GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Tunus Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kültür Merkezlerinin Kuruluşu, İşleyişi ve Faaliyetleri Hakkında Anlaşmada Değişiklik Yapılmasına Dair Notaların Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:57
Tarih:23.02.2022

ORHAN SÜMER (Adana) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Uluslararası anlaşmalarda ülkemizin çıkarları doğrultusunda her türlü anlaşmaya destek verdiğimizi belirtir Genel Kurulu saygıyla selamlarım.

Değerli milletvekilleri, iktidar ne kadar aksini iddia etse de Türkiye büyük bir ekonomik kriz yaşıyor. Bu ekonomik krizin sorumlusu da bizzat saray iktidarı ve tek adam rejimidir. Krizi yaratanlar ne yazık ki çözüm üretemezler. Bugün, Türkiye'nin her ilinden mutfaktaki ateşle feryatlar yükseliyor; esnaflarımız faturalardan, işletmeler girdi maliyetlerinden, emeklilerimiz hayat pahalılığından, nakliyeciler akaryakıt fiyatlarından, öğrenciler sınav ücretlerinden ve burslardan şikâyet ediyor. Yani Türkiye'de yediden yetmişe herkes fakirleşiyor, bir tek saray ve çevresi zenginleşiyor. "İtibardan tasarruf olmaz." diyenler vatandaşların ne durumda olduğunu düşünmeden lüks içinde yaşamaya devam ediyor. (CHP sıralarından alkışlar) Sarayın şatafatlı hayatının faturasını 84 milyon vatandaşımız da ödemek zorunda kalıyor.

Değerli milletvekilleri, bu yüce Meclis çatısı altında pazardan atık sebze ve meyve toplayan vatandaşlarımızın olduğunu, zamlardan sonra on binlerce lira gelen elektrik faturalarını, şehirlerin en işlek caddelerinde kırk yıllık esnafların dükkânlarının ya kiralık ya satılık durumda olduğunu anlattık ama maalesef, kimse anlamıyor. Bu tablolar Türkiye'nin yirmi yıllık AKP iktidarının eseridir. Bir tarafta oğlunun beslenme çantasına ekmek koyamayan baba varken diğer tarafta oğlunun gemiciklerinin sayısını bilmeyen babaların olduğu Türkiye'yi Türkiye halkı unutmaz. (CHP sıralarından alkışlar) Türkiye'nin mutlaka tarımsal kalkınma modeline geçmesi gerekir. Limonun, narenciyenin dalında kaldığı, buğdayın Avrupa'dan ithal edildiği bir düzen kimin işine yarıyor? Tabii ki saray ve şürekâsının.

Değerli milletvekilleri, bizler "Bu milletin parasını heba etmeyin. Lüksten, şatafattan vazgeçin." dedikçe iktidar bildiğini okuyama devam ediyor. Adana'nın en değerli arazisine, şehrin tam ortasındaki stadyum arazimize millet bahçesi yapılacağı açıklandı, bu ekonomik krizde ihalesi yapıldı, Adana Millet Bahçesi tam 43 milyon liraya ihale edildi. İhaleyi alan şirketin büyük bir çoğunluğunun kamu kaynaklı olduğu, daha önce Erzurum'da yaptığı iş nedeniyle devleti 11 milyon lira zarara uğrattığı ve zararı karşılamadığı...

Değerli arkadaşlar, Adana'da millet bahçesi yapılacak alana en uçuk, en gösterişli projeyi bile uygulasanız 10 milyon liradan daha fazla masraf çıkması mümkün değil. Aynı iş tam 4,5 kat fazla bedelle ihale ediliyor, ihaleyi alan şirketle ilgili soru işaretleri ortaya çıkarılıyor ama Hükûmet ve yetkililerinden tek ses çıkmıyor. Yazık değil mi? Günah değil mi? Adana'da yatırım yapılacaksa, 40 küsur milyon lira harcanacaksa tarıma aktarılması lazım, Adanalı esnaflara, yatırımcıya, üreticiye girdi maliyeti olarak fayda sağlanması lazım. Varsa yoksa rant, beton anlayışının sonuçlarını hep birlikte görüyoruz. Adana'yı, tarım başkenti olarak tanımlarız; çiftçilerin diyarı, toprağından bereket fışkıran memleket olarak anlatırız. Artık bu topraklarda ürün yetişmiyor değerli arkadaşlar. Niye mi? Çiftçimiz gübre atamıyor, traktörüne mazot alamıyor. Saraydan açıklama geldi, "Gübre fiyatlarında yüzde 12 indirim yapılacak." denildi, "Gübrenin torbası 230 liradan 200 liraya düşecek." denildi ama Cumhurbaşkanının açıklamasına rağmen Toprak Mahsulleri Ofisi gübrede sadece 10 lira indirim yaptı. Bu şartlar altında çiftçi toprağını nasıl ekecek?

Değerli milletvekilleri, Anadolu'da bir tabir vardır "Yokluk oyunu bozar." derler. Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik şartların bozulması ve yoksulluğun artması her geçen gün alıştığımız toplumsal yapıyı da bozmaya başladı. Adana'da maalesef uyuşturucuya erişim yaşı 12'ye düşmüştür. Ortaokul çağındaki çocuklarımız uyuşturucu illetinin pençesine düşüyor. Bu durumda, Adana için ekonomik nedenler haricinde, yanlış Suriye mülteci politikasının etkilerinin de olduğu kesindir.

Ayrıca, yine, Adana Kozan'da bölünmüş yol projesi on beş yıldır yapılmayı bekliyor. Cumhurbaşkanlığı yatırım programına göre 59 kilometrelik yol için 301 milyon lira ayrılmış, bugüne kadar 105 milyon lira harcanmış; 2022 yılı içerisinde ayrılan tutar sadece 7 milyon lira yani Kozan yolu bu sene de hizmete geçmeyecek. Yol yapımında övünen iktidar, iş Adana'ya gelince ne hikmetse "Var." demesine rağmen bir türlü bitirmeyi beceremiyor.

Değerli milletvekilleri, AKP iktidarının yirmi senedir ülkeyi adım adım sürüklediği uçurumdan nasıl çıkaracağını Cumhuriyet Halk Partisi kadroları çok iyi biliyor.

Sandığın milletimizin önüne geldiği ilk seçimde 84 milyonu yeniden aydınlık Türkiye'ye kavuşturacağımızın sözünü veriyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Sağ olun Başkanım. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)