GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: GERİATRİK REHABİLİTASYONA İLİŞKİN
Yasama Yılı:2
Birleşim:82
Tarih:22.03.2012

VURAL KAVUNCU (Kütahya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizde 18-24 Mart tarihleri arasında kutlanan Yaşlılara Saygı Haftası nedeniyle gündem dışı söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Yaş alma, tüm canlıların yaşamında olduğu gibi insan yaşamının da kaçınılmaz bir parçasıdır. Örfümüz gereği saygı ve sevgi taşıdığımız büyüklerimizi bugün vesilesiyle anmak, onlara daha güzel bir yaşamı sunmak için elimizden gelen gayreti göstermek hepimizin ulvi görevlerindendir. Biz, yaşlılarımızı dün ile bugün arasında köprü kuran, kültürümüzü ve değerlerimizi yarınlara taşıyan en değerli varlıklarımız, kültür hazinelerimiz olarak görüyoruz. Bu değerlerimiz yaşamlarının büyük kısmını topluma ve ülkeye hizmetle geçirmiş, yaş yaşamış, gün görmüşlerdir. Bu nedenle, ömürlerinin sonuna kadar insan onuruna yakışır bir şekilde yaşam sürmeleri, bakıma muhtaç olduklarında da gerekli özen ve desteği yanlarında bulmaları en doğal haklarıdır. Bizleri bugünlere ve geleceğe hazırlayan yaşlılarımız için hayatı kolaylaştırmak, onlara terk edilmişlik ve kimsesizlik duygusunu yaşatmamak, kimseye muhtaç olmadan yaşamalarını sağlamak, toplumun, devletimizin öncelikli görevleri arasındadır.

Yaşlılığı sadece güçlük ve zorlukların olduğu bir dönem değil, hoş yanlarının da olduğu bir hayat kesiti olarak görmek gerekiyor. "Aktif yaşlanma" kavramı, yaşlı bireylerin herhangi bir engellilik durumları olması hâlinde bile toplumda yürütülen faaliyetlere katılmalarını amaçlar. Bunun için, yaşlıların sahip oldukları potansiyelleri kullanabilmelerinin yolunu açmak, yeterli korunma, güvenlik ve bakım desteğine ulaşabilmelerini sağlamak gerekiyor. Unutmayalım ki yaşlanma, yaşanan yılların sayısından ziyade fiziksel ve zihinseldir. Bir insan kırk beş yaşında iken bile yaşlı olabilir, yetmiş beş yaşında iken bile genç kalabilir.

Her yaşlı, kendi geçmişiyle ayrı bir bireydir. Hayatları saygı duyulası bir roman, kendileri de o romanın kahramanıdırlar. Yaşamlarının şimdiki kesitinde de mümkün olduğunca özgürlüklerini korumayı, bağımlı olmadan yaşamayı isterler. Ne var ki yaşlanmayla birlikte vücutta meydana gelen değişimler çevre koşullarına uyumda zorluklara neden olur. Bedensel kısıtlar nedeniyle evlerde kazalar, düşme riskleri artmış olur, bunlara bağlı yaralanma ve sakatlanmalar artmış olur. Örneğin, altmış beş yaşın üstünde her 3 yaşlıdan 1 tanesi düşer ve önemli sakatlıklar geçirebilir. Bunlar kolay önlenebilen unsurlardır.

Türkiye'de de önümüzdeki dönem içinde önemli bir yaşlı nüfusu beklenmektedir. Yaşlılıkla beraber artan müzmin hastalıklar ve ortaya çıkacak bedensel kısıtları gidermek için rehabilitasyon hizmetleri önem taşımaktadır. Yaşlı rehabilitasyonu, bir rehabilitasyon hekimi liderliğinde, fizyoterapist, uğraşı terapisti, konuşma terapisti, hemşire, sosyal çalışmacı, beslenme uzmanıyla birlikte yürütülecek bir tedavi yöntemidir.

Nüfus yaşlanırken sağlık politikalarımız da bu değişime paralel değişimler gösteriyor. Hükûmetlerimiz döneminde yaşlılara ödenen ücretlerde, huzurevlerinde, sağlık hizmetlerinde devrim niteliğinde yenilikler yapılmıştır. Sadece yaşlı aylığında on yılda yüzde 100'ün üstünde bir artış sağlandı. Doğrudan sosyal yardımlarda ciddi artışlar meydana getirdik.

Geçtiğimiz hafta sonu, son dönemde ülkemize kazandırılan en güzel huzurevlerinden birisi olan Kütahya Huzurevini ziyaret ettim. İsteğe göre tek kişilik, çift kişilik ve aile odaları olmak üzere tasarlanmış özel rehabilitasyon yatakları, fizyoterapi ünitesi ve güler yüzlü personeliyle pırıl pırıl olan huzurevimize giderek gurur duydum. Sohbet ettiğim yüz altı yaşındaki Ayşe Tekin teyzemizin gülen gözleri bizim için çok şeyler ifade etti.

Tüm bu yaptıklarımız sosyal devlet olmanın sorumluluğu gereğiydi. Ancak, devletimizin çalışmaları, yaşlılarımızın sorunlarının tamamıyla çözülmesinde yeterli olmamakta, çözümde toplumsal sorumluluk üstlenilmesi gerekmektedir. Bu bakımdan, vatandaş olarak yaşlımıza el uzatmalıyız; toplum olarak maddi, manevi yaralarını sarmalıyız.

Sözlerime Büyük Atatürk'ün şu sözleriyle son vereceğim: "Bir milletin yaşlı vatandaşlarına karşı tutumu, o milletin yaşama kudretinin en önemli kıstasıdır. Geçmişte çok güçlüyken tüm gücüyle çalışmış olanlara karşı minnet hissi duymayan bir milletin geleceğe güvenle bakmaya hakkı yoktur."

Bu duygularla tüm büyüklerimizin Yaşlılar Haftası'nı kutluyor, minnet ve şükran duygularımla, yaşam sevinçlerinin hiç kaybolmadığı, sağlıklı ve mutlu günler temenni ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Kavuncu.