GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Nükleer Düzenleme Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:61
Tarih:03.03.2022

KEMAL PEKÖZ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Nükleer Düzenleme Kanunu Teklifi'ni görüşüyoruz.

Şöyle bir geriye doğru gidelim. Otuz beş sene önce Çernobil kazası olduğunda o zamanın Sanayi Bakanı Cahit Aral, Rize'ye yaptığı bir gezi sırasında demli bir çay aldı, içti ve geriye yaslanarak, kaykılarak dedi ki: "Bakın, gördünüz, ben içtim de bana bir şey olmadı." Peki, ne oldu? Binlerce insan kanser oldu, binlerce çocuk sakat doğdu ve bundan ders alınmadı. Cahit Aral'ın söylediğinin sadece ve sadece bir aldatmacadan ibaret olduğu ortaya çıktı.

Ülkemizde yaşanan facialara rağmen, AK PARTİ iktidarı inat ederek hâlâ bilimsel olarak olumsuzluğu kanıtlanmış projeleri yapmaya devam ediyor. "Her yatırım risk barındırır; bu riski göğüslemek lazım, göze almak lazım." diye hareket ediyor ve şu anda yaptığı projede de Çernobil kazasının en büyük sorumlusu olarak görülen Rosatom şirketiyle bu işi yürütüyor.

Santralde meydana gelen zemin kaymaları, ardı ardına yaşanan ciddi sorunlar göz önüne alınmıyor. Bir yetmez üç olsun diye önce 1 üniteyle başladıklarını 3 üniteye çıkardılar şimdi. Bununla da yetinmediler, 1 santral olmaz, 3 santral olsun diye Akkuyu'nun yanına Sinop'u, onun yanına da İğneada'yı koydular. İğneada dünya güzeli bir yer deniziyle, ormanıyla, sahiliyle ve güzel doğasıyla; aynı zamanda, Türkiye'de bulunan 2 tane longoz ormanından 1 tanesini de barındıran bir yer; aynı zamanda, zamanında Trakların yaşadığı ve onun kalıntılarının da hâlâ bulunduğu, dolayısıyla her sene yüzlerce yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret edilen bir yer. Siz orayı da mahvedecek, geleceğe hiçbir şey ifade etmeyen, elli altmış yıl ömrü olan, dünyanın başına bela olan nükleer enerji için binlerce yıllık geleceği heba etmiş olacaksınız.

Santralde yaşanacak olan herhangi bir kazanın, herhangi bir olumsuzluğun sonuçlarını düşünmek bile istemiyorum. Siz, termik santrallere hâlâ filtre takamamış ve onların sağlıklı bir ortamda çalışmasını sağlayamamış bir iktidarsınız ve akşama kadar, sırası geldiğinde, halk iktidarından, iradeden, millet iradesinden söz ediyorsunuz. Neden cesaret gösterip santral kurmak istediğiniz o yerlerin halkıyla bir referandum yapmayı göze almıyorsunuz? "İtibar kazanacağız." diye böyle projeler gündeme getiriyorsunuz ama illa da itibar kazanmak istiyorsanız öncelikle Türk lirasının değerini koruyun. İkincisi, yoksulluğu ortadan kaldırın, insanların gelir dağılımından adil yararlanmasının yolunu açın. Üçüncüsü, üç beş müteahhide kendinizi mahkûm edeceğinize "10 milyon insana yardım ediyoruz." demekten vazgeçin, o insanların kendi yaşamlarını kendilerinin sürdürebilecekleri bir ortam yaratın; bu, sizin itibarınız olmuş olsun.

Bunlarla yetinmiyorsunuz; bugün Bakan bir açıklama yapıyor "Biz hiçbir zeytin ağacını sökmeyeceğiz." diyor. Devam ediyor, diyor ki: "Alıp başka yere götüreceğiz -sökmeden götürecekmiş, nasıl götürecekse artık- orada tutmazsa, yeniden can vermezse o zaman onların yerine beşer tane zeytin ağacı dikeceğiz." Zeytin ağacından asgari gelir düzeyine ulaşılması için on beş yirmi yıl gerekmektedir. On beş yirmi yıl insanları gelirinden mahrum edeceksiniz ve hangi toprağa nerede yer vereceksiniz, o da ayrı bir muamma. Bunu, Bakan kendi ağzıyla söylüyor. Onun için, bunlardan vazgeçin, Türkiye'nin zeytininden vazgeçin.

Zeytin, gerçekten kutsal bir ürün; dünyada bulunduğu her yere bereket katan, lezzet katan, güzellik katan bir bitki. Onun için, binlerce yıl ömrü olan bir ağacı üç günlük ömür için, rehabilite edemeyeceğiniz şeyler için heba etmeyin.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

KEMAL PEKÖZ (Devamla) - Rehabilitasyondan söz ediliyor zaman zaman. Maden ocaklarında rehabilitasyondan söz ediliyordu. Bazı maden ocaklarını gidip gördük, mermer ocaklarının rehabilitasyonunu da gördük. Bunun da nasıl yapıldığını size söylemek istiyorum: Almışlar, plastik boyayla yeşile boyamışlar kalan mermerin izlerini. Bu da AKP'nin rehabilitasyon görüntüsü olmuş oluyor. Onun için gelin, bu kanunu bir bütün olarak çekin ve bu kanunu çıkarmaktan vazgeçin; iyilik yapmış olun, bir iyiliğiniz bulunsun ve iyilikle anılır durumda olun hiç değilse diyor, Meclisi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)