GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Nükleer Düzenleme Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:61
Tarih:03.03.2022

ORHAN SÜMER (Adana) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, Çevre ve Sanayi Komisyonlarında görüşülen Nükleer Düzenleme Kanunu Teklifi üzerine söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Yalnız, sözlerime başlarken Cahit Bey'e bir şey hatırlatacağım: Cahit Bey, sizin vesayetçiler üç dakika sonra yakıtın tabelalarda 20 lirayı aştığını belirttiler; 2002'de AK PARTİ iktidara geldiğinde 1.100 liraydı, şu an gece on iki itibarıyla 20 lirayı aşmış durumda.

Değerli milletvekilleri, gerekli araştırmalar yapılmadan, çevre analizleri değerlendirilmeden, ÇED raporlarının üzerinde durulmadan, bölge halkının görüşü alınmadan sırf saray iktidarı istedi diye, rant çeteleri mutlu olsun, para kazansın diye ülke toprakları nükleer ve termik santrallere kurban edilmemelidir. Adana Yumurtalık'ta yapımına devam edilen Hunutlu Termik Santrali inşaatının durdurulması ve bu projenin iptal edilmesi gerekmekteydi. Zaten Yumurtalık'ta 2003 yılından bu yana çalışan Sugözü Termik Santrali bulunmaktadır; Hunutlu Termik Santrali'nin, sadece 1.800 metre uzağında faaliyet gösterecek olması başlı başına durumun vahametini göstermektedir. Ayrıca, bölgedeki santraller turizm arazilerinin verim değerlerini düşürmekte, balık çeşidinin yok olmasına da neden olmaktadır. Maalesef, birçok balık çeşidi şu an Yumurtalık ve Karataş sahillerinde kaybolmuş durumda.

Yine, bölgemizi ilgilendiren Akkuyu Termik Santrali'nin de derhâl durdurulması ve projeden vazgeçilmesi gerekmektedir. 2023'te açılacağı duyurulan Akkuyu Nükleer Santrali için yapılan ankette halkın yüzde 86'sının karşı çıkmasına rağmen inşaat devam ediyor. Ne yazık ki birçok iş kazasının meydana geldiği santral inşaatı, bölgemiz hatta ülkemiz için pimi çekilmiş bir bomba etkisi yaratmaktadır. Akkuyu Nükleer Santrali'ne kadar birçok defa yap-işlet-devret modelleri görmüştük ancak ilk defa "yap-işlet-yönetimi yabancıda kalsın" projesi görüyoruz. Yirmi yıl işletilmesinin ardından Akkuyu hisselerinin yüzde 51'i yine Rusya'da kalacak. Biz "Enerjide dışa bağımlılığı azaltalım." dedikçe iktidar göbeğinden bağlı olduğu emperyal devletlere bir kat daha bağlanmış bulunuyor.

Değerli milletvekilleri, enerji politikasının, maden çıkarma ve işletme politikasının bazen devlet eliyle, bazen de yerli şirketler aracılığıyla yapılmasında fayda vardır ancak hiçbir devlet yerli maden çıkarmak için binlerce yıllık zeytin ağaçlarından vazgeçemez. Tek bir zeytin ağacı ranta kurban edilmemelidir. Daha önce yedi kez Meclise getirilen, hepsinde reddedilen bir kanun düzenlemesi, gece yarısı kimsenin haberi olmadan Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle yasalaşıyorsa kimse kusura bakmasın orada art niyet vardır. Ranttan beslenen şirketlere maalesef ülkemizin en değerli arazilerini bile satabilecek irade söz konusudur. AKP Türkiyesinde asgari ücret açlık sınırının altında, emeklilik maaşı yok denecek kadar az, enflasyon üç haneli rakamları zorluyor, her 4 gencimizden 1'i işsiz, kadınlarımız öldürülüyor, sağlık çalışanlarımız dövülüyor, "tweet" atan gençlerimiz tutuklanıyor, esnaf kepenk kapatıyor, fırınlar bayat ekmek, simitçiler yarım simit satıyor, ülkenin dört bir yanında hayat pahalılığıyla feryat sesleri geliyor; iktidar oralı bile değil.

Değerli arkadaşlar, tarımdaki, ekonomideki, dış politikadaki yönetimler tartışılabilir, eleştirilebilir ancak bu kürsüden defalarca dile getirdik, Adana'da yüz on yedi yıl hizmet vermiş hastane binası yıkıldı, yıllar geçti, yerine yenisi yapılmadı. Yüreğir'de bu hastane taşrayla birlikte 500 bin kişiye hizmet veriyordu. Vatandaşlarımız mağdur, "'Ama'sız, 'fakat'sız hastanemizi tekrar, yeniden yapsın." diyorlar.

Yine, Adana'da hepimizin bildiği gibi, içimizi yakan orman yangınları meydana geldi; köylülerimizin evleri, hayvanları, tarlaları yandı. İktidar yetkilileri geldi, "Tüm kayıplar yerine getirilecek." diye söz verdi, hatta bunun için yardım kampanyaları düzenlendi. Sonuç ne oldu? Değerli arkadaşlar, evi yanan 11 aileye 11 adet konteyner tahsis edildi. Neredeyse iki sene geçti, ortada hâlâ ev yok. Kara kışta millet konteynerlerde yaşam savaşı veriyor.

Değerli arkadaşlar, en değerli kamu arazilerinin satışını; yıllardır bitmeyen Kozan yolunu, Karataş yolunu, Kozan-Mansurlu yolunu defalarca buradan dile getirdik. Adana'da her geçen gün artan işsizlik seviyesini, uyuşturucu sorununu, yanlış mülteci politikasını, Adana'da yapılması gerekenleri tek tek anlattık. Maalesef, saray iktidarının, Adana'yla özel bir derdi olmalı ki "Hangi problemi çözelim?" diye öneri sunsak gözleri görmez, kulakları duymaz oluyor.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; güvensizliğin, adaletsizliğin, ekonomik krizin, zam yağmurunun çok yakında sonu gelecek.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

ORHAN SÜMER (Devamla) - Teşekkür ederim Başkanım.

Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun öncülüğünde, demokratik parlamenter sisteme geçiş için yola çıkan, yarının Türkiyesini inşa edecek olan Millet İttifakı, Cumhuriyet Halk Partisi iktidarıyla, Türkiye özlenen günlerine kavuşacaktır diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)