütün bu sağlıkta şiddet, beş dakikada bir hasta bakma zorunluğu, verilmeyen özlük hakları, söz verildiği hâlde yapılmayan maaş zamları, kötü çalışma koşulları nedeniyle insanlarımız ve hekimlerimiz bu meslekten soğudu. Bu nedenledir ki artık bu meslek hem tercih edilmiyor hem de var olan hekimlerimiz daha rahat mesleğini icra etmek ve insanca yaşamak için yurt dışına gitmenin yollarını arıyorlar.

Değerli arkadaşlar, hoca seviyesinde doktor kalmadı. Yakında kamuda asistan hekimleri eğitecek kimse de kalmayacak, hatta sıradan ameliyatları yapacak doktor bile bulamayacaksınız. Sağlığı da nereden nereye getirdiniz diyor ama her şeye rağmen dostlarımızla birlikte, perperişan ettiğiniz bu ülkeyi tekrar ayağa kaldırmanın sözünü veriyoruz. Sandık gelecek, gitti gidiyor iktidar ve geliyor gelmekte olan diyorum.

Teşekkür ediyorum arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar)