| Konu: | Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ruanda Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Güvenlik İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 57 |
| Tarih: | 23.02.2022 |
MHP GRUBU ADINA ARZU ERDEM (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ruanda Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Güvenlik İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubum adına söz almış bulunmaktayım. Gazi Meclisimizi ve ekranları başında bizleri izleyen aziz Türk milletimizi saygılarımla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, insanlık tarihi kadar eski olan güvenlik sorunu insanın güvenliğini sağlama arzusunu ortaya çıkarmıştır. Güvenliğin sağlanması öncelikle tehdit unsurlarının saptanması ihtiyacını doğurmuştur. Bu noktada yine insanlık tarihi kadar eski bir olgu olan terörizm ve terörizmle mücadelenin ele alınması gerekmektedir. Bugünkü anlamından farklı bir içeriğe sahip olsa da insan güvenliğine tehdit oluşturan terörizm, neredeyse ilk insandan günümüze kadar çeşitli dönüşümler yaşayarak varlığını korumuştur. En temel amaç olarak geniş kitleler üzerinde korku ve tedirginlik yayarak aynı zamanda belirli bir konuya da dikkat çekmeyi benimseyen bu tür faaliyetler, meydana geldiğinde toplumlarda güçlü reaksiyon oluşturmuş ve terörizme karşı tedbirlerin alınması ihtiyacını doğurmuştur. Milliyetçi Hareket Partisi olarak, yıllardan beri terörü ve terör örgütünü yalnızca kanlı eylemlerden ibaret, bir suç ve cinayet şebekesi gibi görmekten uzak bir anlayışla daha yukarıdan yorumlama ve değerlendirme çabası içerisinde olduk. Özellikle çağımızda terörizmin uluslararası karanlık oyunların çok etkili bir vasıtası olduğu açıktır. Millet varlığına kasteden PKK terör örgütüyle ve diğer örgütlerle mücadele ve teröristlerin imhası yıllardır en üst seviyede ve büyük bir fedakârlıkla sürdürülmüştür. Vatanımızın ve milletimizin bekası için, her bir terör unsuru ortadan kaldırılana kadar, son terörist öldürülene kadar, tüm silahlar kırılana kadar, "güçlü Türkiye" hedefine ulaşana kadar mücadelemiz sürecektir.
Değerli milletvekilleri, Ruanda Cumhuriyeti Afrika Kıtası'nın orta bölümünün doğu kısmında yer alan ve denize kıyısı bulunmayan bir ülkedir. Ülkenin sınır komşularını Uganda, Tanzanya, Burundi ve bir kısmı Kivu Gölü'yle olmak üzere Kongo Demokratik Cumhuriyeti oluşturmaktadır. Ülkenin başkenti Kigali'dir. Ruanda 30-31 Mayıs 2016 tarihinde Eğitim Alanında İşbirliği Anlaşması, Dışişleri Bakanlıkları Arasında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Muhtırası ve Diplomatik Pasaportlar İçin Karşılıklı Vize Muafiyeti Anlaşması imzalamıştır. Ruanda'yla 2018 yılı ticaret hacmimiz yaklaşık 21 milyon Amerika Birleşik Devletleri doları, 2019 yılında ise 32,4 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Son beş yıldır Türk şirketlerinin Ruanda'da üstlendiği 20'yi aşkın yatırımın toplam değerinin 400 milyon doları aştığı bilinmektedir.
Müslüman nüfus Ruanda'da yüzde 10 ila 15'lik bölümü oluşturmaktadır. 600'den fazla cami ve bir o kadar da Kur'an kursunun bulunduğu ülkede İslami eğitim veren onlarca okul faaliyet göstermektedir. Almanya ve Belçika'nın sömürge döneminde Ruanda Müslümanları büyük zorluklar yaşamıştır, yalnızca belirli alanlarda bulunmalarına izin verilmiştir; Müslümanların halkın geri kalan kısmıyla irtibat kurmaları, mülk edinmeleri, ticaret yapmaları, çiftçilik, hayvancılık gibi mesleklerle iştigal etmeleri yasaklanmıştır. Bugün ülkedeki Müslümanların büyük çoğunluğu hâlen o dönemde yaşadıkları bölgelerde ikamet etmeye devam etmektedir. Bu dışlamacı tavır ülkenin bağımsızlığını kazanmasından sonra da devam etmiş, Ruandalı Müslümanlar eğitim olanaklarından, siyasi temsilden, ticari ve kültürel faaliyetlerden uzak tutulmuştur. Devlet politikası olarak uzun yıllar devam eden bu uygulamalar nedeniyle Müslümanlar, ülkenin geri kalanı nezdinde olumsuz bir imaja sahip olmuştur ancak bu olumsuz imaj 1994 yılında yaşanan ve 1 milyon insanın katledildiği soykırım süreciyle birlikte değişime başlamıştır. Müslümanların aylar öncesinden başlayarak toplumu sağduyulu davranmaya davet eden açıklamaları ve soykırım sürecinde kendilerine sığınan insanları dinlerine ve etnik kökenlerine bakmaksızın korumaları onlara karşı tavrın değişmesini sağlamıştır. Öyle ki soykırımdan bu yana geçen çeyrek yüzyılda ülkedeki Müslümanların sayısının 2 katına çıktığı ifade edilmektedir. Müslümanlar son yıllarda siyasi temsilde de rol almaya başlamıştır; bakanlarımız, milletvekillerimiz de ülke yönetiminde görev alır hâle gelmişlerdir.
2017 yılında Kigali'ye Ruanda Dostluk Grubu olarak gittik. Ruanda'da yüz binlerce kişinin katledildiği 1994 yılındaki soykırımın ardından yaralar sarılmıştı ve bu yaraları sarmak kadınlara kalmıştı, Ruandalı kadınlar çok zorlu bir süreçten geçmişlerdi; ben bunu bizzat kendi gözlerimle gördüm. Kadına verilen önem Ruanda'da son yirmi yılda yaşanan olayların etkisiyle çok yüksek seviyelere taşınmıştır; o zamandan beri yetkililer kadınların güçlenmesi için ellerinden geleni yapmıştır. Sadece ev kadını olmak, tek başına ev kadını olmak Ruandalı kadınların ilk hayali olmamıştır; Ruanda Parlamentosunun yüzde 56'sı kadınlardan oluşmaktadır.
Değerli milletvekilleri, günümüzde terörizm, örgütlü suçlar ve uyuşturucu kaçakçılığı arasında yakın bağ bulunmakta olup ülkelerin bu sorunlarla mücadelede başarı sağlamaları için ikili ve çok taraflı iş birliğinde bulunması büyük önem taşımaktadır. Bu çerçevede, diğer ülkelerle akdedilen güvenlik iş birliği anlaşmalarıyla, özellikle terörizm ve örgütlü suçların önlenmesi maksadıyla güvenlik birimleri arasında doğrudan iletişim imkânı sağlanmakta ve ikili iş birliğinin geliştirilmesine katkı sağlayan bir zemin oluşturulmaktadır. Bu itibarla, 28 Ağustos 2015 tarihinde Ankara'da imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ruanda Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Güvenlik İşbirliği Anlaşması çerçevesinde kara para aklama, siber suçlar, kültür ve tabiat varlıkları kaçakçılığı dâhil olmak üzere sınıraşan örgütlü suçlar, uyuşturucuların ve bunların imalatında kullanılan ara kimyasallarının yasa dışı üretimi ve kaçakçılığı, insan ticareti, göçmen kaçakçılığı ve yasa dışı göç, silah, mühimmat, patlayıcı, nükleer, biyolojik, kimyasal, radyoaktif ve toksik maddelerin yasa dışı ticareti, para, pasaport, vize ve diğer resmî evraklarda sahtecilik, mafya tipi organize suç örgütü yapılanmaları, tütün mamulleri ile alkollü içki kaçakçılığı ve gümrük kaçakçılığı, tarafların güvenliğini etkileyen terör örgütleri gibi suç konularında suçun önlenmesi, bastırılması ve suç soruşturmalarının yürütülmesi için iş birliğinde bulunmaktayız. Ruanda'yla gelişen ve derinleşen iş birliğimizi hayata geçirmek için son derece ivme kazanan bir süreçte olduğumuz görülmekte. En son kasım ayındaki toplantıda, Ruanda'yla, çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması kabul edilerek Genel Kurula sevk edilmiş, ilişkilerimizde de karşılıklı olarak bu ivme muhafaza edilmiştir. Ülkede enerji, madencilik, inşaat alanlarında şirketlerimiz önemli projeler geliştirmektedir. Ruanda Hükümetinin savunma sanayisi ürünlerimizle yakından ilgilendiğinin, özellikle araç ve ekipman temini konusunda bu temasların sonuç vermeye başladığının da altını çizmek istiyorum. Görüşmekte olduğumuz anlaşmayla Ruanda'yla ilişkilerimizin güvenlik boyutunun çeşitlendirilmesi ve pekiştirilmesi, ayrıca suçun önlenmesi, bastırılması ve suç soruşturmalarının yürütülmesi için iş birliğinde bulunulması amaçlanmaktadır.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak vatanımızın ve milletimizin menfaatlerini önceleyen, devletimize çok yönlü katkı sağlayan uluslararası anlaşmaların tamamına destek verdiğimizi belirtmek ister, saygılarımı sunarım. (MHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)