| Konu: | Gaziantep'te yaşanan uyuşturucu sorununa ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 60 |
| Tarih: | 02.03.2022 |
BAYRAM YILMAZKAYA (Gaziantep) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, Gaziantep ilimin ve ülkemizin içinde bulunduğu ve giderek artan uyuşturucu sorunuyla ilgili gündem dışı söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi ve ekranları başında bizi izleyen vatandaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.
Son dönemlerde dünya genelinde kökleşen uyuşturucu trafiğinin başlangıç noktasının gelişmemiş ülkelerden kaynaklandığı net bir şekilde görülmektedir. Türkiye ise diğer ülkelerle kıyaslandığında gelişmemiş ülkelere yakın bir coğrafyada olmasından ötürü dezavantajlı bir koridor üzerinde bulunmaktadır. Bu koridor üzerinde bulunan Pakistan, Afganistan, İran ve Türkiye uyuşturucunun en çok ele geçirildiği ülkelerdir. Türkiye'de 2019'dan beri, her sene, tüm Avrupa Birliği ülkelerinden fazla uyuşturucu yakalanmaktadır. Ancak ülkemizde, ilginçtir ki, öyle bir hâle gelmişiz ki son zamanlarda limanlarımızda yakalanan uyuşturucunun sahibi bile ortaya çıkmamaktadır, ne kadar trajikomik. Dünya genelinde en çok uyuşturucu ele geçirilen 3 ülkeden 1'i maalesef Türkiye. Geçmiş verilere baktığımızda Türkiye'de madde kullanımı kaynaklı ölen kişi sayısı 2006 ile 2017 yılları arasında yüzde 1.580 artmış. Sadece bu veriler bile ülkemizin içinde bulunduğu uyuşturucu bataklığını bizlere net bir şekilde göstermektedir.
Değerli arkadaşlar, uyuşturucu kaynaklı suçların son on bir yılda 14 kat arttığı görülmektedir. Özellikle uyuşturucu kullanımı yaygınlaştıkça suç işleyen çocuk sayısında da büyük bir artış görüyoruz. Tabii ki uyuşturucu baronlarının ve sektörünün büyük çabası olmakla birlikte, temelde suçlu çok unsur vardır. İktidarınız süresince devamlı değiştirilen kalitesiz eğitim sistemi, işsizliğin ortaya çıkardığı gelecek kaygısı ve ailelerin çocuklarını ilgisiz bir şekilde yetiştirme tarzlarından dolayı uyuşturucu madde bağımlılığının gittikçe arttığını görmekteyiz. Aslında toplumun bütün katmanlarını derinden etkileyen ciddi bir sosyal yarayla, büyük bir toplumsal meseleyle karşı karşıyayız. Bakın, ne yazık ki okul koridorlarından alışveriş merkezlerine, parklardan mahalle aralarına kadar ölümcül virüs gibi hızla yayılan uyuşturucu, çocuklarımızı tehdit ediyor. Ülkemizde ölüm kalım savaşı veren uyuşturucu bağımlısı 1 milyon 850 bin yurttaşımız var. Maalesef ülkeyi öyle bir kötü yönettiniz ki çoluğu çocuğu, genci yaşlısı sayenizde uyuşturucu ve psikolojik ilaç bağımlısı hâline geldi neredeyse.
Değerli milletvekilleri, uyuşturucu bağımlılığı sadece kullananı değil, ailesini, çevresini de son derece olumsuz etkileyen bir hastalıktır. Uyuşturucu madde bağımlılığına karşı herkesin elini taşın altına koyması gerekmektedir ama en önemlisi bilinçli, eğitimli ve çocuğuna sahip çıkan ailedir.
Türkiye'de uyuşturucu kullanımının 10 yaşına kadar düştüğü ve son on yılda uyuşturucu kullanımından cezaevlerinde yatanların sayısının yüzde 400 arttığı bir dönemdeyiz; çocuklarımız zehirleniyor, gençlerimiz yok oluyor. Türkiye'de uyuşturucu kullanım yaşının ortalama 15 ila 24 yaş arasında olduğu ama son dönemde 12-13 yaş aralığında ciddi bir artışın yaşandığı, 10-11 yaş aralığında da kliniklere başvuran vaka sayılarında artışın olduğunu görüyoruz. Aşırı merak, sınırlarını aşma çabası, özenti ve duygusal boşluk içerisinde olan gençlerimiz uyuşturucu bataklığına daha fazla düşmektedir.
Özellikle son zamanlarda kullanımı giderek artan sentetik uyuşturucuların ilk kullanımı dahi ölüme yol açabilmektedir ve bu sentetik uyuşturucular kısa sürede alışkanlık yapmaktadır. Uyuşturucu, kullanan kişide fizyolojik, psikolojik ve sosyal anlamda ciddi yıkımlara, ekonomik ve birçok toplumsal zararlara yol açmaktadır. Devlet, kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları, Emniyet ve ailelerin topyekûn mücadele etmesi gereken bu tehlikeye karşı pek de ilerleme sağlandığını söyleyemiyoruz; karşı karşıya kaldığımız tablo çok vahim değerli arkadaşlar. Çocuklarımızı zehirleyen, gençlerimizi yok eden, toplum ve insan sağlığı açısından yıkıcı zararları olan bu konunun araştırılarak tespitlerin yapılması, gerekli önlemlerin alınması, yaşanan sorunların çözümü ve geleceğimiz olan gençlerin korunması adına gerekli adımların bir an önce atılması gerekir.
Değerli arkadaşlar, ayrıca, özellikle Gaziantep ilimizin merkez ve ilçelerinde, son yıllarda mültecilerin artmasıyla birlikte, bölgemde yoğun bir şekilde kullanımı artan, beyin ve vücut üzerinde kalıcı hasarlar oluşturan, eroin ve bonzaiye göre daha çok bağımlılık yapan, "ateş buz" adı verilen "metamfetamin" adlı sentetik uyuşturucuyla ilgili acilen gerekli tedbirlerin alınması gerekir; bununla ilgili, kamuoyunun bilinçlendirilmesi lazım. Bakın değerli arkadaşlar, ham maddesi kolay ele geçirildiği, kimyadan anlayan bir kişi tarafından yeterli alet edevatla rahatlıkla yapılabildiği ve bu sayede çok ucuz olduğu için en tehlikelisi metamfetamin yani ateş buzdur. Uyuşturucu baronları bu zehre, varlıklı veya fakir aile ayrımı yapmaksızın, ucuz olduğu için çocuklarımızı alıştırmak istiyor ve duyuyoruz ki alıştırdıkları çocuklarımızı kendi kötü emelleri için çok rahat kullanabilmekteler.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAYRAM YILMAZKAYA (Devamla) - Bitiriyorum Başkanım.
BAŞKAN - Buyurun.
BAYRAM YILMAZKAYA (Devamla) - Örneğin, varlıklı bir aile olmasa bile alıştırdıkları çocuğu suça teşvik ediyorlar; en basit hâliyle bile kendi ailesi ve yakınlarından bir şeyler çalmaya, hırsızlık yapmaya ya da başka suçları işlemeye teşvik ediyorlar.
Bu ürün öyle tehlikeli ki tedaviyi kabul eden veya diyelim ki iki üç ay tedavi olmuş ve bırakmış çocuk, geniş bir ortamda kullanan diğer şahsın kokusunu hissedebiliyor ve tekrar beyni alarm edip alışmaya tekrar başlıyor, o kadar tehlikeli. Değerli arkadaşlar, en önemlisi, bu zehre çocuklarımızın başlamamasını sağlamaktır. Kolluk kuvvetleri ne kadar uğraşırsa uğrasın, şahıs başına 1 polis dahi verseler mücadelenin hız kazanması için ilk unsur, ailenin veya çocuğun koruyucusunun dikkatli olması, ilgisini eksik etmemesi, hâl ve hareketlerini takip etmesi ve daha da önemlisi, sevgi ve şefkatle sarılıp öpüp koklamasıdır. Niye "koklaması" diyorum? İnanın, içmeyen adam içenin kokusundan anlar arkadaşlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAYRAM YILMAZKAYA (Devamla) - O yüzden çocuklarımızı sahipsiz bırakmayalım, onlara gereken ilgi ve şefkati eksik etmeyelim diyorum.
Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)