| Konu: | Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ruanda Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunmasına İlişkin Anlaşmanın Notalarla Birlikte Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 57 |
| Tarih: | 23.02.2022 |
AYHAN BARUT (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, ekranları başında bizleri izleyen kıymetli yurttaşlarımız; sizleri saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
Ukrayna ve Rusya odaklı gerilim sürecine bakınca ülkemizi görkemli bir kurtuluş mücadelesiyle bağımsızlığa kavuşturan Ulu Önder'imiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "Yurtta barış, dünyada barış." sözünün önemini bir kez daha vurgulamak gerekiyor. "Savaşın kazananı olmaz." gerçeğinden hareketle, güney sınırlarımızın ardından Karadeniz kıyılarında yaşanan savaş ortamının bir an önce son bulmasını dileyerek sözlerime başlamak istiyorum.
Sayın Başkan, AKP eliyle açlık, yoksulluk, sefalet, çaresizlik, zam ve yaşam darlığı gün geçtikçe büyüyor. Üreticisinden esnafına, emeklisinden işçisine, işsizinden memuruna herkes ekonomik yangın içinde boğuluyor. Bu yangına sebep olanlar, çözüm adına adım atmadığı gibi sürekli de krizi derinleştiriyor. Tarım Ürünleri Üretici Fiyat Endeksi'nde yüzde 52'ye ulaşan yıllık seviye ise korkutucudur. ÜFE yükselişi, tüketiciye gıda enflasyonu olarak geri dönüyor. Âdeta kısır döngüye dönüşen bu sürece çözüm üretemiyorlar.
Bu artışa karşın çiftçi de kazanamıyor çünkü üreticinin kullandığı girdiler, çeşidine göre yüzde 100 ile yüzde 300 arası arttı. Bu nedenle üretici, borç yükü altında ezilmektedir. Öyle ki, özellikle bu dönemde maliyetler her gün artıyor, tüketici de pahalıya almak zorunda bırakılarak cezalandırılıyor. Artan gübre, yem, mazot, elektrik gibi; zirai ilaç, tohum, işçilik, kredi faizleri çiftçinin belini bükerken tüketiciler de feryat ediyor. Gıda ürünlerinde yüzde 7'lik KDV indirimi gibi göstermelik adımlar ise sorunu çözmüyor. Tarımda üreten rahatlatılıp kazancı artırılmazsa ucuza gıda tüketmek de hayal görünüyor. Gelin, yol yakınken üretim ve çiftçi odaklı adımlar atın.
Ülkemizde bireysel kredi ve bireysel kredi kartından dolayı yasal takibe intikal etmiş kişi sayısı 4,1 milyona ulaştı. Yaklaşık 35 milyon kişinin bireysel kredi ve kredi kartı borcu 1 trilyon 17 milyar liraya yükselmiş. Geniş tanımlı işsizlik seviyesi ise yüzde 20'lere dayandı. İcra dairelerinde yaklaşık 23 milyon civarında icra dosyası da mevcuttur, bulunmaktadır.
İktidarın pembe boyacısı TÜİK ise enflasyon oranını 2022 yılının Ocak ayında yüzde 48,69 çıktığını söylüyor. Fahiş zamlar, gerçeği ortaya koyuyor ama bağımsız kuruluşların açıkladığı yıllık enflasyon yüzde 114,87 olarak hesaplanıyor. Mızrak, çuvala sığmıyor; halkın içine düşürüldüğü sefalet ortamı, elektrik ve doğal gaz faturalarından kiralara; borçlardan artan ekmek fiyatlarına kadar her şeyden net olarak ortaya çıktı ve görülüyor. Türk lirası ise sürekli değer kaybediyor.
Herkesin bildiği üzere yüksek enflasyon; açlık, yoksulluk işsizlik demektir. "Tek adam rejimi" deyince kızıyorsunuz ama hadi, bu kez de "şahsım hükûmeti" diyelim hiç oralı olmuyor. Uzmanların da dile getirdiği paranın gücünü üretim belirler ancak kimse bu gerçeğin gereğini yerine getirmiyor. Uzmanların enflasyon sorununu çözmek için ifade ettiği gibi para politikası, maliye politikası ve belli sektörlerde ihtiyaç olan üretimi destekleyecek yapısal değişimle ilgili kıllarını bile kıpırdatmıyorlar. Fiyatlara vergi üzerinden müdahale ederek çözüm üreteceklerini sananlar aldanıyor, gerçeğin sesine kulak verin. Çözüm istiyorsanız yapısal adımlar atın; demokrasi, adalet ve hukukun önündeki engelleri, baskı politikalarını bırakın, tarımdan sanayiye her alanda üretimi ve üreticiyi esas alan uygulamalara imza atın, insan haklarına saygılı olun, demokrasi ve adalete olan güveni tesis edin.
Hepinize teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)